Son yıllarda gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde, diyet ve beslenmeye bağlı kronik hastalıklarda bir artış görülmektedir. Sosyal, politik ve ekonomik nedenlerden ötürü, dünya çapında değişen besin tüketimi trendi; günümüzde doymuş yağ ve şekerden zengin, enerji verici diyetin ağırlık kazandığını, taze sebze ve meyve tüketimi ile kompleks karbonhidrat ve lifli gıdaların alımının azaldığını ortaya koymaktadır. Ülkemiz beslenme durumu yönünden, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahiptir. Ulusal Gıda ve Beslenme Stratejisi Çalışma Grubu Raporuna göre; ülkemizde sıklıkla görülen beslenmeye bağlı sorunların içinde, diş çürükleri de yer almaktadır.
Peynir diş çürüğünü önlüyor!
Ağız sağlığı açısından besinler; çürük yapıcı (Karyojenik), çürüğe etkisi
olmayan (Karyostatik) ve çürük önleyici (Antikaryojenik) olarak
sınıflandırılmaktadır. Bir besinin karyojenik etkisi; besinin çeşidi, formu, besin
öğesi içeriği, diğer besin ve içeceklerle yenmesi, ağızda kalma süresi ve
tüketilme sıklığına bağlı olarak değişmektedir. Karyojenik besinler; fermente
olan karbonhidratlar içerir ve ağızda mikroorganizmalar aracılığıyla organik
asit oluşumuna neden olarak, tükürük pH’ının 5,5 altına düşmesine ve çürük
oluşumunun hızlanmasına neden olurlar. Diş çürüğüne katkısı olmayan,
mikroorganizmalarca metabolize edilemeyen ve tükürük pH’ını 5,5 altına düşmesine
neden olmayan besinler ‘’karyostatik’’ olarak değerlendirilir. Özellikle;
protein içeriği yüksek besinler (yumurta, balık, et), yağlar, yüksek posalı ve
polifenol içerikli besinler (özellikle çiğ sebzeler, elma) ve yağlı tohumlar
(özellikle yer fıstığı) gibi yağ içeriği yüksek ve fermente olan karbonhidrat
içeriği olmayan veya çok az olan besinler karyostatik özellik gösterir.
Antikaryojenik (çürük önleyici) besinler
ise; asidojenik besinden önce yendiğinde plağın, asidojenik besini tanımasını
önleyen besinlerdir. Kazein, kalsiyum, fosfor içeriğinden dolayı peynir
antikaryojenik besin olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında peynir, ağız
ortamının pH’ını yükselterek, dişlerde çürük oluşumunu önleyebilmektedir. Çürük
önleyici bir besin olarak görülen peynir; çürüğün önlenmesinde etkili olan
kalsiyum ve fosfat iyonlarını ve ayrıca antikaryojenik özelliğe sahip bir
protein olan kazeini içermektedir.
“Ksilitollü sakızlar diş çürüğünü
azaltır”
Çürük önleyici önlemlerin bir diğeri ise, tatlandırıcılı besinlerin
tüketimidir. Tatlandırıcıların özellikle de ksilitolün sakızlarda kullanımı ile
hem sakızın tükürük akışını arttırarak; tamponlama ve temizlenmeyi sağlaması
hem de ksilitolün, antikaryojenik özelliklerinden faydalanılması
amaçlanmaktadır. Ksilitol, ağız içerisinde plak oluşumunu azaltır ve bakterilerin
plak ve diş yüzeylerine tutunmasını engelleyebilmektedir.
Çayın hiç duymadığınız faydası!
Siyah çayın içerdiği florürün de, çürüğü azaltıcı rolü vardır. Çaylarla
ilgili yapılan çalışmalarda, antimikrobiyal etkinliklerinin; fermentasyon
miktarları arttıkça azaldığı; fermente olmamış olan yeşil çayın, diğer fermente
edilmiş çaylara göre en yüksek antimikrobiyal ekinliğe sahip olduğu gösteren
çalışmalar mevcuttur. Yeşil çayın içeriğindeki bileşikler; bakterileri yok
edici ve diş yüzeyine yapışmasını engelleyici özellik göstermektedir. Bununla
birlikte, düzenli olarak yeşil çay tüketmenin diş çürüklerini azalttığını
gösteren sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Yeşil çayın; spesifik
patolojilerin önlenmesi ve tedavi edilmesindeki rolünü desteklemek için, daha
çok klinik ve biyolojik çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Kavrulmuş kahve ve kakao da dişi
bakterilere karşı koruyor!
Kavrulmuş kahvenin, birçok bakteriye karşı antibakteriyel etkinliği
bulunmaktadır. Kakao tohumlarının kuru ağırlığının yüzde 6-8’i, bitkilerdeki
doğal kimyasallardan oluşur. Bu doğal kimyasallar, çürük önleyici bir özellik
oluşturur. Kakaonun çürük önleyici etkinliği de, bakterilerin diş yüzeyine
tutunmasını engellemeye yöneliktir.
İşte diş dostu diğer yiyecekler!
Yapılacak birkaç yaşam tarzı değişikliğiyle birlikte, ağız sağlığının
korunması her yaş grubunda büyük önem taşımaktadır. Bireysel düzeyde çürük
önlemede; süt, peynir gibi proteinler, organik ve inorganik fosfat içeren
bitkisel kaynaklı besinler tercih edilmelidir. Özetle; ağız ve diş sağlığını
korumada; protein ve sebze ağırlıklı çiğnemeye yönelik bir beslenme şekli gereklidir.
Kişilerin kahve, çay, alkol, asitli içeceklerin sınırlı şekilde tüketmesi, şeker
tüketiminin kontrol altına alması, düzenli aralıklarla diş hekimine kontrole gitmesi
çürükleri önlemede oldukça önemlidir. Şekersiz sakızlar, taze meyve-sebzeler,
et, yumurta, peynir, balık, baklagiller gibi yüksek kaliteli proteinler riski
azaltan diyetsel faktörlerdir. Tükürük salınımını uyarmak için; taze,
işlenmemiş besinler seçilmelidir. Ara ve ana öğün sonrası şekersiz sakız
çiğnenebilir. Diş dostu olarak nitelendirilen özelliklerdeki tatlandırıcılı
sakızları, diş fırçalamaya ilaveten yardımcı bir oral hijyen aracı olarak
hastalara önerebilmekteyiz.