Serap Safiye Yıldız / TP Kayseri-Yıllardır su ve çöp sorununa çare bulamayan Bodrum Belediyesi’nin, kısa süren ve oldukça yüksek gelir getiren turizm aylarına bu yıl da yeterince hazırlanmadığını görüyoruz.En gözde koy Göltürkbükü'nde ,100 binlerce lira sayıp mülk alanlar tüm yazı susuz geçirebiliyor, bu yaz da aynı durum geçerli. “su yok” deponuz varsa suyunuz var, tatilcilerin diğer şikayeti çöpler. Nasıl oluyor da atıkların güzellikleri kirletmesine izin veriliyor. Otelde kalıyorsanız, odaların temizliğini hızlıca ve etik değerlere aykırı yapıldığını görebilirsiniz. Ağır kimyasallarla ve sizin önceden kullandığınız havlularla klozet kurulandığına tanık olabilirsiniz. Özellikle değinmek istediğim ve göz ardı edilen konu; otellerde endüstriyel temizlik ürünleri kullanılması. İnsan sağlığını tehdit eden ve henüz etkileri tam anlaşılamamış olan bu maddeler kat hizmetlerinde çalışan personel için açıktan, otel misafirleri içinse gizliden kansere davet. Sıvı formda olan bu kimyasallar, deri yoluyla absorblanabiliyor, ayrıca gözlere sıçrama veya buharlaşma yoluyla, ortam havasında bulunan tozların yutulması şeklinde, vücuda görebiliyor.Peki, sonrasında neler oluyor?Vücuda giren kimyasallar, kan dolaşımına geçerek tüm vücuda dağılıp, toksit etkilerini tüm organlara yayılarak, tahribata neden oluyor.Avrupa çevre ajansının konu ile ilgili raporunda bir başka sorun da var. Şu ki, kimyasal madde karışımları ve bunların nasıl birlikte hareket ettiklerine dair giderek büyüyen bir endişe hakim. Ayrıca toplum grupları (örneğin kronik rahatsızlığı olan çocuk ve yetişkinler) kimyasallara karşı diğerlerine kıyasla daha savunmasızlar.Dahası bazı kimyasal maddelerin o an için etkileri olmasa bile, hayatın sonraki aşamalarında hastalıklara yol açabilmektedirler. Buna örnek olarak doğurganlığı azaltan, yüksek kolesterol ve obeziteye neden olan endokrin sistemini bozabilir. Bazı kimyasallar çok düşük dozlarda etki ederken, diğerleri sağlık sorunlarına yol açacak kritik düzeylere ulaşıncaya kadar tespit edilmeden kalabilir. Sonuç olarak, hem insan hem de eko sistemler üzerinde genel kimyasal baskının etkilerine dair bilgimiz halen çok sınırlı. AB, vatandaşlarını korumak için birçok cephede çalışmalar gerçekleştiriyor. Belki dünyanın en ileri düzeyli kimyasal yasası olan ve şu anda yeninden gözden geçirilen REACH yasasına sahip. Avrupa Komisyonu da kimyasallara dair yasaları yeniden uygunluk kontrolünden geçiriyor. Komisyon, toksit olmayan bir çevre için strateji geliştirmeye çalışıyor.Deterjanların içinde, yüzey aktif maddeler, ağartıcılar, enzimler, polimerler, zeolit, optik parlatıcılar, parfümler, sülfat, karbonat gibi maddeler var.
tüketici kullandığı deterjanda hangi maddenin bulunduğunu, bunun sağlığa ve çevreye zararı olup olmadığını bilemiyor.
Halbuki kullandığımız deterjanların içeriği çok önemlidir çünkü yıkanan bulaşıklar yeterince iyi durulanmadığında yıkanan eşyanın üzerinde kalan deterjan bileşenleri daha sonra yemek ve içeceklerle beraber alınabilmekte, bu ise sindirim sisteminde çeşitli rahatsızlıklara, mide ve bağırsaklarda tahrişe yol açabilmekte, ayrıca yağların sindirimini belli ölçüde engelleyerek şişmanlığa neden olabilmektedir.Sağlık ve çevreye zararlıÇamaşır yıkamada kullanılan deterjan (çamaşır ne kadar durulanırsa durulansın) çok az da olsa çamaşırın dokusu içinde kalmaktadır.
Çamaşır dokusu içinde kalabilen deterjan özellikle terleme sonucu aktif hale geçerek bazı hassas kişilerde cilt tahrişine yol açabilmektedir. Bazı deterjan aktiflerinin cildi geçerek kana karıştığını gösteren bilimsel araştırmalar var.
Nihayet çamaşırda, bulaşıkta kullanılan deterjan atık sular kanalizasyona karışıp, toprağa, göle, denize yayılmakta.
İşte bunun içindir ki deterjanın içeriği (yapımında kullanılan maddeler) çok önemlidir.
Bu maddeler “biyolojik olarak çözülme özelliği taşımıyor ise“ (kullanıldıktan sonra doğada yok olmayan plastik torbalar gibi) yok olmuyor, doğada kalıyor.
