Nerede ise yirmi yılı, aynı iktidar partisinin, mutlak hakimiyeti ile geçirdik ve bu günlere geldik!
Bu süreç içerisinde, bir defa da olsun, toplumun tepkisi ya da talebi ile erken seçime gitmedik... İktidar ise sadece bir seçimde, oy kaybı nedeni ile ama gene yönetimde kalarak, sözde istikşafı(!)koalisyon görüşmeleri ile ülkeyi altı ay oyalayıp, aba altından sopa, bir sürü asayiş ve ekonomik gerekçe gösterip, tekrar seçime gitti.
Ve gene tek başına iktidar olabilecek sayıda milletvekili ile yürütme erkini sürdürdü!
Diğer yandan bu süreçte, aşama, aşama ve öncelikle medya, çok cazip krediler alan birilerine satılmaya, sonra müsteşarlıklardan başlanarak, eğitim, adalet, sivil, asker bürokrasi, yasa düzenlemeleri ve atama furyası ile devlet yönetiminde köklü değişim ve dönüşüm, devam etti durdu...
En nihayetinde yaşanan bu olaylardan sonra, bir referandum ile devlet yapısı ve yönetim şekli tamamen değiştirildi!
Elbette tüm bunlar seçmenin oyu ve onayı ile yapıldı...
Neticede eğer şimdi başta ekonomi, sanayide ve büyük bir toplum kesiminde bir sıkıntı ya da hoşnutsuzluk yaşanıyorsa?
Bu seçilenlerin değil, onları seçenlerin kusuru ya da kabahati değil midir?
Öyle ya, bu güne kadar on dan fazla genel, yerel seçim ve referandum yapıldı
Son Yerel seçimlerde, büyükşehir belediye başkanlarını millet ittifakı kazansa da, gene iktidar, yerel meclis üyeleri ile ilçelerin, çoğunu almış oldu!
Bu günlere gelene kadar, bakıyoruz ki sanal alemde ve piyasalarda, muhalif görüşlüler çoğunlukta ama seçimlere sıra gelip, gerçek sandık ortaya konunca, sanal alemde oluşan tepkinin, sandığa yansımaması, koca bir demokratik soru işaretidir?
Toplum bilimcilerin ve ekonomistlerin enine boyuna araştırması gerekir!
Demek oluyor ki sanal alem, oluşan toplumsal kızgınlığın ve tepkinin basıncını düşürüyor ve seçmende sanal bir tatmin oluşturuyor! Yani bir çeşit toplumun ve piyasalarun gazını alıyor...
Ya da çok bilinçli bir oluşumla, toplum yanıltıp, yönlendiriliyor!
İşte bu nedenlerle demokrasilerde sonuç alabilmek için, sanal değil, gerçek demokratik eylemler yapılması kural haline gelmiştir... Yapılan tepkiler, yürütmeyi ve seçilmişleri endişelendirmiyor ise? Biliniz ki seçilen muktedirler, yaptıkları yürütme yöntemlerinden, asla vaz geçmeyeceklerdir! Hele hele her seçimde ekseri oyu almaya devam ediyorlarsa? Hali ile ''en iyiyi, en doğruyu ben ya da biz yapıyoruz ya da yanlışta yapsak, seçmenin teveccühü bizden yana, o halde durmak yok yola devam'' diye düşünmeleri, son derece doğal ve yerinde değil mi?
Demek ki ''seçtikleriniz sebep, yaşadığımız ve karşılaştığımız iyi ya da kötü her şey sonuçtur!''
Seçmen ve özellikle sanayici ve sermaye, önce verdiği oyu ile aynaya bakmalı sonra seçtiklerine serzenişte bulunmalı ya da tepki göstermelidir.
Gerisi Lafügüzaftır...
Sözün özü;
Demokrasilere güç ve değer katan, seçmenin, sermayenin, özelliklede ücretlinin isabetli ve yerinde oy kullanması ve her daim seçtiklerini denetleyebilmesidir!