Jale Yanılmaz- İstanbulPeki, ağız sağlığının korunması için ne yapmalıyız, hijyen koşullarının yerine getirilmesi yeterli mi? Ağzımızın içinde başka hangi hastalıklar sağlığımızı tehdit ediyor? Yaşamımızı nasıl etkiliyor? Tespit ve tedavileri nasıl yapılıyor? Önlenebilir mi? Türkiye ağız sağlığı konusunda bilinçli mi?Ağzımızın içinde neler oluyor?Ağız Yüz ve Çene Cerrahisi Uzmanı dr. uğur meriç Tüketici Postası okuyucuları için ağız sağlığımızla ilgili merak edilen soruları cevapladı.-Uzmanlar vücut sağlığımızın ağızdan başladığı uyarısını sıkça yapıyorlar. Gerçekten de en önemli sağlık meselemiz ağız mıdır?Hayır, o kadar da değil. En önemlisidir demek tıbben mantıklı bir görüş değildir ama en az diğerleri kadar önemlidir. Bu uyarılar, genelde insanlar vücutlarındaki diğer sorunlara göre ağız sağlıklarını küçümsedikleri için bunu düzeltmek adına kullanılan bir moddur diye düşünüyorum. Ama, tabi ki vücudumuzda herşey birbiriyle bağlantılı ve dolayısıyla ağızdaki bir sorun vücuttaki başka yerleri etkileyebilir. Ağızdan başlayan bir sorunun, bir enfeksiyonun vücutta diğer bir sürü organa zarar verme ihtimali var. Yani en birinci diye bir şey yok ama daha az önemli diye de bir şey yok.-Ağız yüz ve çene cerrahisi denildiğinde ne anlamalıyız, hangi hastalıkları kapsıyor?Çene cerrahisi hastalıkları ile ilgili dört ciltlik kitap var ama kısaca ifade edersem, ağzı ilgilendiren, ağız içini ve ağız çevresini ilgilendiren bütün hastalıklara biz bakıyoruz. Çene cerrahisinde yüz de vardır, çene kırıkları da vardır, yüz yaralanmaları vardır. Ama tıp artık eskisi gibi değil, plastik cerrahlar burun estetiği yapıyor, kbb ciler botoks yapıyor vs. Tıbbi olarak önemi yok, çene cerrahisinin alanı bellidir, çene ve üzerindeki dokular.-Çene hastalıkları deyince akla en çok gelen kistler ve tümörler oluyor. Giderek artan kanser vakaları sebebiyle de oldukça tedirgin edici. Kistler ve tümörler kanser belirtisi midir?Tümör zaten kanserdir. Kistin kanserle hiçbir alakası yoktur. Kanserleşme ihtimali yüksek olan kistler vardır. Öncelikle ağız çok garip bir ortamdır. Ağız içinde bakteri vardır. Vücutta üç yerde bakteri hep olur. Ağız, vajina ve kalın bağırsak. Buralarda hep bakteri vardır ve hepsinin de bir işlevi vardır, yani vücudun işine yarar. Vajinadaki mantarları engeller, sindirim sistemindekiler suyun geri emilimini sağlarlar. Mesela neden antibiyotik kullandığında ishal olursun, çünkü antibiyotik vücudun işe yarayan bakterilerini öldürdüğünde, vücut suyu geri ememez ve ishal olursun. Bakteriler ağızda da sindirime yardımcı olurlar, sindirime o bakteriler sayesinde başlanır. Dolayısıyla ağızda da bakteri vardır. O yüzden “kirli”, kontamine bir ortamdır ağız.Şimdi o bakteriler bizim işimize yararken eğer dişte bir şekilde temizlenemeyen bir alan olursa, o alana önce yemek artıkları gider, bakterilerin de kötü bir niyeti yok, onlar da yemek artıklarının oldukları yere giderler, yemekleri yerler ve asit çıkar ortaya. O asit mineyi eritir. Çürük oluşur. O mine eriyince daha temizlenemeyecek bir yer olur, oraya daha çok bakteri dolar, daha çok yemek artığı gelir, yemek artıklarından daha çok oluşur. Klasik çürük formatıdır bu. Bir yerde yakalar ve onu temizlersen kurtarırsın. Onu temizleyemezsen sinire gelir, iyice içeri gider. Siniri öldürmeye başlar. Sinir öldüğü zaman yakalarsan kanal tedavisi ile kurtarırsın ama eğer onu da kaçırırsan, o sinirden aşağı iner ve kemiğe gider. Orada da kist oluşur. İçi sıvı dolu bir balon gibi düşünün. Kist de içi iltihap dolu bir balondur. Ve içindeki iltihap etraftan oluşan basınçla baskı yapar, çevresindeki kemik erir ve kist büyür. İçi dolu bir balondur kist. Dolayısı ile kist ile tümör farklıdır. Tümör kontrolsüz büyüyen bir kitledir. Kist ise oradaki enfeksiyondan bir kitledir. Kistin kaynağını yok ettiğin zaman ya aynı noktada kalır ya da küçülür. O yüzden kist kötü birşey değildir. Kisti cerrah alır olur biter.Tümör ise iyi huylu olabilir kötü huylu olabilir ama tümör, kendi kendine büyüyen bir oluşumdur. Tümörün neden oluştuğunun kesin cevabı yok, pek çok etken sebebiyle mesela sigara, radyasyon, kötü beslenme gibi veya nedenini bilemediğimiz bir şekilde tümör oluşabiliyor. Kabaca tümör, kontrol edilemeyen, sistem dışı bölünen hücre demektir. Kendi kendine. O bir anda bölünmeye başlar, büyür, etraftaki dokuları etkiler.