İnsanın midesinde, kanında çözülmediğinde sağlığa zararlı etki yapıyor.Halk bilgilendirilmiyorKlasik deterjanlarda kullanılan kimyasalların ana maddesi petrol ve petrol türevleri. Petrolün damıtılmasıyla elde edilen benzenden üretilen bitkisel kökenli benzerlerine göre daha zor parçalanan kimyasallar. Endüstriyel deterjanlar bu kimyasalları içeriyor.
Tüketici sadece deterjanın yağı çözüp çözmediğine, çamaşırı beyazlatıp beyazlatmadığına bakıyor. Gelişmiş ülkelerde deterjanlarda zararlı kimyasalları sınırlayıcı tedbirler alınıyor.
Bizde de deterjanlarda zararlı kimyasallar kullanımını devlet yasaklamış durumda.
Ne var ki bu konularda üreticiler halkı yeterince bilgilendirmeye gerek duymuyor.
Deterjan kutularında, plastik ambalajlarda deterjanların içeriği ve bunların sağlığa ve çevreye ne ölçüde zarar verebileceği yeterince açıklanmıyor.Kimyasallar 26 saniyede tüm organlara geçiyor.Deterjanların, bağımlılık yaptığını ve beyin sıvısını tükettiğini biliyoruz, kimyasallar, vücudumuza soluma, yutma ve temas yoluyla geçiyor. Kesinlikle kullanılmaması gereken başlıca kimyasallar ve zararları şunlar: Alkol(etanol, izopropanol)ev deodorantlarında, yüzey temizleyicilerde kullanılıyor ve sinir sisteminde hasara yol açabiliyor. Sodyum Hpoklorit diye tanımlanan çamaşır suyu ağız, mide ve boğazda iltihap yapıyor. Mukoz tabakasını bozuyor. Gözleri tahriş ediyor. Solunum yollarında hastalıklara sebebiyet veriyor. Petrol Distilasyon ürünleri göz ve deriye zarar verebiliyor. Cam ve tuvalet temizleyicilerde sıklıkla kullanılan amonyak baş ağrısı yapıyor. Akciğeri olumsuz etkiliyor. Mobilya ve yer temizleyicilerde bulunan fenol ile kresol (dezenfektan) ve nitrobenzen doğrudan kanserojen madde olarak anılıyor. Diğer bir kanserojen madde de formaldehit. Bu da birçok temizlik mamulünde koruyucu olarak kullanılıyor. Halı temizleyiciler içinde bulunan Perkloro etilen ile Ttrikloro etilen de kanserojen etkiye sahip maddeler. Mide yanması, görme bozukluğu yapan Hidro klorik asit de tuvalet temizleyicilerinde var. Güve ilacı diye bilinen ve Avrupa ülkeleri ile Rusya’da yasaklanan naftalin ya da Para Dikloro Benzen hem kanserojen etkiye sahip hem de sinir sistemini olumsuz etkiliyor. İşin en kötü tarafı ise temizleyici ürünlere maruz kaldıktan sadece 26 saniye sonra kimyasalların izi vücudun bütün organlarında görülebiliyor olması.Bu temizlik mamullerinin içerisindeki kimyasallar insan vücudunda karbon yapımızı kırarak veya oksijeni tüketerek tamiri imkânsız hastalıklara yol açarlar. Sentetik temizlik ürünleri vücuduma dokunmasın gitsinler istiyorsanız yapılacak bir şey vardır:1-Çamaşır makinasında Çamaşırlarınızı 8.000 kg ( 8 ton) su ile durulamanız gerekir.
2-Bulaşık makinesinde: Bulaşıklarınızı 6.000 kg (6 ton) su ile durulamanız gerekir.
3-Banyoda: Şampuan veya body jel kullanmışsanız 2.000 kg (2 ton veya 250 orta boy kova dolusu) su ile durulanmanız gerekir.Bu ürünleri kullandığınız zaman, bir etkisi de çevre kirliliğidir. Bunların içerisindeki kimyasalların başlıca özellikleri bulundukları yerde oksijeni tüketmeleridir. Oksijensiz bir yerde ise hayat olmaz.Oksijensiz tatil de olmaz.Güzel ve temiz dünya umudu ile.(TP)
tüketici kullandığı deterjanda hangi maddenin bulunduğunu, bunun sağlığa ve çevreye zararı olup olmadığını bilemiyor.
Halbuki kullandığımız deterjanların içeriği çok önemlidir çünkü yıkanan bulaşıklar yeterince iyi durulanmadığında yıkanan eşyanın üzerinde kalan deterjan bileşenleri daha sonra yemek ve içeceklerle beraber alınabilmekte, bu ise sindirim sisteminde çeşitli rahatsızlıklara, mide ve bağırsaklarda tahrişe yol açabilmekte, ayrıca yağların sindirimini belli ölçüde engelleyerek şişmanlığa neden olabilmektedir.Sağlık ve çevreye zararlıÇamaşır yıkamada kullanılan deterjan (çamaşır ne kadar durulanırsa durulansın) çok az da olsa çamaşırın dokusu içinde kalmaktadır.
