Uzuuun bayram tatili başladı başlıyor, dün (16/8) gördüğüm kadarıyla erkenciler yollara çıkmış bile. Okuyucum nerededir bilmiyorum, ama yaklaşık 20 yıldır Kuzey Ege kıyı şeridinde yıllık izninin nerdeyse tamamımı kullanan biri olarak 34 plakalı araç kullanmaktan rahatsızım! Feci rahatsızım!Neden mi? Özellikle 06, 34, 41, ve 54 plakalı araç sahipleri (“onlar”) bayram tatillerinde buralara (Çanakkale’den Edremit’e, Ayvalık’a kadar olan kıyıları kastediyorum) akın ettiklerinde başta trafik olmak üzere her yerde, hatta pazarda bile, terör estiriyorlar da, ondan. 10 ve 17 plakalı araç sahipleri gayet düzgün ve saygılı araç kullanırken, “onlar” ortaya çıkınca korkup kenara çekiliyorlar. Başlarına bela almak istemiyorlar besbelli.Dün köyleri birbirine bağlayan daracık 2 izli yolun ortasından üstüme üstüme sürenler mi dersiniz, yavaş gidip, bir de üstüne arkasında konvoy olmuş araçlara yol vermeyenler mi, virajlı yollarda bilumum numaralarla çileden çıkaranlar mı, 60 km’lik yolda hepsini yaşadım. Yıllık dozumu (eskiler istiap haddi derdi) aldım…Ha bir de kadın şoför olmak var ya, o bambaşka bir şey yurdumun yollarında… Başka bir yazının konusu. Yine de itiraf etmeliyim ki, kadın şoföre şehirlerarası yollarda en çok saygı gösterenler kamyon ve TIR şoförleri. Helal olsun…Bayram tatili başlarken buralardaki “eski yazlıkçılar” olarak, biraz da olsa “yerli” yaşama uyum sağlamış olan bizler mutsuzuz. Nasıl olmayalım? Kısa dönem tatilciler, yani “onlar”, buralara büyük şehrin stresi ile gelip yerli-yazlıkçı hepimizi perişan ediyorlar. Hani diyeceğim dağdan gelip bağdakini kovmak gibi bir durum oluşuyor.Bugün öğlen yazlık sitemizin yakınında bir beldede bir aile işletmesinin sahibi ile konuşuyorum. “Bunlar göya tatile geliyorlar, ama büyükşehirdeki sorunlarını da beraberlerinde getirip ne doğru dürüst tatillerinin tadını çıkarıyorlar, ne de başkalarının huzur içinde birkaç gün geçirmesine izin veriyorlar” dedi. Vallahi çok haklı!Anlayamadığım bir şey var. Tanım gereği tatil (dinlence!) biraz dinlenmek, biraz huzur bulmak, rahatlamak, günlük yaşamın kaygılarından uzaklaşmak için fırsat değil midir? Bu gördüklerime/yaşadıklarıma göre değil. Bu gördüklerim ve yerlilerin kaç zamanlarda yaşamakta oldukları, büyükşehirden kopup gelip hırslarını ve hınçlarını beraberinde getirip herkesin huzurunu bozan kişiler. Acaba tatilden ne anlıyorlar?Kuzey Ege’de sezon kısa, Bodrum veya Antalya gibi değil. Mayıs ortasından önce öyle kolay kolay denize giremezsiniz. Eylül ortası hava bozarsa sezon biter. Bütün işletmeler de umutlarını Temmuz ve Ağustos aylarına bağlar. Zaten buralardaki çoğu işletme de aile işletmesi veya kamping.Geçen sene yine aynı zamanlarda sıkça uğradığım bir benzin istasyonuna girdiğimde market bölümünün gerçekten talan edilmiş olduğunu gördüm. Hayretler içinde çalışanlara bakarken onlar “İstanbullular geldi!” dediler. Valla o an utandım 34 plakamdan.Artık yaz aylarında aracımın plakasını 17 veya 10 olarak değiştirmek istiyorum, çünkü ben “onlardan” olmak istemiyorum. “Onlar” ki, tamamen dolu kıyı boyunca rezervasyonsuz gelip her işletmenin sınırlarını zorlayan, kapıları kırıp içeri giren, kumsalda yatıp herkesi rahatsız eden, … daha fazla anlatmayayım, YETER!Türk toplumu bireyleri olarak nasıl bu hale geldik, nasıl bu kadar bencil, acımasız, düşüncesiz olduk?Hadi bırakın başkalarını rahatsız etmeyi, asıl yaptığımız kendimize. Kendimize çektirdiğimiz bu çile niye? Yaşamda alıp veremediğimiz ne? Neden? Bir titreyip kendimize gelsek yol kısa iken…
GÜNDEM
17 Ağustos 2018 - 11:00
Bir titreyip kendimize gelsek yol kısa iken
Prof. Dr. İnci Çilesiz Tüketici Postası okuyucuları için yazdı: Bir titreyip kendimize gelsek yol kısa iken…
GÜNDEM
17 Ağustos 2018 - 11:00
İlginizi Çekebilir
kumsalda yatıp herkesi rahatsız eden ne demek yatmayacaksa kumsalda, sen oranın muhtarı mısın da gelenleri dışlıyorsun