2018 yılında yaşanan kur şoku ve 2020’deki pandemi nedeniyle kaos ortamını fırsata çevirmek isteyen firmalara karşı denetim ve yaptırım getiren yasa değişikliği geçtiğimiz günlerde yürürlüğe girdi.
Yasaya göre, herhangi bir maliyet artışı olmadan ürettiği ve sattığı ürünlere zam yapan firmalar hakkında denetim ve para cezası vermek üzere haksız fiyat Değerlendirme Kurulu kuruldu.
Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurula karşı, tüketici Birliği Federasyonu (TBF), Tüketici ve Çevre Dernekleri Federasyonu (TÜÇEDEF) ve Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF)’in oluşturduğu Tüketici Konfederasyonu Girişimi’nden itiraz geldi.
Tüketici Konfederasyonu Girişimi itirazlarını ve düzeltilmesini istedikleri değişiklikleri bir yazı ile Ticaret Bakanlığı’na bildirdi.
İşte o yazı…
İstanbul, 30.05.2020
Ticaret Bakanlığı
İç Ticaret Genel Müdürlüğü’ne,
Konu :Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği hk.
Bilindiği üzere tüketici hakları alanındaki çatı kuruluşlar olan Tüketici Birliği Federasyonu (TBF), Tüketici ve Çevre Dernekleri Federasyonu (TÜÇEDEF) ve Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) tarafından, tüketici federasyonlarını konfederasyon çatısı altında toplama amacına yönelik olarak Tüketici Konfederasyonu Girişimi oluşturulmuştur.
Tüketici Konfederasyonu Girişimi adına, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği taslağına ilişkin görüş ve teklifimiz, 20 Mayıs 2020 tarihinde gönderilmiştir. Yukarıda zikredilen Tüketici Konfederasyonu Girişimi bileşenleri olarak da, aynı görüş ve tekliflerimiz ayrıca sunulmuştur.
Söz konusu yönetmelik 28 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik metni incelendiğinde, sunulan görüş ve önerilerimizin hiçbirinin dikkate alınmadığı, hatta taslaktaki düzenlemelerden farklı düzenlemeler getirildiği görülmektedir.
Özellikle;
1-Yönetmeliğin 3/ç maddesinde düzenlenen fahiş fiyat artışı tanımında hukuken kabul edilebilir, objektif bir kıstasın getirilmemiş olması:
Yönetmelik taslağında, fahiş fiyat artış tanımı;
Madde 3/ç – Fahiş fiyat artışı: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, barınma, sağlıklı yaşama, korunma, seyahat etme ve eğitim görme gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı,
olarak düzenlenmiş, bu düzenlemeye karşı;
“Enerji ve iletişim gerek olağanüstü hal, afet ve ekonomideki aşırı dalgalanma döneminde ve gerekse yaşamın normal akışı içinde tüketicinin temel ihtiyaçları kategorisindedir. Bu iki hizmet sektörüne ilişkin EPDK ve BTK tarafından regülasyon ve denetim faaliyeti gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, enerji ve iletişim hizmetlerinin ayrıca 6585 sayılı yasanın görüş alanında olmasında yarar bulunmaktadır.
Öte yandan yaptırım sonucunu doğuracak bir kamu işleminin objektif kriterlere dayanması gerekmektedir. Bu nedenle fahiş fiyat artışının ne olduğu konusunda, Kurul incelemesinde keyfiliği önleyecek ve tereddütleri ortadan kaldıracak kriter önerilmektedir”
gerekçesiyle maddenin;
Madde 3/ç – Fahiş fiyat artışı: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, barınma, sağlıklı yaşama, korunma, enerji, iletişim, seyahat etme ve eğitim görme gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan TÜİK tarafından belirlenmiş TEFE TÜFE oranının en az % 50’si ve üzerindeki aşırı ve adil olmayan artışı,”
olarak yönetmelikte yer alması öneri olarak sunulmuş, ancak ilgili madde;
Madde 3/ç – Fahiş fiyat artışı: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı,
olarak düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere taslak metinde yer alan barınma, seyahat etme, eğitim görme gibi unsurlar yönetmelik metninden çıkarılmış, haksız fiyat artışına ilişkin objektif kıstas da getirilmemiştir.
Bilindiği üzere ülkemizin de tarafı olduğu Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Bildirgesi’nde sayılan tüketicinin temel ve evrensel hakları, Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde barınma, eğitim görme, seyahat etme, eğitim görme, iletişim ve enerjiye ulaşılabilir olması, tüketicinin yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu ve vazgeçilmez gereksinimidir.
Öte yandan yönetmeliğin 15/4. maddesinde düzenlendiği üzere, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu idari para cezası verme yetkisine sahip olmakla, hukuk zemininde yaptırım uygulama olanağına sahiptir.
Yaptırım içeren adli ve idari her kararın, hukukun genel ilkeleri gereği; kamu vicdanında kabul görecek, adil, yansız, objektif gerekçelere dayanması gereklidir. Mevcut haliyle yönetmelikte bu özellikleri taşıyan bir kıstas getirilmemiş olması, Kurul’un alacağı kararların yansız, objektif olduğu konusunda kamuoyunda tereddütlere yol açacağı endişesine yol açmaktadır.
