Üsküdar Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Zelka, her zamankinden daha hızlı değişen dünyada dijital dönüşümün günümüzün en dikkat çekici konularından biri olduğunu söyledi. 90’lı yıllardan itibaren gerçekleştirilmeye çalışılan dijitalleşme için dünyada 2019 yılında yapılan harcamaların toplamı 1.25 trilyon dolar iken 2020 yılında 2.2 trilyon dolara çıkmasının beklendiğini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Zelka,“Bu rakamlar dijitalleşmenin öneminin ciddi bir göstergesi olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte yaşanmakta olan pandemi süreci dijitalleşmenin hayatımızda ne kadar müthiş bir etkiye sahip olduğunu gösterdi. Bu sürecin başlangıcında biz Üsküdar Üniversitesi olarak alt yapımızın müsait olmasına rağmen daha iyi bir şekilde süreci yürütebilmek için 500 bin dolarlık ek yatırım yapma ihtiyacı hissettik. Üniversitemizin bu alanda değişken giderlerimiz yılda 1 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmektedir” dedi. Üç gün sürecek kapsamlı bilimsel etkinlikte 190 konuşmacının yer alacağı 35 oturum gerçekleşeceğini belirten Prof. Dr. Mehmet Zelka, sempozyumun kapsamlı ve iletişim açısından zengin içerikte bir sempozyum olduğunu sözlerine ekledi.Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu: “İçerik üretmenin özünde hikaye var”Açılış konuşmalarının ardından davetli konuşmacıların sunumları gerçekleşti. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Feride Zeynep Güler’in moderatörlüğünü yaptığı bölümde konuşan Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu “Dijital Çağda İletişim Eğitiminin Geleceğini Düşünenlere İpuçları” başlıklı sunumundan önemli detaylar paylaştı. Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, “Hikaye anlatma gerçekten çok önemli bir konu. İçerik üretmenin özünde de hikaye anlatma var. Hikaye anlatma teknolojilerinin çağımızdaki radikal dönüşümü ile sadece hikaye içerikleri değil ama aynı zamanda hikayeleri anlatan zihinsel yapılanmalarda da bir dönüşüm olabileceğinin dikkate alınması gerekiyor. Kendisini gelecekte iletişim eğitimin içinde görenler, özellikle gençler iletişim eğitimin önümüzdeki yıllarda neye evrileceğini düşünüyorlardır. 30 yılı aşkın bir süredir iletişim eğitiminin içerisinde olan biri olarak bu kadar hızla değişen bir dünyada özellikle dijital transformasyon dünyasında vereceğimiz eğitimin geleceği ne olmalı diye çok düşünüyorum. Tabii ki 30 küsur yılın avantajıyla geçmişe bakma şansım da oluyor. Nelerin yapıldığını, nelerin yapılmadığını, nelerin yapılamadığını görme fırsatım da oluyor” dedi.Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu: “İletişim eğitimi yol ayrımında”Son 2 yıldır başkanlığını üstlendiği İletişim Eğitimi Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulu deneyiminin kendisine Türkiye’de bugünkü iletişim eğitiminin yapısı hakkında güçlü bir fikir verdiğini söyleyen Nalçaoğlu, “Bütün bu perspektif içinde bugün bir iletişim eğitimcisi olarak açıkçası bir yol ayrımında olduğumuzu düşünüyorum. Bu yol ayrımı şöyle bir şey; ya her şeyi olduğu gibi bırakacağız ve hayatın bizi sürüklediği yere doğru olağan akışında gideceğiz, ya da stratejik bir karar alıp vermeye devam ettiğimiz eğitim hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapacağız ve bu eğitime yeni bir yön vermek için çaba sarf edeceğiz. Benim idari deneyimim de mevcut kalıpları ve yapıları dönüştürme çabası ile geçti” diye konuştu.Doç Dr. Salvatore Scifo: “’Pandemide çevrimiçi dersler önem kazandı”Bournemouth Üniversitesi’nden Doç Dr. Salvatore Scifo ise “2020’li Yıllarda Bağlantılar ve Disiplinlerarası İletişim ve Medya” başlıklı konuşmasında medya iletişiminde gündemde olan kavram ve konseptleri ele aldı. Pandemide dijital eğitimin ve çevrimiçi derslerin önem kazandığını ve bu paylaşımların sadece öğrenciler tarafından değil toplumun belli bir kesimi tarafından hatta dünyanın farklı yerlerinden de takip edilebildiğini belirten Doç. Dr. Salvatore Scifo, eğitimin daha geniş kitlelere ulaşabildiğini örneklerle aktardı.Doç Dr. Salvatore Scifo: “’Pandemi Sonrası Üniversite’ kavramı ortaya çıktı”Doç Dr. Salvatore Scifo, şunları söyledi: “Pandemi sayesinde insanların neler yaşadığını videolar, çevrimiçi mesajlar, karikatürlerle daha çabuk öğrenme imkânına sahip olduk. Bu sayede de müfredat da değişti ve zenginleşti. Ayrıca bu sayede insanların iletişim ağları gelişti, daha farklı uzmanlara, konuşmacılara küresel bir ağ üzerinden ulaşabildiler. Ekran üzerinden yapılan bu eğitimler, zihniyet değişikliği sağladı ve bir sınıf, kampüs mantığını unutarak öğrenme tasarımının ortak paylaşımı daha da önem kazandı. Dinamik uygulamalar ve karşılıklı paylaşımlarla eğitimde yeni bir sistem tasarımı gerçekleşti. Bu da Pandemi Sonrası Üniversite kavramını ortaya çıkardı. Bu kavram kimseyi geride bırakmama hedefine ulaşmak için dijital ortamda, eşitsizliklerin ve yetersizliklerin o kadar da güçlü olmadıklarını ortaya koydu. “Ayrıştırma, Demokratikleştir ve Çeşitlendir-(Decolonize, Democratize-Diversify)” amaçlarının meydana getirdiği 3D pedogojisi ve Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile küresel bilgi ağlarını ve açık bilgi depolarını üniversitelerde ve dışında da bu sayede tekrardan tasarlama imkânı bulunuyor ve öğrenme ortamlarını çeşitlendirme fırsatı var.”Prof. Dr. Erik Knudsen: “Hikaye anlatıcılığını kullanarak insanlara yardımcı olabiliriz”İngiltere Central Lancashire Üniversitesi Kültür ve Yaratıcı Endüstriler Fakültesi Medya Uygulamaları Profesörü ve Araştırma Fakültesi Direktörü Prof. Dr. Erik Knudsen de "Film Yapımında Kişisel Sesi Bulmak" başlıklı konuşmasında; kişisel ses konusunu ele aldı. Prof. Dr. Erik Knudsen, “Yaptığınız filmde elbette dilin önemi çok büyük. Ben buna film anlatımcılığında katılımcı his diyorum. Histen duygudan geçerek hikayelerimizi anlatıyoruz. Klasik öyküler artık bu duyguları anlatmıyor. Hikaye anlatıcı yapının önemi çok daha büyük. Bunu katılımcı duygularla bezemek gerekiyor. Ait olmak, özlemek ya da sevmek gibi. Bir noktada hikaye anlatıcılığı insanların iyileşmesi için çok büyük rol oynayabilir. Bir hikaye anlatıcısı olarak kendi ifade sesinizi nasıl bulacaksınız? Film yapımcılığı sadece bir eğlence aracı, değil aynen yazılı dünya gibi bir değişme içinde kullanılabilir daha iyi bir dünya için yardımcı olabilir” dedi.Dijital eğitimde iletişim eğitimi her yönüyle konuşulduSempozyumun ilk gününde “Dijital Çağda Gazetecilik Eğitimi ve Akreditasyon”, “Dijital Çağda İletişim Eğitimi ve Sektör Gereksinimleri”, “Salgın Krizi ve Online Eğitim”, “Sanat, Teknoloji ve Dijitalleşme”, “Dijital Çağın İletişimcisi”, “İletişimde Yeni Yaklaşımlar, Haber ve Etik”, “Yeni Medya Eğitimi”, “İletişim Eğitimi”, “Dijital Çağda Reklamcılık Eğitimi”, “televizyonun Dönüşümü”, “Dijital Dönüşüm ve Sinema İlişkisi”, “Djital Çağda Kişilerarası İlişkiler” başlıklı oturumlar gerçekleştirildi.Sempozyumun ikinci gününde Prof. Dr. Maureen Ellis ve gazeteci araştırmacı Emre Kızılkaya davetli konuşmacılar olarak yer alacak. “Gazetecilikte Uzmanlaşma”, “Medya Okuryazarlığı”, “Dijital Çaüda Sanat ve Sanal Gerçeklik”, “Sosyal Medya, İletişim ve Toplum”, “Sosyal Medya Kullanımı”, “Dijitalleşme, Medya, Dil ve Yeni Gerçeklik”, “Sinema ve İdeoloji”, “Dijitalleşme, Reklamcılık ve Halkla İlişkilerde Yeni Yaklaşımlar”, “Reklam, Marka, Tüketim”, “Dijital çağda Reklamcılık ve Pazarlama Uygulamaları”, “Basın, Yayım ve Habercilikte Dönüşüm”, “İletişim Eğitiminde Yeni Dijital Mecralar” oturumları gerçekleşecek.Sempozyumun son gününde ise Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Prof. Dr. Süleyman İrvan moderatörlüğünde İstinye Üniversitesi’nden Prof. Dr. Peyami Çelikcan ve Ankara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oya Tokgöz birer konuşma yapacak. “Dijital Oyun”, “Dijitalleşme ve Kültür Endüstrisinin Dönüşümü”, “Halkla İlişkiler Eğitimi ve Akreditasyon”, “Dijital Çağda Halkla İlişkiler Uygulamaları”, “Dijitalleşme ve Medyanın Dönüşümü”, “Dijitalleşme ve Yeni Jenerasyon” oturumlarının yer alacağı sempozyum, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın kapanış konuşması ile tamamlanacak.
TP
TP