En büyük tüketici ve oy gücü sayısına kadınlar sahip!
İşte bunun cevabı koca bir hayırdır!
Dünyanın her bir yanında da, ne acıdır ki bu konuda elden gelen olumsuzluklar bir biri ardına da her fırsatta sergilenmektedir.
Neden böyle bir kanıya sahibiz derseniz?
Kadınlar bu tepkilerini toplu olarak dile getirecek birlikteliği sağlayamıyorlar.
Bu birliktelik tüketimde ve tüketim maddelerine karşı eylemlerde ortaya çıksa, inanın şimdi şikayetçi olunan ve zararı yararından çok daha fazla olan başta gıda olmak üzere, tüm tüketim maddelerinin üretimi bir daha geri gelmemek üzere yok olup gider…
Gene ekranlarda bu tüketim maddelerinin satılması için imrendirici reklamlarda ortadan kalkar.
Bu gereksiz tüketilen ürünlere karşı yapılan harcamaların kısılması ile aile bütçesine yapacağı küçük bir katkı bile, tüketiminden çok daha sağlıklı olacaktır.
Elbette bu tepkiyi oluşturmak için kadınların ekonomik bir gücü olması da gerekir. Aksi durumda ve özellikle biri iki yapmaya, tüm gününü evinde üç lokmalık bir şeyleri bulup, hazırlamakla çabalayan bir kadının, bu tepkilere duyarlı olmasını bekleyemeyiz.
Üstelikte bu durumda olanlar, bir sosyal devletin gereği olan, tam ve yeterli bir sosyal yardımı alamıyor ya da bir yardım aldığında, siyasi ve tepkisel haklarını baskılıyorsa? Elbette kendisi için bir sonuç alınması mümkün olamayacaktır.
Kadın şüphesiz ülkemiz açısından baktığımızda, aynı zamanda erkeklerden fazla seçmene sahiptirler. Bu oran yüzde elli birin de üzerindedir.
Ama sandıktan çıkan seçilenlerin, yürütme ve yasamada ki uygulamalarına ve çıkarılan yasalara bakıldığında ise kadının hak ve özgürlüklerine, onun yaşamsal zorluklarına karşı çözümlere, hiçbir katkı yapılmadığı da görülecektir.
Aslına bakılırsa kadının bilgeliği, doğurganlığının sağladığı doğaya olan daha derin duygusallığı ve korumacılığı, elbette insanlığın en önemli güvencesidir.
Ama bu etkinin yaşama tam anlamı ile geçmesi için, kadınların sandıkta kullandıkları oyların da, bu kadar içten duygularını yansıtması gerekir ki istenilen olumlu sonuçlar elde edilebilsin.
Ne acıdır ki buna da tam tepki ve tercih yapabilmek için iş gene gelip ekonomik gelirin düzeyine dayanmaktadır.
Sağlıklı tüketimde, doğanın korunmasında ve en önemli gelecek nesillerin çağa uygun yetişmesinde hatta toplumsal barışın temelinde, kadının birinci derece etkin ve özgür olması yatar.