2-Yönetmeliğin 4/f maddesinde düzenlenen tüketici temsilcisinin belirlenmesine ilişkin düzenleme:
Yönetmelik taslağında sözü edilen düzenleme;
Madde 4/1.g – Üye sayısı en fazla olan üçer … tüketici … derneği veya kendisine bağlı derneklere kayıtlı toplam üye sayısı en fazla olan üçer … tüketici … federasyonu arasından Bakan tarafından belirlenen dernek veya federasyonların yönetim kurulu başkanları ya da bu dernek veya federasyonlar tarafından görevlendirilen birer yönetim kurulu üyesi,
şeklinde yer almış, bu taslak çalışmasına karşı;
“Tüketici örgütü temsilcisinin belirlenmesine ilişkin taslaktaki düzenleme; ülkemizdeki tüketici örgütlenmesinin mevcut yapılanması, tüketici örgütlenmesinin hiyerarşik olarak yürütmeye tabi olmadığı gerçeği, tüketici örgütü temsilcisinin belirlenmesine ilişkin yöntemin demokratik, özgür ve örgütlerin kendi iradesine tabi olması gerektiği, esasen taslakta öngörülen belirleme yönteminin Reklam Kurulu tüketici örgütü temsilcisi belirlenmesi yönteminden daha da geriye gidilmesi gibi bir sonuç üreteceği gerekçeleriyle taslağın 4/1.g maddesine ilişkin değişiklik teklifi ile bu maddeye yeni fıkralar eklenmesi teklifimiz bulunmaktadır”
gerekçesiyle;
Madde 4/1.g – Üretici, tüketici ve perakendeci örgütlerinin kendi aralarından seçecekleri üçer kişi olmak üzere onüç kişiden oluşur.
Madde 4/2 – Üretici, tüketici ve perakendeci örgüt temsilcisi; alanda örgütlenmiş konfederasyon, konfederasyon mevcut değilse federasyon, federasyon yok ise derneklerin kendi aralarında yapacakları seçimle belirlenir. Temsilci seçimi toplantısı kendisine üye federasyonlara kayıtlı toplam üye sayısı en fazla olan konfederasyon başkanı; konfederasyon örgütlenmesi mevcut değilse kendisine bağlı kayıtlı toplam üye sayısı en fazla olan federasyon başkanı; federasyon örgütlenmesi mevcut değilse kayıtlı üye sayısı en fazla olan dernek başkanının daveti ve başkanlığında gerçekleştirilir. Toplantıda üye sayısına bakılmaksızın, her örgütlenme bir oy hakkına sahiptir. Oyların eşitliği durumunda başkanın oy kullandığı aday seçilmiş sayılır.
şeklinde yönetmelikte yer alması öneri olarak sunulmuş, ancak ilgili madde;
Madde 4/f – Tüketicileri temsilen 3/7/2014 tarihli ve 29049 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Reklam Kurulu Yönetmeliğinde belirlenen üye,
olarak düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere Reklam Kurulu’nda yer alan ve yazımıza konu yönetmelikte belirtilen üye, Reklam Kurulu Yönetmeliği’nin 4/i maddesi gereğince; “Tüketici Konseyinin Konseye katılan tüketici örgütü temsilcileri arasından seçeceği bir üye”den oluşmaktadır. 05.07.2014 tarihli Tüketici Konseyi Yönetmeliği’nin 7/e maddesine göre de, Tüketici Konseyi’nin görev ve yetkisi; “Konseye katılan tüketici örgütleri temsilcileri arasından Reklam Kurulunda görevlendirilecek üyeyi seçmek”tir.
Yazımıza konu yönetmelikle oluşturulan Kurul’da yer alacak tüketici temsilcisi için Reklam Kurulu’nda yer alan üyeye işaret edilmektedir. Bu durum Tüketici Konseyi’nin yönetmelikte sayılan görev ve yetkisinin ihlâli olup, Tüketici Konseyine yönetmelikle verilmeyen bir görev ve yetkinin kullanılması anlamına gelmektedir. Bu durum mevzuat düzenlemeye ilişkin temel ilkelere aykırılık oluşturmaktadır.
Öte yandan yönetmeliğin bu düzenlemesi, NGO olarak nitelenen, bağımsız sivil toplum kuruluşu olarak çalışma yapan tüketici örgütlenmesinin iradesinin sağlanmasını engelleyecek niteliktedir.
Türkiye tüketici örgütlenmesi içinde yer alan sivil toplum kuruluşlarının neredeyse tamamına yakınını kuşatan üç federasyon ve bu federasyonlara üye derneklerin, bu konudaki öneri ve isteminin dikkate alınmayarak, Kurul’da yer alacak tüketici temsilcisinin tespitine ilişkin irade ortaya konmalarının önüne geçecek nitelikteki bu düzenlemenin Avrupa Birliği müktesebatı ve TC. Anayasasının 172. maddesi ile açıkça çeliştiği açıktır.
Dile getirilen tüm bu hususların idari yargıda yönetmeliğin iptali istemli bir zeminde müzakere edilmeye değer olacağı ve tüketicinin hak ve yararının korunmasına ilişkin bir mevzuat düzenlemesinin uygulanmasında sorunlar yaşanacağı endişesi ile 28.05.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği’nin 3/ç ve 4/f maddelerinde yönetmelik değişikliği ile bu mevzuat çalışması ile amaçlanan hususlara erişimin sağlanmasını saygılarımızla dileriz.
Osman ilhan
Tüketici Konfederasyonu Girişimi
Dönem Sözcüsü