Çamaşır dokusu içinde kalabilen deterjan özellikle terleme sonucu aktif hale geçerek bazı hassas kişilerde cilt tahrişine yol açabilmektedir. Bazı deterjan aktiflerinin cildi geçerek kana karıştığını gösteren bilimsel araştırmalar var.
Nihayet çamaşırda, bulaşıkta kullanılan deterjan atık sular kanalizasyona karışıp, toprağa, göle, denize yayılmakta.
İşte bunun içindir ki deterjanın içeriği (yapımında kullanılan maddeler) çok önemlidir.
Bu maddeler “biyolojik olarak çözülme özelliği taşımıyor ise“ (kullanıldıktan sonra doğada yok olmayan plastik torbalar gibi) yok olmuyor, doğada kalıyor.
İnsanın midesinde, kanında çözülmediğinde sağlığa zararlı etki yapıyor.Halk bilgilendirilmiyorKlasik deterjanlarda kullanılan kimyasalların ana maddesi petrol ve petrol türevleri. Petrolün damıtılmasıyla elde edilen benzenden üretilen bitkisel kökenli benzerlerine göre daha zor parçalanan kimyasallar. Endüstriyel deterjanlar bu kimyasalları içeriyor.
Tüketici sadece deterjanın yağı çözüp çözmediğine, çamaşırı beyazlatıp beyazlatmadığına bakıyor. Gelişmiş ülkelerde deterjanlarda zararlı kimyasalları sınırlayıcı tedbirler alınıyor.
Bizde de deterjanlarda zararlı kimyasallar kullanımını devlet yasaklamış durumda.
Ne var ki bu konularda üreticiler halkı yeterince bilgilendirmeye gerek duymuyor.
Deterjan kutularında, plastik ambalajlarda deterjanların içeriği ve bunların sağlığa ve çevreye ne ölçüde zarar verebileceği yeterince açıklanmıyor.Kimyasallar 26 saniyede tüm organlara geçiyor.Deterjanların, bağımlılık yaptığını ve beyin sıvısını tükettiğini biliyoruz, kimyasallar, vücudumuza soluma, yutma ve temas yoluyla geçiyor. Kesinlikle kullanılmaması gereken başlıca kimyasallar ve zararları şunlar: Alkol(etanol, izopropanol)ev deodorantlarında, yüzey temizleyicilerde kullanılıyor ve sinir sisteminde hasara yol açabiliyor. Sodyum Hpoklorit diye tanımlanan çamaşır suyu ağız, mide ve boğazda iltihap yapıyor. Mukoz tabakasını bozuyor. Gözleri tahriş ediyor. Solunum yollarında hastalıklara sebebiyet veriyor. Petrol Distilasyon ürünleri göz ve deriye zarar verebiliyor. Cam ve tuvalet temizleyicilerde sıklıkla kullanılan amonyak baş ağrısı yapıyor. Akciğeri olumsuz etkiliyor. Mobilya ve yer temizleyicilerde bulunan fenol ile kresol (dezenfektan) ve nitrobenzen doğrudan kanserojen madde olarak anılıyor. Diğer bir kanserojen madde de formaldehit. Bu da birçok temizlik mamulünde koruyucu olarak kullanılıyor. Halı temizleyiciler içinde bulunan Perkloro etilen ile Ttrikloro etilen de kanserojen etkiye sahip maddeler. Mide yanması, görme bozukluğu yapan Hidro klorik asit de tuvalet temizleyicilerinde var. Güve ilacı diye bilinen ve Avrupa ülkeleri ile Rusya’da yasaklanan naftalin ya da Para Dikloro Benzen hem kanserojen etkiye sahip hem de sinir sistemini olumsuz etkiliyor. İşin en kötü tarafı ise temizleyici ürünlere maruz kaldıktan sadece 26 saniye sonra kimyasalların izi vücudun bütün organlarında görülebiliyor olması.Bu temizlik mamullerinin içerisindeki kimyasallar insan vücudunda karbon yapımızı kırarak veya oksijeni tüketerek tamiri imkânsız hastalıklara yol açarlar. Sentetik temizlik ürünleri vücuduma dokunmasın gitsinler istiyorsanız yapılacak bir şey vardır:1-Çamaşır makinasında Çamaşırlarınızı 8.000 kg ( 8 ton) su ile durulamanız gerekir.
2-Bulaşık makinesinde: Bulaşıklarınızı 6.000 kg (6 ton) su ile durulamanız gerekir.
3-Banyoda: Şampuan veya body jel kullanmışsanız 2.000 kg (2 ton veya 250 orta boy kova dolusu) su ile durulanmanız gerekir.Bu ürünleri kullandığınız zaman, bir etkisi de çevre kirliliğidir. Bunların içerisindeki kimyasalların başlıca özellikleri bulundukları yerde oksijeni tüketmeleridir. Oksijensiz bir yerde ise hayat olmaz.Oksijensiz tatil de olmaz.Güzel ve temiz dünya umudu ile.(TP)