Tüketici Postası - Nilüfer Tuba Akman
Avrupa Birliği tarafından sivil toplum diyaloğu v programı kapsamında finanse edilen ve buğday ekolojik yaşamı destekleme derneği iş birliği ile gerçekleştirilen konferansta; pestisitlerin sağlık, çevre, biyoçeşitlilik ve iklim üzerindeki olumsuz etkileri, pestisitlerin kullanımının azaltılması, alternatif tarım ve zararlılarla mücadele yöntemleri, iyi uygulamalar, Anadolu’daki geleneksel uygulamalar ve AB perspektifi ele alındı. Konferansın ertesi günü de ikinci ağ toplantısı ve kampanyayı başlatacak basın toplantısı gerçekleştirildi.
Araştırmalar sonucunda, gıdanın yanı sıra toprak ve içme suyunda da pestisitlerin olduğu kanıtlandı
İnsan ve doğaya zararlı olan pestisitlerin karaciğer, böbrek rahatsızlıkları ve kansere yol açtığını,birçok canlının ölmesine neden olduğunu ve doğrudan yaşamı tehdit ettiğini belirten zehirsiz sofralar Projesi İletişim Koordinatörü Turgay Özçelik, “Pestisit, yani tarım zehirlerinin kullanımı, Dünyada ve Ülkemizde giderek artıyor. Helvetas'ın 2015 tarihli raporuna göre, Dünya genelinde pestisit kullanımı 3,5 milyon ton. Türkiye'de de durum benzer şekilde. Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre; 2001 yılında bayilere satılan bitki koruma ürünlerinde aktif madde miktarı 13.454 ton iken; 2013'te bu rakam neredeyse iki katına çıktı, 25.268 tona ulaşmış durumda. Konuyla ilgili araştırmalar, pestisit kullanımının tam bir çılgınlık halini aldığını gösteriyor.” dedi.
Dünya sağlık Örgütü, pestisitlerin suları kirletmesini en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak nitelendirdi
“Uludağ Üniversitesi’nden iki bilim insanının yapmış olduğu araştırmanın sonucuna göre Türkiye’de endüstriyel tarımda 1 armuda 18.3 kez, 1 elmaya 11.3 kez, 1 şeftaliye ise 10 kez pestisit uygulanıyor; yani zehir atılıyor.” diyen Turgay Özçelik, Dünyadaki bütün popülasyonların pestisit etkisine maruz kaldığını aktardı.
Ek olarak; pestisitlerin, gıdada ve de gıdanın üretildiği doğal ortamda kalıntı bıraktığını açıklayan gıda Mühendisi ve araştırmacı Bülent Şık, “Bir tarımsal alana uygulanan pestisitin sadece yüzde 2’si o alanda kalıyor; geriye kalan yüzde 98’lik kısım hava,toprak ve su gibi ortamlara dağılıyor. Çoğu pestisit suda kolayca çözünme özelliğine sahip. Bu durum suların kirlenmesine ve sucul ortamda yaşayan canlıların zarar görmesine neden oluyor. Özellikle hormonal sistem üzerinde bozucu etkiye sahip pestisitlerin suları kirletmesi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak nitelendiriliyor.” şeklinde konuştu.
‘Son derece tehlikeli’ ve ‘yüksek ölçüde tehlikeli’ etken maddeler AB'de ve de Türkiye'de halen kullanılıyor
Pestisitlerin, olası etkileri değerlendirilmeden piyasaya sürüldüğünü açıklayan Turgay Özçelik, AB sürecinde 200'e yakın etken madde yasaklandığını fakat Dünya Sağlık Örgütü'nün ‘son derece tehlikeli’ ve ‘yüksek ölçüde tehlikeli’ olarak sınıflandırdığı etken maddelerin AB'de ve de Türkiye'de halen kullanıldığını sözlerine ekledi.
“Pestisitlerin zararları, pestisitsiz yetiştirilmiş ve sağlık ile çevre için güvenli gıda üretenlerin varlığıyla ilgili tüketici farkındalığın artması çok önemli. Tüketicinin tutum ve taleplerindeki değişim kilit rol oynuyor çünkü tüketici üreticiler, otoriteler ve kanun yapıcılar üzerinde baskı oluşturabilir. Tüketici pestisitsiz tarımın,maliyetleri düşürecek teşviklerin ve pestisit kullanımını sınırlandıracak veya tamamen yasaklayacak yasaların önünü açabilir” diyen turgay Özçelik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anadolu’da yüzyıllardır uygulanmakta olan geleneksel tarım uygulamaları arasında, etkin zararlı yönetimi yöntemleri de var. Pestisit kullanımının giderek yaygınlaşması sonucu, bu yöntemler genç çiftçiler tarafından artık kullanılmamaktadır ve yeni nesillere aktarılmamaktadır. “Zehirsiz Sofralar” kapsamında bu yöntemler de belgelenecek ve Türkiye’deki ile AB’deki çiftçiler arasında bilinirliklerinin artması için çalışılacak. Yürütülecek kampanya tüketicileri, üreticileri, karar vericileri ve basını hedef alacak. Bu kampanya kapsamında bir imza kampanyası başlatılacak, web sitesi ve sosyal medya etkin olarak kullanılacak, ayrıca kapsamlı bir belgesel dizisi, tanıtıcı videolar, bilgilendirici videolar, infografikler, broşür ve posterler, basın bültenleri, makaleler, röportajlar hazırlanacak ve bir basın turu düzenlenecek.”