Çörüs: “Çocuk suçluluğu tamlaması da tıpkı sokak çocuğu, trafik canavarı gibi düşünce tabiatımızı zorlayan betimlemelerden biri. Trafiğin görünmez bir canavarı mı vardır? Yahut sokakların çocuğu olabilir mi?Suçun modern hukuktaki tanımına bakıldığında ilk fark edeceğimiz unsur ayırt edicilik gücü. O nedenledir ki mesela akıl hastalarının ya da zihinsel engellilerin cezai ehliyeti yoktur. Uluslararası İnsan Hakları ve Çocuk Hakları sözleşmeleriyle güvence altına almayı vaat ettiğimiz türümüzün korunmaya muhtaç en hassas varlığı, nörolojik, psikolojik ve sosyal olarak henüz olgunluğa erişmezken doğabilen suç davranışlarının bizatihi faili midir yoksa mağduru mu?Eğer, biraz olsun çocuk gelişimine dair farkındalığa sahipsek, reşit olma yaşının tesadüfen saptanmadığını da biliriz. Bu yaş, tüm bio-psiko-sosyal veriler gözetilerek benimsenmiş bir uluslararası ortak kabuldür. Dünyada başka hangi konuda bu kadar kavgasız ortak kabul var bilmiyorum ancak çocuğun gelişim evrelerine duyarlık bunlardan birisi. Peki, bilim disiplinlerinin bu hassasiyetinden daha da derin bir sevgi, şefkat ve özen ile çocuğa yaklaşması beklenen sayın anne babalar, yasa koyucular yani biz yetişkinler ne durumdayız? Karnemiz fena…” dedi.Bir evladı sevmenin bedeli kaç paradır? Ekonomik gerekçelerin bir sığınak olmadığını, temel ihtiyaç olan sevginin parasal ihtiyaç gerektirmediğini vurgulayan Çörüş; “Çocuk Esirgeme Kurumlarımız tam kapasite çalışıyor. Çocuk Şube Birimlerimiz de öyle. Bu hal çocuklarımızın seçimi mi? Değil. Suç davranışında hukukun duyarlı gözü azmettirici unsurları dikkatle tarar. Ya o unsurlar Çocuk Suçluluğu tamlamasının gizli öznesi ise? Ekonomik açmazları bahane ederek bir çocuğunu sokağa diğerini yetimhaneye bırakan bir anne babanın muhakkak hamilelik nedir üzerine bilgisi vardır. Ancak, hamilelik sonrası yıllar ve yıllar sürmesi beklenen anne ve baba olma ehliyeti hakkında fikirleri nedir? Maslow, temel biyolojik ihtiyaçlar giderilmeden söz edilecek güvenin, sevginin, aidiyetin özürlü olacağını söyler. Temel biyolojik ihtiyaçlar beraberinde eğitim, sağlık, çalışma gibi sosyal adalet alanlarının sorgu sualini getirir. Bu alanlarda süreğen hüsran korunmaya muhtaç bebeği, bir gün suç makinesine dönen çocuğa pekala taşıyabilir.Netice itibariyle, sosyal nizamı daha adil kılamayabiliriz. Ama bir çaremiz var ki, değiştiremeyeceklerimizi fark edip değiştirebileceğimiz unsurlara yüzümüzü dönebiliriz. Bir evladı çok sevmenin bedeli kaç paradır? Onunla dertleşmenin? Onu kucaklamanın? Gönül diler ki, dünyaları ona verelim. Lakin dünyaları veremedik diye sokakların kaosuna sürüklediğimiz evlatlarımız suç işlediğinde, onlar suçlu bizler masum muyuz?” ifadeleri ile farkındalığa dikkat çekti.Çok sevmeliyizKoşulsuz sevgi mesajı veren Çörüş, sözlerini şöyle tamamladı: “Aklıma gelmişken Harlow un maymun bebeleriyle olan klasik deneyi de söyler; anne ile temas yoksa bebeğin yetişkin olduğunda içgüdülerine rağmen anne olma becerisi geliştiremediğini.Çok sevmeliyiz;Rogers ın dediği gibi, koşullardan muaf sevebilmeliyiz!
GÜNDEM
04 Haziran 2018 - 14:30
Bir evladı sevmenin bedeli kaç paradır?
Suç işleme davranışı geliştiren çocukların sayısı, endişe veren oranlarda artıyor. İstatistiklere göre geçtiğimiz yıl, bir önceki yıla göre yüzde 10 artarak, 108 binden fazla çocuk suç fiili sebebiyle güvenlik birimlerine getirildi. Tüketici Postasına konuşan İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gül Çörüş, “Suç ve çocuk” kavramlarının birlikte telaffuzunun dahi kabul edilemezliğine ve çocukları suça iten sebeplerin “ihmal ve sevgisizlik” olduğuna dikkat çekti.
GÜNDEM
04 Haziran 2018 - 14:30