Okula yeni başlayan çocukların uyum süreci; ailelerin ve eğitimcilerin büyük sorunu olabiliyor. “Okul korkusu” ve “ayrılık kaygısı” olarak adlandırılan bu durumla ilgili ailelerin yapması ve yapmaması gerekenler var. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sebla Gökçe, okul korkusunun nedenlerini ve nasıl baş edileceğini anlattı.
Okul korkusunun daha çok ayrılık kaygısı yaşayan çocuklarda görüldüğünü vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, bu çocukların okula başladıklarında, ebeveynleri olmadan yoğun sosyal ortamın içinde kaldıklarında yoğun bir korku, ebeveynden ayrılmama isteği, ağlama, öfke, içe kapanma, anne ve babaya yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı hatta bayılma gibi bedensel sorunların da görülebildiğini söyledi. Okul korkusunun ilerleyen günlerde de ortaya çıkabildiğini belirten Gökçe, bu durumun çocukların okul ortamında arkadaş̧ ilişkilerinde sorunlar, akademik zorluk, öğrenme güçlüğü gibi problemler sebebi ile ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Ergenlik döneminde okul korkusu, okul reddi gözlemlenebildiğine dikkat çeken Gökçe, bu durumun ergenlerde sosyal kaygı, arkadaş̧ gruplarına girememe, sosyal kabul hissedememe, otorite ile sorun yaşama gibi sosyal ortam ile ilgili sorunlar veya akademik başarısızlık, performans kaygısı gibi sebeplerle ortaya çıkabileceğini anlattı.
Okul
korkusu kreşte başlayabilir
Günümüzde artık
okul korkusu ve ayrılık kaygısının kreş̧ ve anaokulunda başlayabildiğine dikkat
çeken Doç. Dr. Gökçe, “Çocuklarda bu dönemde okula girmekte zorluklar, gece
uykuya dalamama, uykudan sık uyanma, gün içinde huzursuzluk, irritabilite,
evden, anne-babadan ayrılmak istememe gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz
" şeklinde ifade etti.
Kreş
ve anaokulunda yaşanmamasına karşın okul kaygısının ilkokula başlangıç
döneminde de görülebildiğini vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, tam da ilkokul çağında
çocukların, ölüm, ölümün ardından tekrar yaşamın olmaması gibi ayrılığın geri
dönüşsüz hallerini algılayabildikleri için bu dönemde ayrılık ile ilgili
olumsuz düşünce, kaygı ve korkuların sık olduğunu dile getirdi.
İkinci
döneme dikkat!
Doç.
Dr. Gökçe, okul kaygısı yaşamamış olsa da bazı öğrencilerde Kasım, Aralık ya da
ikinci dönemde okul korkusunun, okul reddinin ortaya çıkabildiğini söyledi. Bu
durumun daha çok arkadaşları tarafından alay edilmiş veya zorbalığa uğramış
çocuklarda ya da akademik zorluk yaşayan dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü
gibi problemler yaşayan çocuklarda görülebildiğini belirten Gökçe, “Bu konuda
ailelerin ve öğretmenlerin çok dikkatli olması gerekiyor. Aile bunu okula
gitmek istememe şeklinde görebiliyor. Çocuk sorununu sözel olarak ifade
edemediği için okula giderken karın ağrısı, iştahsızlık, uyku bozukluğu,
sinirlilik gibi fiziksel semptomlar da görülebiliyor” dedi.
Çocukları
önceden okula hazırlayın
Her
çocuk için okula alışma döneminin farklı olabildiğini belirten Doç. Dr. Gökçe, okul
kaygısı yaşanmaması için şu önerilerde bulundu:
“Ebeveynler
okullar açılmadan önce okulda neler olacağını, okulda neyle karşılaşabileceğini
çok ayrıntıya girilmeden anlatmalı. Öğretmeni ile okula başlamadan önce
tanıştırmak faydalı olacaktır. Okul hazırlıklarıyla çocuk heveslendirilmeli. Okulda
olabileceklerle ilgili kitaplar okumak, filmler izlemek, abla-ağabeyin veya
ebeveynlerin, okulla ilgili güzel hikayelerini anlatmak da faydalı olabilir.
Nasıl
davranmalı?
Okul
korkusu durumunda öğretmenler ile işbirliği
yaparak daha yavaş geçişle
bir şekilde
çocuğun
daha çok yanında kalarak, gittikçe uzayan zamanlarda çocuğu
okula alıştırmak gereklidir.
Fiziksel
semptomları dikkate alın!
Doç. Dr. Gökçe, çocukların okul korkusunu sözel olarak ifade edemediği zaman fiziksel semptomlar görüldüğünü, midesinin bulandığı ve karnının ağrıdığını söyleyebildiğini belirti. Bunun çocuğun numara yaptığı anlamına gelmediğini dile getiren Gökçe, “Gerçekten böyle hissediyor. Kendini ifade edemediği, baş edemediği, duygusal yükü kaldıramadığı için bedensel semptomlar ortaya çıkıyor. Ailelerin ‘Numara yapıyorsun’ yaklaşımını çok sık görüyoruz. Bu durumu daha çözümsüz hale getirebilir. Çocuğun kaygısını daha da arttırır. Çaresizlik duygularına kapılabilir. Aileler bu belirtilerin varlığını kabul ederek çocuğa doktora gidilmesi gerektiğini söylemeli. Fiziksel nedenlerin araştırılması, eğer yoksa psikolojik nedenlerin araştırılması şarttır.” dedi.
Başka çocuklarla karşılaştırmayın
Çocukların okul
korkusu yaşadığı dönemde ailelerin
suçlayıcı olabildiğini ve çocuklarını
başka çocuklarla karşılaştırmaya yönelebildiklerini
vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, ailelerin çocuklarını kesinlikle başka çocuklarla karşılaştırıp güvenlerini
kırmamaları gerektiğini belirterek, “Çocuğa karşı suçlayıcı olmamak
gerekiyor. Önce çocuğun duygusu neyse onu dinleyip anlamaya çalışıp,
anladığımızı gösterip çözüm yoluna gidilmelidir” dedi.