Röportaj: Serap Safiye YıldızSosyal medyadan tanıdığım Mehtap Gözükan, heykeltıraş. Ancak, O'na 20 binin üzerinde takipçi kazandıran özelliği sanatı değil, ikinci uğraşı olan Kur'an araştırmaları. Uzun yıllarını, Allah’ı anlamaya adayan Gözükan, edindiği her doğru bilgiyi bizlerle paylaştı. Modern görünüşü ve sanatçı kişiliğine ilahiyatı yakıştırmalar olsa da O yetinmedi bir de üzerine ilahiyat okudu. Kendisini biraz daha tanıyalım. MehtapGözüken, 1971 doğumlu. Gazi Üniversitesi, Resim Bölümü Heykel Ana Sanat Dalı mezunu. İkinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi’nde İlahiyat Önlisansokudu. Pek çok karma sergiye katıldı. Makaleleri yurt içi ve yurt dışında pek çok gazete ve dergide yayınlandı.Sosyal medya hesaplarını açtıktan sonra bazı ateist deist ve agnostik gruplara üye olarak, insanların İslam’a bakışını ve İslam’la aralarına koydukları mesafenin nedenlerini anlamaya çalıştı.“Allah Barışa Çağırır” kitabını neden yazdı ? Niçin okumaliyiz? Kur’an-ı Kerimcok mu anlasilmaz, yalniz hocalar mi anlar? Kur’an-ı nasıl okumaliyiz? Gibi bir çok soruya cevap bulabileceginiz bir rehber kitap.Kitabın içeriğini ve yazılış sürecini kendi anlatımından okuyalım.Gözükan“Birincisi, Kuran’ı metoduna göre okumayı bilmemekten kaynaklanan bazı okuma hataları, önemli yanlış anlamalara neden oluyordu. Örneğin Tevbe Suresi 5. ayet uzun bir metindir. Ancak o metnin içinden “Müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün” bölümünü aldığınızda, ayetin anlattığından bambaşka bir sonuç çıkar ortaya. Sanki ;Allah, durup dururken müşrikleri öldürün demiş gibi gösterilir. Oysa, ayeti bağlamında değerlendirdiğinizde durum hiç de zannedildiği gibi değildir. Anlaşmayı bozup, Müslümanlara saldıran ve öldüren müşriklerdir bahsedilir.İkincisi, rivayetlerin, sözde hadis ve mezheplerin de dinde hüküm kabul edildiğinin zannedilmesi ve Kuran’a muhalif olan, rivayete dayanan bazı Kuran dışı söylemlerin İslam’dan zannedilmesi. Örneğin “dinden çıkanı öldürün”, “zina yapanı recm edin” “6 yaşında çocukla evlenilebileceği” zannı gibi…Üçüncüsü, erkek egemen zihniyetin yaptığı meallerde kasıtlı veya rivayet kültüründen etkilenerek bazı kelimelere verilen yanlış manalar. Örneğin Nisa 34’de yer alan kadın dövme konusu gibi.Dördüncüsü, teoride anlatılanı görmezden gelip, Ortadoğu coğrafyasındaki pratiğe bakarak İslam ve Müslümanlar hakkında genelleme yapılması ki en rahatsız olduğum başlıklardandır bu.-Tüm bu sorunları gördükten sonra, elbette sorumlu bir Müslüman olarak sessiz kalamazdım. Öncelikle bu gruplarda sorun haline getirilen konularla ilgili makaleler yazmaya başladım. “Kuran’da çocuk evliliği yok”, “Kadın ve erkeğin miras paylaşımı”, “Kuran’da kölelik yok”, “Kuran’da kadın dövmek yok”, “Kadının şahitliği”, “İslam’da recm yok”, “Dinden çıkmanın cezası ölüm değil”… gibi konularda Kuran’dan delillerle anlatımlar yaptım. Ancak IŞİD’in de yoğun faaliyet içinde olduğu dönemlerde İslamofobi ciddi manada artmıştı. Bu kez İslam’ın savaş ve