Gördünüz mü bakın, nekahet döneminde ki NATO ya, Ukrayna ve Rusya çatışmaları ve kriz taze kan oldu!
Son dönemlerde kör, topal kendi halinde idi, Biden seçilir seçilmez, AB ye ellerinizi ceplerinize atın, artık ben NATO yükünü taşımayacağım dedi mi?
Dedi...
Ama AB ülkeleri duymazdan geldi!
Zaten bizimde onayımızla BULGARİSTAN(2004), ROMANYA(2004) Karadeniz sahilinde
Sahildar olmayan ve Avrupa içinde, ARNAVUTLUK hariç, yeni karasal ülkeler ise;
KUZEY MAKEDONYA (2020)
KARADAǦ (2017)
ARNAVUTLUK (2009)
LETONYA (2004)
LİTVANYA (2004)
SLOVAKYA (2004)
SLOVENYA (2004)
Dememiz o ki NATO genişledi ama etkin ve yetkinliği de bir o kadar kaybolmuştu!
Bu üye katılımları elbette laf olsun diye yapılmamıştı...
İşin içinde ABD olunca, şeytanın bu oluşumlarda yer almaması, düşünülebilir mi?
Bir yandan Yunanistan da, yeni ve çok kapsamlı bir üs inşa edip, donattılar, diğer yandan, adeta bize önemsemez bir tavır aldılar!
Üstelikte Karadeniz'in tüm güney sahillerine hakim ve NATO üyesi bir Türkiye'yi...
Aynı zamanda Karadeniz de ki iki sahildar ülkeler, Bulgaristan ve Romanya'yı da silahlanma ile güçlendirdiler
Rusya, Karadeniz'e sahildar, aynı zamanda kendi ağır sanayisi, tarımı, kendi kendine yeten, BM asli ve veto yetkisi olan bir güç.
Rusya, etrafını çaktırmadan NATO ayağı ile çevrildiğinin farkında değil mi?
En nihayet Ukrayna bardağı taşırdı...
Rusya'nın eli armut mu topluyor?
Tuzları kuru Bay Biden ve AB lortlarının varlıklı ülkeleri, dünyayı uzaktan paralı, düzensiz, silahlı guruplarla ya da içerden toplumları, bir birine düşürerek, yakıp, yıkarken, NATO sus pus ama kendi çıkarlarına gelince, sizlerde üyesiniz hadi hep birlikte Rusya ya haddini bildirelim öyle mi?
Be muhterem Biden!
Baydın yani...
Zaten isminin, bizde ki telaffuzuda bu değil mi?
Rusya NATO üyesi mi?
Ya Ukrayna?
En iyisi sen kendi askerinle girersin Karadeniz'e, on beş gün süren var, sonra tak sepeti koluna, boğazlardan Ege'nin yoluna...
Bu süreçte Karadeniz de ayılır mısın, bayılır mısın ona da sen karar ver!
Birde dönüp kendimize bakalım mı?
Karadeniz de, tek NATO üyesi bizdik.
Bu NATO da ki konumumuz olarak, hem bizi hem de Rusya ile olan ilişkilerde, gücümüzü etkiliyordu...
Şimdi sormak gerekmez mi?
Biz neden Bulgaristan ve Romanya ya NATO üyeliği için onay verdik?
Onlar hem AB, hem de NATO üyesi oldular, bizde ise Karadeniz de tek dayanak Montrö antlaşması kaldı, iyi ki bu dönemde yapacağımız tüm yanlışları, o dönemin ileri görüşlü gerçek devlet adamları, görmüş ve Lozan ve Montrö gibi antlaşmaları bize kazandırmışlar...
Devletler arası ilişkilerde el, elin eşeğini ıslık çalarak aradığını bilip, kendi çıkarlarımızı her dağim sağlam kazığa bağlasak, her şey hallolacaktı ama dört bir yanımızdaki sınırlarımızda, komşularımızla yaşadıklarımıza bakarsak, hala aynı tas, aynı hamam
Ya da...
Eskiden halk arasında çok kullanılan bir deyim vardı, NATO bu kadar gündeme gelince anımsadık
Nato mermer nato kafa!
* Rumca;
Na to marmari, na to kefali” yani “işte mermer, işte kafa” anlamındadır.
Bu arada hala çekimser olan Finlandiya ve İsveç bu yaratılan korku ortamında ve telaşe ile NATO üyeliği için baş vuruda bulundular iyi mi?
Zenginin parası, züğürdün çenesini yorarmış, biz boğazımıza girecek bir lokmanın peşinde koşalım derken, İstanbul ve Çanakkale boğazları inşallah bizim boğazımızı bu bir kuru lokmadan da geri koymaz?
Sözün özü;
Önce kendi kapının önünü süpüreceksin ki sokak da itibarın olsun ve sözün geçsin!