-Tümörü başlangıç safhasında tespit mümkün mü?Erken teşhis candır bu konuda. Tümörü başlangıç safhasında tespit edersen iş çok kolaydır.-Nereden bileceğiz peki biz bunu, erken teşhis için ne yapılmalı?Ağız içi tümörler çok daha kolay tespit edilebilir eğer cilde yakınsa. Belli olur, çünkü insanlar aynada bakarlar ağız içlerine veya hissederler.Ama bir kadınların nasıl kadın doğumcusu varsa, her insanın bir diş hekiminin olması lazım. Burada olay koruyuculuk. Şikayetin olmadan gideceğin ender doktorlardan biridir diş hekimi. Şikayetin olmadan gideceksin ki, hemen en başta, ufacık bir çürükse, o çürük kanal tedavisine gelmeden tedavi edilecek. Avrupada bir laf vardır, “diş hekiminden korkuyorsanız daha sık diş hekimine gidin” diye. Çünkü daha sık gidersen yapılacak en fazla şey bir temizlik, basit bir dolgu gibi tedaviler olur. Eğer işi büyütürsen dişi kaybediyorsun. Diş çekmek bir tedavi değildir. Diş çekmek kötü dokuyu oradan uzaklaştırmak demektir. Sonra onun tedavi edilmesi gerekir. Ya köprü yapılacak ya implant yapılacak. Hem maddi hem de manevi olarak daha ağır birşey. O yüzden daha erken gidersen o diş çekilmeden dolgu ile kurtarırsın, daha az para verir hem de daha az sıkıntı çekersin. Tıpta periyodik kontrol gerektiren ender alanlar vardır. Biri kadın doğum, diğeri diş hekimliği.-Periyodu nedir bu kontrollerin?Altı ay veya bir sene, insandan insana değişir. Bazı insanların -ki biz anlayabiliriz onu- taş oluşturma miktarı, ağzındaki tükürüğün kalitesi altı ayda bir kontrole gelmesini gerektirir. Bazi insanların yılda bir gelmesi yeterlidir. Bazı insanları da üç ayda bir çağırırız. Kişinin kendi ağız bakımı elbette önemli ama ne kadar iyi bakarsa baksın bazı insanlar “şanssız” doğarlar, dolayısı ile onların günde yedi kere dahi dişlerini fırçalasalar kontrole gitmeleri lazım. Mesela tükürükleri daha mineral yapılıdır, daha çok diş taşı oluşur. Diş taşı oluştu mu fırça ile onu temizleyemezsin. Temizleyemediğin için de mutlaka bir diş hekimine gidip diş taşlarını temizletmelisin.-Doğumsal çene bozuklukları nedir nasıl bir bozukluktan bahsedebiliriz bu konuda?Onlarca ayrı bozukluk var. Ama en sık rastlanan alt çenenin daha ilerde olmasıdır. -Bu bir bozukluk mudur?Tabi bozukluk. Bunu sadece kötü görünmek olarak düşünmemek lazım. Alt çene önde olduğu için ve dişler birbirine tam oturmadığı için çiğneme fonksiyonu bozuktur. Çiğneme sorunu olan insanların mide sorunu olma ihtimali çok yüksektir. Tam olarak çiğneyemediği için, besinlerin parçalamadan mideye gitmesi söz konusu. Ayrıca o dişlerin çürümeye yatkınlığı daha fazladır, temizlenmesi daha zordur. Alt çenesi ileride olan insanlar çoğunlukla ağız solunumu yapalar, burun solunumu yapmadıkları için başka dertleri olabilir. Yani zincirleme reaksiyondur. Bir sorun olduğunda hepsi olur. Burada da yine önleyici tedavi çok önemli oluyor. Çocukların kalıcı dişleri çıkmaya başladığında mutlaka bir ortodontiste götürülmesi lazım. Sadece büyürken belli manipülasyonlarla ortodontistler zor noktaya gelmeden sorunu çözebiliyorlar. Çünkü iş, 17-18 yaşına geldiğinde cerrahların alt çeneyi kesip arkaya alması ile sonuçlanıyor . Yani sadece yetişkinlerin değil bir insanın 8- 9 yaşlarında mutlaka bir kontrole gitmesi gerekir. O yaşta tel takmasalar bile yardımcı tedavilerle damağı açıyorlar, büyüme ile birlikte belli manipülasyonlar yapıyorlar, geri itiyorlar, onu gelecekte ameliyatsız bir şekilde çözebiliyorlar. Bu yüzden koruyucu tedaviyi sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da yapmak lazım.Aynı zamanda çocuklara diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak lazım. Çok şekerli gıdalar yememeleri lazım. Emzik alışkanlıkları da bizim için önemli.-Emzik alışkanlığı sorunu nedir nasıl bir sorun gelişiyor?Emzik, parmak emme alışkanlığı belli bir yaşın üzerinde devam ediyorsa ön dişler açık kalıyor, bütün dişlerin şekli değişiyor, ağız yapısı bozuluyor.Devamı 20.09.2018'de Tüketici postası'nda
SAĞLIK
19 Eylül 2018 - 18:20
Diş hekiminden korkuyorsanız, daha sık diş hekimine gidin!
Sıklıkla ihmal etsek de ihmale gelmiyor ağız sağlığı. Ertelediğimiz veyahut “geçer” deyip bir kenara bıraktığımız sorunlar zamanla çözümü zor, tedavisi ıstıraplı ve maliyeti yüksek hale gelebiliyor. Ve, sindirim kanalının girişi olan ağız, ihmal edildiğinde tıbbi-psikolojik-sosyolojik sorunların başlamasına, gereken önlemler alınmadığında ise kalıcı vücut problemlerine yol açabiliyor.
SAĞLIK
19 Eylül 2018 - 18:20
İlginizi Çekebilir