Tüketici Postası – Nilüfer Tuba Akman
Merkez Bankası’nın 25.07.2019 tarihinde gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin Tüketici Postası’na açıklamalarda bulunan Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, Mayıs 2018 ayından bu yana; iç dinamikler, küresel gelişmeler ve dış kaynaklı ekonomik terör hareketi nedeniyle Ülke ekonomisinin çok ciddi ölçüde hırpalandığını ve yara aldığını belirtti.
Tüketicinin mutfağına adeta alev topu düştü, iğneden ipliğe her mal ve hizmetin fiyatı yüksek oranda zamlandı
Faizlerin yükselmesine, üretimin ve tüketimin azalmasına, yüksek enflasyona ve işsizliğe yaşanan kur şoklarının neden olduğunu ve Ülke ekonomisinin makro göstergeleri başta olmak üzere, yaşanan kur şoklarının tüm finansal verileri bozduğunu ifade eden Mehmet Bülent Deniz; “Yaşanan ekonomik kriz sürecinde, yaşamı sürdürmek için zorunlu tüketimin gerekleri çoğu zaman yerine getirilememiş, tüketicinin mutfağına adeta alev topu düşmüş, iğneden ipliğe her mal ve hizmetin fiyatı yüksek oranda zamlanmıştır. Ancak buna karşın toplumumuzun iç dinamikleri harekete geçmiş, krizin bir sosyal çalkantıya dönüşmemesi yolunda, ülkemiz insanı panik havasına kapılmadan sağduyulu bir şekilde krize karşı direnmiştir” dedi.
Yüksek faiz ekonomilerin düşmanıdır
“Ekonomik krizdeki
dalga boyu kısmen stabil hale gelmiş olmakla birlikte, oluşan hasarın giderilmesi,
geleceğe yönelik ekonomik ümitlerin güçlenmesi için krizden çıkış senaryosunun
uygulanmaya başlanması gereklidir. Bunun ilk adımı da tüm piyasaları
tüketicinin cebini yakıp kavuran yüksek faiz oranlarının düşürülmesi ile
atılmalıdır” diyen mehmet bülent deniz şöyle konuştu:
“Endonezya,
Güney Kore ve benzeri birçok ülke Merkez bankalarının politika faizlerinin
düşmesine yönelik kararları, ABD merkez bankası FED ve AB. Merkez Bankası’nın
da bu dönemde faizleri düşüreceğine ilişkin güçlü bir beklentinin olduğu bir
dönemde, 25 Temmuz 2019’da toplanacak TC. Merkez bankası Para Politikaları
Kurulu’ndan da aynı yönde karar çıkması gerektiği düşüncesindeyiz.
Halen yüzde 24
olan politika faiz oranının, en az 300 baz puan indirilmesi durumunda, bir yıldan
fazla zamandır durma noktasına gelen piyasaların canlanmaya başlayacağı, başta
büyüme olmak üzere işsizlik, tüketici güveni ve benzeri göstergelerde
hissedilir iyileşmenin yaşanacağı açıktır.
Faiz indirimi
kararı sonrasında olası senaryo olarak dile getirilen kurun yükseleceği
endişelerini paylaşmakla birlikte, kriz sürecinde USD kurunun ulaştığı
seviyeler anımsandığında, tercihin düşük faizden yana kullanılmasının yararlı
olacağı görüşündeyiz.
Yüksek faiz
ekonomilerin düşmanıdır. Ülke ekonomisinde açılan hasarların giderilmesi
sürecinde, yüksek faizle yol almak olanaklı değildir. Bu nedenle ekonomi
yönetimindeki siyasi irade ve piyasaların beklentisine katılıyor ve TC. Merkez
Bankasından politika faizlerini indirmesini bekliyoruz.”