Birleşmiş Milletler Gıda
ve Tarım Örgütü'nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, “Dünya Gıda
Günü” olarak kutlanıyor. Bu yılki temayı "Eylemlerimiz
geleceğimizdir. Sağlıklı beslenme ile açlığa son verilmiş bir dünya"
sözleriyle belirleyen FAO, bu yıl sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme özelinde
farkındalık çalışmalarına ağırlık verecek. FAO’nun Dünya Gıda Günü özelinde bu
yılki farkındalık çalışmalarının son derece anlamlı olduğunu söyleyen Duru
Bulgur Gıda Mühendisi Ece Duru, dünyada artan nüfusun beslenme ihtiyaçlarını
karşılarken, bir yandan da doğal kaynakları, biyoçeşitliliği ve ekosistemin
sağlığını korumanın önemine işaret etti. FAO’nun bir yandan açlık tehdidini
vurgularken bir yandan da obezite tehlikesine dikkat çektiğini söyleyen Ece
Duru, dengeli ve sağlıklı beslenme adına baklagillerin stratejik bir önem taşıdığını
söyledi.
Düzenli
bakliyat tüketimiyle obezite engellenebilir
Ece Duru şöyle konuştu:
“FAO’nun araştırmaları dünya genelinde 670 milyondan fazla yetişkin ve 120
milyon kız ve erkek çocuğunun (5- 19 yaş arası) obeziteyle mücadele ederken,
820 milyonu aşkın insanın ise açlıkla mücadele ettiğini ortaya koydu. Sağlıksız
beslenme, dünyada, bulaşıcı olmayan hastalıklarda ölümlere sebep olan risk
faktörlerinin başında geliyor ve dünya çapındaki her 5 ölümden biriyle
ilişkilendirilen sağlıksız yeme alışkanlıkları, yılda 2 trilyon dolara yaklaşan
maliyetiyle hükümetlerin sağlığa ayırdıkları bütçeler üzerinde büyük bir yük
oluşturuyor. Tam da bu noktada baklagil tüketimini ve üretimini sürdürülebilir
hale getirmek stratejik bir nitelik kazandı. Açıkça görülüyor ki; baklagilleri
düzenli olarak tüketmek, besin içerikleri açısından dengeli ve sağlıklı
beslenmeye önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bakliyatların besin değeri zengin
ve ekonomik olmasından dolayı gelecekte de açlık ile mücadelede önemi bir rol
oynayacak.”
Baklagil
üretimi ekosistemi koruyor
Baklagillerin sağlıklı beslenmedeki rolünü detaylandıran Duru, bu gıda grubunun protein, diyet lif, demir, çinko, magnezyum ve vitaminler yönünden zengin bir içeriğe sahip olduğunu belirtti. Yüksek lifli, düşük kalorili oldukları için porsiyon kontrolü sağlandığında kilo alma korkusu olmadan baklagillerin tüketilebileceğini kaydeden Ece Duru, diyabetin daha iyi kontrol edilmesinde de baklagil tüketiminin önemini vurguladı. Bakliyat tüketimi kadar üretiminin de dünya geleceğinin korunmasında stratejik bir önem taşıdığının altını çizen Ece Duru, “Baklagil bitkileri bir taraftan havanın azotunu toprağa bağlama yeteneğindeki bakterileri köklerinde bulundururken diğer taraftan pek çok kültür bitkisinin yetişemediği zor koşullarda yetişerek, insanların gıda gereksiniminin karşılanmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Fasulye gibi baklagil grubu bitkiler, havanın serbest azotunu bazı bakteriler sayesinde bitki yararına kullanırlar. Bu durumda; havada bitkinin kullanamayacağı formda olan azot elementi bu sayede bitkinin kullanabileceği forma dönüştürülür. Bitkiye ve toprağa besin elementi katkısı sağlanmış olur. Ayrıca baklagil köklerinin toprakta atık şeklinde kalması ile toprağa organik madde katkısı sağlanmış olur” bilgilerini aktardı.
Türkiye’de
bulgur tüketimi, makarna ve pirincin gerisinde
Türkiye’nin bulgur üretiminde
dünya birincisi olduğunu ve ülkemizde geçtiğimiz yıl 505 bin ton bulgur üretiminin
gerçekleştirildiğini anlatan Duru Bulgur Gıda Mühendisi Ece Duru Türkiye’deki
bulgur ve bakliyat pazarı hakkında şu bilgileri verdi:
“Türkiye’de bulgur tüketimi
kişi başı 3,30 kilogramdır. Bu geleneksel bir ürün olan bulgur için makarna ve
pirince göre oldukça düşük. Fakat bu oran İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu gibi
bölgelerde kişi başı 9 kilograma çıkarken, batı bölgelerde kişi başı 1
kilograma kadar düşüyor. Baklagiller grubunda kişi başı ortalama porsiyon
miktarı 60 gr civarında. Fasulyede ise kişi başı yıllık tüketim ortalama 3.3 kilogram
iken nohut 5.2 kilogram. Fasulye kişi başı yıllık porsiyon adedi 55 öğün iken
nohutta 86 öğüne denk geliyor. Türkiye’de 265 bin ton fasulye tüketimi
gerçekleşiyor. Nohut Türkiye’de yıllık ortalama 412 bin ton tüketiliyor. 411
bin tonu kuru bakliyat şeklinde tüketilirken 1000 ton haşlanmış ürün şeklinde
tüketiliyor. Bulgurda ise Türkiye genelinde yıllık tüketim miktarı kişi başı 13
kg civarında.”
Türkiye’de ve dünyada
bulgur ve bakliyat için fuarlar ve çeşitli toplantılar aracılığıyla tanıtım
çalışmaları yaptıklarını dile getiren Ece Duru, gelişmekte olan birçok ülkede
baklagillere dayalı bir beslenme düzenine geçiş yapıldığını söyledi.