Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi palandöken çok önemli bir uyarıda bulundu. Tüketicilere bir çağrı yapan tesk Başkanı, ‘indirim’ adı altında yapılan uygulamalara karşı dikkatli olunmasını istedi."Bir al üç öde" gibi kampanyaların fiyat kandırmacasından bir öte anlam taşımadığına dikkat çeken esnafın başı, bayram kampanyalarını şimdi de sezon sonu indirimlerin takip ettiğini belirtti. Esasen ben de Palandöken ile aynı fikirdeyim. Kazançların yüzde 4 – 5 dilimine çekildiği günümüzde, hiçbir üründe yüzde 90’lara varan bir indirim söz konusu olması mümkün değil.Bu durumda önümüze iki seçenek çıkıyor. Ya bu firmalar fiyatın üzerine aşırı bindirmeler yapıyor ve sonra bunu indirimmiş gibi lanse ediyor ya da iç piyasadaki sıkışıklıktan dolayı elindeki malı nakite çevirmek için maliyetinin altında mal satıyor.Ben ikisinin de gerçek dışı olduğunu düşünmüyorum. Sohbet ettiğim birçok esnaf sezon başlar başlamaz girilen indirimlerin tüketim düşüklüğünden kaynaklandığını belirtiyor. Ama bu ortamı kötü niyetle kişilerin kullandığı da muhakkak.İşin tüketici boyutuna gelmeden önce TESK Başkanı’na bir soru sormak istiyorum. Gerçekten sıkıntısı olan esnaf ile konuşuyor musunuz? Onların bu sıkıntılarını çözecek projeler geliştiriyor musunuz? Gelelim tüketiciyi ilgilendiren boyutuna...Madem bu kadar açık bir istismar olduğunu biliyorsunuz ve bu yıllardır devam eden bir durum, bugüne kadar tüketicinin korunması için hangi denetimleri yaptırdınız? Hangi cezalar kesildi ve bizim bunlardan neden haberimiz yok?Gelelim meselenin tüketici boyutuna... Bu tip kampanyalara kapılmamak gerekiyor. Çünkü tüketim aynı zamanda varlığı kadar, yönetilebilir olmasıyla da bir sorumluluk gerektirir. İhtiyacınız olmayan bir ürünü almayın. Unutmayın ki bir ürünün fiyatının ucuz ya da pahalı olması, etiketiyle değil, cebinizdeki parayla doğru orantılıdır.Bugüne kadar ihtiyaç kredileri ve kredi kartlarıyla bu tüketiminizi körüklediler. Sonuç; 28 milyon civarında icra dosyası, 574 milyar TL tüketici borcu. Öyleyse bu konuda nasıl tüketeceğimizi öğrenmek ya da eski alışkanlıklarımızı hatırlamak bize düşüyor.Sadece iki gömlek, üç çorap alırken değil, her alanda tüketirken sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundayız. Mesele sadece para değil. Örneğin 1 Eylül itibariyle balık yasağı bitiyor ve balıkçılar vira bismillah diyerek denize açılacak.Belki bizler de çocuklarımıza balık götürerek, onların etten eksik kaldıkları beslenmeyi, balık ile gidermesinin çaresini arayacağız. Elbette fiyatlar düşünce... Ama bakın burada da tüketim sorumluluk istiyor.Tezgahlarda, balıkçı restoranlarında önünüze getirilen, normalden küçük balıkları bilinçli bir tüketici olarak reddedin. Çünkü zamanından önce avlanan o balık, torunlarınızdan, çocuklarınızdan çaldığınız bir gıdadır. Elbette gerekli denetimi yapmayanlara da sorumluluğunu hatırlatmakta bu vesile ile fayda var.Ama sadece fiyatını ödeyerek işin içinden çıkamazsınız. Tüketirken, aile ekonomisini düşündüğünüz gibi, gelecek kuşakların da sorumluluğunu duyarak hareket etmek zorundasınız. Emin olun, siz tükettiğiniz, satın aldığınız sürece birileri de o yavru balıkları önünüze koymaya devam edecektir.Sonuçta örnekler çoğaltılabilir. Ama şunu unutmamak gerekir ki, tüketim sorumluluk ister. Sorumsuzca yapılan satın almalar, ya gereksiz harcamalara ya da birilerinin bu kazanç iştahıyla yaptığı haksızlıklara ortak olmanıza neden olur.Fransız düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard şöyle der: “Tüketmek birey için zorunluluğa dönüştüğünde, insani ilişkiler yerini maddelerle ilişkiye bırakır. Artık geçerli ahlak, tüketim etkinliğinin ta kendisidir.”İnsanlığımızı kaybetmeyelim ve tüketimin tükenmek değil, ihtiyaç gidermek olduğunu hatırlayalım. Her alışverişe çıktığımızda da...Yazının tamamı için tıklayınız
GÜNDEM
28 Ağustos 2018 - 13:12
Tüketim, sorumluluk ister
Çetin Ünsalan yazdı: Tüketim, sorumluluk ister
GÜNDEM
28 Ağustos 2018 - 13:12