Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından, bu yıl ‘Yeşil Dönüşümün Paradigmaları’ temasıyla dokuzuncusu gerçekleştirilen ve çevrimiçi düzenlenen Zirve’de, küresel iklim krizi, yeni riskler ve kaygılarla birlikte, sürdürülebilir iş dönüşümünün ne derece acil ve önemli olduğunun altını bir kez daha çizdi.
Enerji Ekonomisi
İnsan tabiata karşı sorumlu
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, Yeşil İş Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, doğrudan insan kaynaklı, üretim ve tüketim çılgınlığı ve bunları kullanma biçimlerinin ciddi sorunlar oluşturmaya başladığını, o nedenle çevre konusunda sadece teknoloji değil mevzuat düzenlemelerine de ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını söyledi. Sungur, “Dünyanın gelmiş olduğu çevre sorunları seviyesini çözmek için teknolojik önlemler, idari önlemler yapılabilir, yaptırımlar yapılabilir. Ancak temel nedenlerden biri insanın etik anlayışıyla bağlantılı olduğunun altını çizmek istiyorum. Yeni etik değerler bize şunu söylüyor: Sen sadece topluma değil, canlı ve cansız tüm varlıklara, tabiat unsurlarına karşı sorumlusun. Bunlar bizim için önemli sorumluluk alanıdır ve gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzdur” diye konuştu.Sürdürülebilirlik yatırım ortamını da iyileştirecek
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, üretim ve tüketim kalıplarının süregelen yapısının, küresel riskleri çevresel konularda yoğunlaştırdığının altını çizdi. Davos’ta da konunun ele alındığına dikkati çeken Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde, tüm düzeylerdeki tartışmalarda daha çok odaklanacağımız konular yeşil ve dijital dönüşümün etkileşim alanları, pandemi, Rusya-Ukrayna savasıyla kırılganlığı iyice belirginleşen küresel tedarik zinciri ve işbirliği kanallarının her düzeyde güçlendirilmesi ihtiyacı olacak” diye konuştu. Sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomik olgularının stratejik değerlendirmelerde giderek kilit rol oynadığının altını çizen Turan, sözlerine şöyle devam etti: “Yani, ekonomi yaklaşımını ve ticari ilişkileri de bu olgular üzerinden şekillendiren bir çok strateji ve düzenlemeyle karşı karşıyayız. TÜSİAD olarak, küresel dinamikleri şekillendiren Paris Anlaması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi gelişmeleri planlarımıza mutlak entegre etmemiz gereken konular olarak görüyoruz. İklim değişikliğinin etkilerini artan seviyelerde hissediyoruz. Kaynaklarımız kısıtlı. Bu yapı yeşil dönüşümü ve iş modellerinde sürdürülebilirlik modellerini önceliklendirmeyi gerektiriyor. Çalışmalarımız yeşil dönüşümün, kalkınma politikalarımız içinde tercihten ziyade bir zorunluluk olduğunu gösteriyor. Yol haritaları emisyonların azaltılması, su ve arazi yönetimi, iyi tarım uygulamaları, orman bütünlüğünün sağlanması, enerji dönüşümü ve döngüsellik prensiplerinin içselleştirilmesi gibi çok geniş bir kapsamı ele almalı. Karbon nötr olma ve sürdürülebilirlik amaçlarına odaklanmış politikalar, sadece rekabet gücümüzü korumayacak, yatırım ortamının öngörülebilirliğini ve sürdürülebilir yatırımın ivmelenmesini de sağlayacak.”Yenilenebilir kaynaklarla 6 kat fazla elektrik
Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine vurgu yaparak, “2040 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan 6 kat fazla elektrik üretilecek. Dünyanın karbon emisyonlarının yüzde 60’ından fazlasından sorumlu enerjiyle ilişkimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Elektrik 4,0, verimlilikle birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemesi ve karbon emisyonu hedeflerine ulaşmamızda yardımcı olacak. Tüketiciye akıllı enerji sağlamak için Elektrik 4,0’a geçiş sağlıklı şekilde devam ediyor. Kirliliğe neden olan fosil yakıtların kullanımı azaldıkça, dünyamız daha yaşanabilir hale gelecek” diye konuştu. Elektrik 4,0 sayesinde israfın da ortadan kalktığını, yeni enerji dünyasının inşa edildiğini söyleyen Tuncer, “Günümüzde üretilen enerjinin yüzde 60’ından fazla israf ediliyor. Verimlilik için dijital teknolojileri artık daha fazla kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.Ciddi yapısal değişime ihtiyaç var
Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, ‘Ekonomik büyümeyi sürdürürken yeşil dönüşüme lidrelik etmek” başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, enerjide ciddi yapısal değişime ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. Shell’in gündeminde enerji verimliliğinin uzun süredir olduğuna vurgu yapan Erdem, 2030 ve 2050 hedeflerinden bahsetti. Erdem, “Net karbon sıfır olma yolculuğunda Shell’in rafinerilerindeki petrol ürünü üretimini azaltma yönünde de hedefleri var. 95 milyon tondan, 2030’a geldiğimizde 45 milyon tona düşürmek gibi bir hedefimiz vardı. Burada 75 milyon tona düşürmüş durumdayız. Bu da hedefe doğru olan gidişi gösteriyor. Aynı şekilde elektrik araçlar artıyor. TOGG geliyor. Elektrikli araçlar daha çok öne çıkıyor. Yine 2030’da ulaşmak istediğimiz 560 terawatt saatin, yaklaşık yarısına gelmiş durumdayız. 251 terawatt/saat bir elektrik hacmimiz oldu. Bu da hedefe doğru gidiyor.”Enerji tasarrufu eğitimlerinde 7 milyon çocuğa dokunduk
Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşçıoğlu, kentleşmeye dikkat çekerek, teknolojiyle desteklenmiş şebeke ve alt yapı yatırımlarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Kurumsal müşterilere güneş enerjisi sistemleri sunduklarından bahseden Taşıçıoğlu, “Enerji verimliliği danışmanlığı yapıyoruz. Şu ana kadar toplam 13,4 megavatlık bir kapasite kuruldu ve bu da 6 bin hane halkının bir yıllık kullanımı bedelinde. Enerji verimliliği projelerinden de 2 bin hanelik bir enerji tasarruf sağladık” diye konuştu. Sorumlu üretim ve tüketimin önemine vurgu yapan Taşçıoğlu, enerji tasarrufu noktasında gönüllü çalışanlarla eğitimler de verdiklerini belirtti. Taşçıoğlu, “EnerjiSA’nın enerjimi koruyorum başlıklı projesi var. 12 yıldır devam ediyor. 7-10 yaş arası çocuklara ulaşıyoruz ve onlara enerji tasarrufunu anlatıyoruz. Şu ana kadar dijital yollarla birlikte 7 milyon çocuğa dokunduk. Çünkü enerjiyle olan ilişki ve onu sorumlu tüketmek genç yaşlardan başlıyor” diye konuştu.Sürdürülebilirlik eğitimi
IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding CEO’su Murad Bayar, sürdürülebilirlik ajandası oluşturmanın birinci hedefleri olduğunu söyleyerek, yaptıkları çalışmaları anlattı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) desteğiyle Boğaz’da deniz kirliliği tespit projesini hayata geçirdiklerini, böylelikle gemilerden kaynaklı kirliliği azaltmayı hedeflediklerini, özel otoyol işletmecilerinde ise sürdürülebilirlik raporlarını yayımladıklarını açıkladı. Grup şirketlerinin de katılımıyla bu hafta 50 gönüllü çalışanla birlikte, sürdürülebilirlik hedeflerinin aktarılacağı 11 başlıkta 3 aylık eğitimin başlatılacağını açıklayan Bayar, “Eğitimin sonunda bu gönüllü arkadaşlarımız, sürdürülebilirlik elçilerimizi olacak. Sürdürülebilirliğe, toplam çabaya anlamlı bir katkı yapacağımızı düşünüyorum grup olarak” diye konuştu.Sofra şekerinden deterjan, atık giyişinden yumuşatıcı
Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Fuat Orhonoğlu, plastiksiz çözümlere gittiklerini ve bütün süreçler gözden geçirerek, ambalajları, formülleri ve ürünleri sürdürülebilir kaynaklara kaydıracaklarını söyledi. Sürdürülebilirlik noktasında ön yıkamayı ortadan kaldırıp su tüketimi azaltacak yönelime çok erken başladıklarına işaret eden Orhonoğlu, “Bu alışkanlık ortadan kalktı ve su tüketiminin azalmasına katkı sağladı” dedi. OMO ve Cif markalarında ambalajların tamamında geri dönüştürülmüş plastik kullanmaya başladıklarına işaret eden Orhonoğlu, yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı: “OMO’da plastikte 70 ton tasarruf sağladık. Sadece bir senede. Bu da artarak sürecek. Konsantre çözümlerle ambalaj kullanımı azalacak. Atık giysilerden yumuşatıcı, sofra şekerinden bulaşık deterjanı projesi için çalışıyoruz. Diğer taraftan Migros’la iş birliği yaptık. Ortak bir dolum ünitesi kurduk. Tüketici sıvı deterjanı bitince ambalajıyla geliyor ve o musluktan deterjanını dolduruyor. Plastik kullanımı azalıyor. Şu anda sadece Ataşehir’de. Türkiye’nin bir çok yerine yaygınlaşacak.”Denizden 29 ton plastik topladık
Evlerin yanı sıra şehirleri de temizleyen sosyal altyapıya yönelik çalışmalarından da bahseden Orhonoğlu, “İnsan trafiğinin yoğun olduğu Zincirlikuyu Metrobüs durağını yeniledik. Kadıköy rıhtımda Cif Kadıköy Parkı inşa ettik. Çif çöp kaparlar sayesinde denizden 29 ton plastik topladık” dedi.Büyük yok oluşun eşiğindeyiz
Carbon Free Group CEO’su Jae Mather, iklim değişikliğini kanser hücrelerinin büyümesine benzeterek, “Etraftan aldığımız sinyalleri göz ardı ediyoruz. Bu da sağlıklı hücreleri öldürüyor” ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmaların, ciddi sorunlara işaret ettiğini ve bio çeşitliliğin yüzde 50’sinin önümüzdeki 100 yılda yok olacağını gösterdiği uyarısı yapan Mather, “Büyük yok oluşun eşiğindeyiz aslında” dedi. Mather, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karbondioksit konsantrasyonundan dolayı 2100 itibariyle deniz düzeyinin bir metre artacağını öngörüyoruz. Yani dünya karalarının yüzde 5 ile 10’u sular altında kalacak. En kıymetli tarım alanları da suları altında kalarak kaybolacak. Mercan alanları da yüzde 38 küçülecek. Biz 2 dereceye odaklandık ancak, fosil yakıtlar kullanmaya devam edersek 6 derecelik artış olası görünüyor. Önümüzdeki dönemde çok ciddi uç iklim olayları da karşımıza çıkacak. Yani burada, yanan bir ev var ve bunu ciddi olarak ele almamız gerekiyor. Şayet 2 derece olursak, böcek türlerindeki kayıp üç kat, ağaç türlerindeki kayıp iki kat olacak. Dünyanın sürdürülebilir olması için doğanın yaptığı gibi rejenerasyon yapmamız gerekiyor. Ancak fosil yakıtların sağladığı kolay enerjiyi seviyoruz.” Bill McKibben’in, “Eğer gezegeni mahvediyorsa buna yatırım diyemeyiz” sözlerini anımsatan Mather, “Hala farklı kararlar verebiliriz” çağrısı yaptı.Patates üretiminde su tüketimini yüzde 50 azalttık
PepsiCo Yiyecek Kategorisi Kıdemli Pazarlama Direktörü Seren Çankırı, dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olduklarını belirterek, teknoloji ve dijitalleşmenin yenileyici tarım uygulamalarının en önemli parçasını oluşturduğunu söyledi. Çankırı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşük basınçlı sulama teknolojilerine ciddi yatırımlar yapıyoruz. 2010 yılından beri net tarla verimini yüzde 30 artırdık, depo firelerini yüzde 26 azalttık. Bir patates üretimi için tüketilen su miktarını yüzde 50, birim patates üretiminde salınan karbon seviyesini yüzde 50 azalttık. Tarımda birim başına kullandığımız suyu Türkiye’de yüzde 50 azaltmayı başardık. Tarlalarımızı yapay zekayla anlık takip ediyoruz. Verim ve kalitenin istenen seviyede olmasını sağlıyoruz. Tarlalarda kullanılan su tüketimini daha da azaltmayı hedefliyoruz.”Yiyecek atıklarından cipslik patates üretimi
Topraksız tarımla cipslik patates üretimi gerçekleştirdiklerini açıklayan Çankırı, “Toprağı koruyarak beslemek, sürdürülebilir tarımda çok önemli. Bu noktada kendi yiyecek fabrikalarımızda oluşan organik atıklardan, kendi organa-mineral gübremizi üretiyoruz. Bu toprakta da önemli sonuçlar veriyor. Türkiye Pepsi CO çerçevesinde bulduğumuz bir gübre çeşidi natüralist. Bu noktada İngiltere başta olmak üzere diğer Pepsi Co ülkelerine ihraç etmenin gururunu yaşıyoruz. Anadolu Meraları kapsamında yenileyici tarım uygulamalarına devam edeceğiz.”Enerji Ekonomisi