ölüm dini olduğu hususunda söylemler başlamıştı. Kasıtlı veya bilgisizlikten dolayı pek çok ayet, tabiri caiz ise cımbızlanıp servis edilir hale gelmişti. Manası BARIŞ olan İslam’ın savaş ve terörle ilişkilendirilmesinden çok rahatsızlık duydum ve bu vesile ile “Allah Barışa Çağırır” kitabını yazmaya karar verdim. Yaklaşık 1 yılda kitabın yazımını tamamladım. Kitapta hem Müslümanlara, hem de ateist, deist ve agnostiklere bir bakış açısı sunmaya gayret ettim. İçinde İslam kelimesinin geçtiği ayetlerin, “Barış” manası ile okunduğunda çok daha anlaşılır olduğunu, Allah’ın Ali İmran 85’de “İslam’dan (Barıştan) başka din kabul etmem” diyerek aslında Kuran’da yer alan barışı, adaleti, yardımlaşmayı, güzel ahlakı kabul edip; bunların zıttı olan savaşı, adaletsizliği, bencilliği ve kötü ahlakı kabul etmediğini ayetlerle delillendirdim. Sonrasında savaş ayetlerinin daha iyi anlaşılması için Kuran’da bahsedilen Müşrik, Münafık, Mümin gibi insan karakterlerini ayetlerle tanıttım. Ardından Kuran okumanın metodunu birkaç örnekle anlattım ki önemli başlıklardan biridir bu başlık. Çünkü Kuran, metoduna uygun okunursa anlayabileceğimiz bir kitaptır. Örneğin bir test kitabında okumaya en arka sayfada yer alan cevap anahtarından başlamayız. Kuran’ın da kendine has metodu vardır. Örneğin evlilik, savaş, adalet gibi farklı başlıklardaki ayetler, Kuran’ın tümüne dağılmış durumdadır. Yani bir konuyu giriş, gelişme ve sonuç olarak topluca okuyamazsınız. Bu nedenle her başlığın geçtiği tüm ayetleri bilmek ve birbiri ile bağlantılı okumak gerekir ki bu, zihni çok dinç tutan bir okuma biçimidir. Her konunun bir hüküm ayeti vardır. Hüküm ayeti merkeze alınır ve diğer ilgili ayetler, merkezdeki hükme göre açıklanır. Örneğin kitabın konusu olan savaşın hüküm ayetleri Hac Suresi 39 ve Bakara Suresi 190 ve devamındaki ayetle sabittir. Ne der bu ayetler? “Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma) izni verildi.”, “Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın…” Özetle bir Müslümanın savaşması, kendisine zulmedilmesi ve savaş açılması durumunda gerçekleşir. Bunun dışında fetih için, İslam’ı yaymak için savaşmak söz konusu dahi değildir. “Dinde zorlama ve baskı yoktur” der bir ayette. Bir başka ayette “Hak Rabbinden gelendir. Dileyen iman eder, dileyen inkar eder” der. Nebiye “Eğer Rabbin dileseydi insanların tümü iman ederdi. O zaman insanları mümin oluncaya kadar sen mi zorlayacaksın” der. Özetle bu ayetlerde fikir hürriyeti anlatılır. Kimseye fikrinden dolayı zulmedilmez. İslam nezih bir Müslüman karakteri ortaya koyar. Savaşta kendi canın çekse dahi yemeği önce esire yedir diyen bir din, esir alınan kişilerin boynunu ekmek keser gibi kesmenizi söylemez elbette. Kitapta Kuran’ı okumanın metodunu örneklerle gösterdikten sonra, savaş ve cihad ayetlerinin her birini birbiri ile bağlantılı şekilde ele aldım. Ayetleri ayetlere açıklattım. Muhalif arkadaşların “Din Allah’ın oluncaya kadar savaşın”, “Müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün”, “Müminleri