Jale YanılmazTürkiye ekonomisinde başdöndürücü gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Bir ay önce, 22 Nisan 2018’de 1 USD 4,10 TL. iken, bu haberin hazırlandığı 22 Mayıs 2018’de 4,64 TL’dan işlem görüyor. Dolar kurundaki bu hızlı yükseliş, son bir ay içinde yüzde 14 oranında devalüasyona işaret ediyor.Öte yandan seçim kararının alınması ile birlikte yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeler tüketici güveninde de hızlı düşüşe neden oldu. TÜİK verilerine göre, 2018 Mayıs ayında Tüketici Güven Endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,8 azalarak, 69,9 seviyesine geriledi. Bu rakam 2018 başında 72,3’dü.Ekonomideki artan sıcaklık, belirsizlik sokaktaki vatandaşın kafasındaki soruları beraberinde getirdi. Kurdaki bu çılgın artışın nedeni nedir, Merkez Bankasının rezervleri bu süreci yönetebilecek yeterlilikte midir, faizler yükselecek mi, bu süreç bizi nasıl etkileyecek? Bütün bu endişe veren soruları, akademisyen, ekonomist, gazeteci ve siyasetçi prof. dr. esfender korkmaz Tüketici Postası için cevapladı.“Kurdaki artış günübirlik politikaların sonucudur”Kurdaki başdöndürücü gelişmelerin nedeninin AKP iktidarının 16 yıldır sürdürmeye çalıştığı sıcak paraya ve dış borca dayalı büyüme ve günübirlik politikaları olduğunu belirten Prof. Dr. Esfender Korkmaz, bu politikanın ekonomiyi aşırı kırılgan hale getirdiğini belirtti.Ekonomideki aşırı kırılganlık nedeniyle borsa ve kurun artık dış faktörlerden bağımsız hareket ettiğini kaydeden Korkmaz; “ekonominin dayandığı alt yapı bozuldu. Türkiye uluslararası standartlarda, hukukun üstünlüğünde geri düştü. Yargı bağımsızlığı tartışılır hale geldi. İnsan hakları, siyasi özgürlükler ve basın özgürlüğüne sınır getirildi. Devlet imkanları ile yandaş medya oluşturuldu. OHAL ‘ devam ediyor. OHAL kararnamelerinin içeriği anayasal sınırları geçti. Sonuçta siyasi iktidara karşı güvensizlik oluştu” dedi.“Merkez Bankası rezervleri yetersizdir”Bu sıcak gelişmelere karşı Merkez Bankası’nın müdahale yeteneğinin sınırı neresi sorusunu “Merkez Bankası’nın rezervleri yetersizdir” saptamasıyla yanıtlayan prof. Dr. Esfender Korkmaz; “Mart 2018 sonu resmi döviz rezervi 83.4 milyar dolardır. Bu rezervin 66.8 milyar doları şarta bağlı yükümlülüktür. Yani bu rezervin 66.8 milyar dolarlık kısmı, vadesine bir yıl veya daha az kalmış Merkezi Yönetim ve Merkez Bankası’nın önceden belirlenmiş döviz yükümlülükleridir. Dolayısıyla hareket alanı 16.4 milyar dolar ile sınırlıdır” dedi.Merkeez Bankası’na yürütmenin müdahaleci tavrının öncelikle merkez bankası kuruluş yasasına aykırı olduğunu belirten Korkmaz’a göre, bu durumun piyasalarda güvensizliğin arttırdığına dikkat çekiyor.“Bu kaostan herkes zarar görecek”Uygulanmaya devam eden seçim ekonomisi ve popülist politikalar nedeniyle bir kaosun ortaya çıktığını kaydeden Prof Dr. Esfender Korkmaz; “popülizm nedeniyle dağıtılan krediler, maddi destekler, hane halkının rasyonel harcama yapmasını önledi. Standart and Poors’a göre, bankalarda sorunlu kredi oranı yüzde 8.22‘dir. Ekonomide kaos yaşanıyor. Bu kaostan herkes zarar görecek” dedi."Bankacılık riskte"Bankaların KOBİ kredileri ve Esnaf kredileri devlet kefaletinde . Bu demektir ki dönmeyen krediler bütçeden ödenecek. Bu durum Hükümetin yaptığı popülizmin halkın sırtına vergi olarak yüklenmesidir. Buna rağmen dış kredilerde bankalar için risk oluşturuyor.
GÜNDEM
23 Mayıs 2018 - 14:03
1 ayda % 14 devalüasyon
Türkiye ekonomisinde baş döndürücü gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Bir ay önce, 22 Nisan 2018’de 1 USD 4,10 TL. iken, bu haberin hazırlandığı 22 Mayıs 2018’de 4,64 TL’dan işlem görüyor. Dolar kurundaki bu hızlı yükseliş, son bir ay içinde yüzde 14 oranında devalüasyona işaret ediyor.
GÜNDEM
23 Mayıs 2018 - 14:03
İlginizi Çekebilir