Nüfus 'yönetiyorsan güçtür'

Demografi, nüfus artışı; genç nüfus, ülkelerin ekonomisinde önemli midir? Evet son derece kritik bir rol üstlenir. İşte bu gerçekten hareketle, son yılların en akıl karıştıran konularından birine dikkat çekmek istiyorum.

Sürekli çocuk yapılması istenen, çocuk sayılarının havalarda uçuştuğu ülkemizde, çocuk yapmakla, çocuk yetiştirmek arasındaki bağın göz ardı edildiğini ısrarla görmezden geliyoruz. Çünkü genç nüfus önemlidir, ama onlara bir gelecek yaratmak kaydıyla…

Bunun için de üreten, katma değer yaratan bir ekonomiye sahip olmanız, yolculuğunuzun salt rakamlarınızı büyütme değil, kalkınma odaklı olması, gelirin de adil olarak dağıtılması gereken, bu yolculukta da fırsat eşitliği sunan bir ekosisteme sahip olmanız gerekir.

Bizler gibi geçinemeyen, geçinecek kadar cebine para koyamayan, gelir talebi bir suçmuş gibi karşılanan, hakkını aramaya kalktığında grev ve benzeri anayasal hakları engellenen, bunun da bir marifet gibi anlatıldığı ülkelerde bu ortamı sağlayamazsınız.

Eğitimden girişimciliğe, çalışmaktan yaratıcılığa kadar fırsat eşitliği sunulmadığı, aksine yakını olanın bir yerlere geldiği, liyakatin tartışıldığı bir ortam yaratırsanız, dünyanın dolar milyonerine sahip ülkeleri arasına girersiniz, ama borç batağında nüfus yaratmak, iç göçten ya da beyin göçünden de kurtulamazsınız.

Genç nüfusunuz önemlidir; ama onlara gelecek yaratmazsanız, bu çocukları illegaliteye potansiyel ve ucuz insan kaynağı haline dönüştürürsünüz. Bir de üzerine meseleyi TV’ler ya da sosyal medya aracılığıyla dizilerle ya da eylemlerle özendirirseniz, o ülkede suç patlaması yaşanır.

Nitekim TÜİK’in son araştırması da yapılan bu hatanın ve yaklaşımdaki çarpıklığın sonuçlarını tüm çıplaklığıyla gözlerimizin önüne serdi. En azından tespit edilebilenlerin bile ürkütücü bir tabloyu önümüze koyduğunu görüyoruz.

“TÜİK, 2024 yılına ilişkin güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuk istatistiklerini yayımladı. Buna göre, geçen güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2023 yılına göre yüzde 9,8 oranında artarak 612 bin 651’e yükseldi.”

Suça karışan çocukların yüzde 40’ının yaralama olaylarına karıştığı söyleniyor. Yani bu da bir suç aleti kullanmaya eğilimli bir yapıyı bizlere gösteriyor. Çok yakın zamanda bir çocuğun diğerini öldürdüğünü, bu konuda hakkını arayan anneyi, yine aynı ekipten bir çocuğun mesajla tehdit ettiğini görmedik mi? Bu basına yansıyan. Bir de görmediğimiz, bilmediğimiz acaba neler oluyor?

Şimdi şapkayı önümüze koyup tekrar düşünelim. Amaç bir ülkede kaç kişi olduğunuz mu? Yoksa işe yarar, vasıflı, topluma, ülkesine, milletine yararlı kaç insana sahip olduğunuz mu? Bu fotoğrafı ve ekosistemi düzeltmeden, insanların üreterek bir şey kazanacağı ve gelecek kurgulayacağı yapıyı kurmadan çocuk istemek, en hafif tabiriyle sorumsuzluktur.

Bir bina bile inşa ederken önce, yapılacağı arsayı düzenlersiniz. Bu ülke hamasetle arsa olmayan yere bina yapmaya kalmıyor. Sonuç mu? Çok üzücü.

[email protected]

 

(Makale / Yazar - Çetin Ünsalan)