savaşa teşvik et”, “Ellerini ayaklarını çaprazlama kes”, “Onları bulduğun yerde öldür” “Tevbe eder, namaz kılar, zekat verirlerse yollarını açın” gibi bağlamından kopararak cımbızladıkları ayetleri bağlamında değerlendirdiğinizde ortaya çıkan nezih tabloyu detaylı olarak anlatmaya gayret ettim. Sonrasında dünya tarihindeki 1763 savaşın sadece 123’ünün din ile ilişkilendirildiğini, onların da aslında Haçlı seferleri gibi temelde siyasi amaçlı olduklarını kaynakları ile ortaya koydum ve yakın geçmişte Müslüman olmayan coğrafyalarda yaşanan savaş ve katliamlardan bahsettim. Türklerin Müslüman oluşu, Beni Kureyza konularına değindim. Kuran’da sevgi, merhamet ve adaletin esas olduğunu ayetlerle anlattım. Son bölümde bazı İslam muhalifi sorulara cevap verdim. Örneğin “Müşrikler müminlere saldırmakta haklı mıydı?”, “Müslümanlar güçsüzken savunma savaşı vardı; Güçlenince saldırı savaşı mı emredildi?” “İslam düşünmeyi, sorgulamayı yasaklar mı?”, “Kuran’ı Muhammed nebi mi yazdı”, “Siz Kuran’ı Araplardan daha mı iyi bileceksiniz”… gibi Tüm bu anlatımları yaparken aslında göstermek istediğim önemli bir şey daha vardı. Halk arasında yanlış bir anlayış hakim biliyorsunuz. “Biz Kuran’ı anlayamayız. Hocalar, din adamları, alimler anlar ve onlar bize anlatır.” Oysa Allah fert olarak bize “OKU”, “DÜŞÜN”, “ÖĞÜT AL” diyor. Birileri sizin adınıza okusun, düşünsün ve size anlatsın demiyor. Allah Zuhruf 44’de bizleri Kuran’dan sorumlu tutmuş. Şayet ben okuduğumda anlayamayacaksam ve başkalarına mahkum olacaksam, bu Allah’ın adaletine uymaz. Allah içten yönelen öğüt alır düşünür der. Demek ki Kuran’ı anlamada samimiyet önemli bir ölçü. Bir başka ayette Benim sınırlarımı koruyanlara doğru ile yanlışı ayıracak bir anlayış veririm der. Samimiyet ve kararlılık… Kuran’ı anlamak için başka kilit bilgiler de verilmiş ayetlerde. Örneğin her bilenin üstünde daha iyi bilen vardır der bir ayette. Bir başka ayette müminlerin işlerini aralarında istişare ile yaptıklarını söyler. Kişi Arapça bir kelimede tıkandığında, daha iyi bilenle istişare eder. Konu budur. Özetle Prof. Ahmet bey de, çoban Ali efendi de Kuran’a eşit uzaklıktadır. Ali efendi, samimiyeti ve gayreti fazla ise, Ahmet beyden çok daha doğru sonuca ulaşabilir. Kuran kariyer sahibi, zeki, İlahiyat okuyan veya Arapça bilenin anlayacağı bir kitap değildir. Öyle olsa Araplar bugün bu halde olmazlardı. Deve idrarı içmeyi sünnet sayan ve teşvik eden İlahiyatçılar olmazdı. Bu kalıpların yıkılması gerekiyor. Dileğim, Kuran okumak ve anlamak hususunda gayret edenlerin sayısının artması inşaAllah. Yeter ki niyet edelim…Mehtap Gözuka, telif karşılığı aldığı kitapları ücretsiz dağıtıyor, bilginiz olsun.
GÜNDEM
30 Ekim 2018 - 08:20
2 günde 2 baskı yaptı
Kur'an araştırmaları yapan Heykeltraş Mehtap Gözükan'ın yazdığı "Allah Barışa Çağırır” isimli kitap 2 günde 2 baskı yaptı. İşte Gözükan'la kitabı ve kendisiyle ilgili yaptığımız röportaj...
GÜNDEM
30 Ekim 2018 - 08:20