Bilirsiniz meşhur bir söz vardır. “Bir yerde bir ürün bedava ise orada ürün sizsinizdir.” Facebook skandalının dumanı üstünde malum. İnternet hayatımıza girdi gireli dünya eski dünya değil. Mesela eskiden “devlet bizi fişliyor derdik, şimdi Facebook’un bir tek gen haritamızı çıkarmadığı kalmış. İstihbarat örgütlerinin o kadar geniş kadrolarla çalışmalarına da gerek kalmadı bence. Facebook’a belli bir ücret ödedikleri takdirde hesabı olan herkesin en ince ayrıntısına kadar bilgisine ulaşacaklar. Yediğimiz her yemeği, gittiğimiz her mekanı, doğumları, ölümleri, siyasi, cinsel yönelimlerimizi sosyal medyada paylaşan bireyler olarak hakikaten kendi elimizle kendimizi ele veriyoruz. Hadi bunlar bizim gönüllü olarak kendimizi ele vermemiz. Peki, tuşlara basma sertliğinden, mouse’u kullanma hızımıza, hangi saatler çevrimiçi olduğumuzdan, GPS üzerinden izlenmemize kadar... tüm bunları kaydedip, işleyip, üçüncü şahıslara sunmalarına ne demeli!
SINIRLAR İYİ ÇİZİLMEDİ
Emma Watson’ın ve Tom Hanks’ın oynadığı Circle adlı filmi seyredenleriniz vardır. Film çevrimiçi olmanın, şeffaf toplum ve demokrasinin ilerlemesine ne derece katkıda bulunduğunu güzel özetlerken, özel hayatın sınırlarının da nerede başlaması gerektiğine ilişkin önemli bir mesaj veriyor. Burada sınırlar iyi çizilmeli yoksa çevrimiçinin sağladığı olumlu gelişmeler, toplumda infial yaratacak kötümser sonuçlara yol açabilir.
KAMU DEVREYE GİRMELİ
Herhangi bir hazır gıda firmasının bir ürününü tükettiğinizde, ürünün içerisinde bulunan nano çiplerin belli bir süre vücudunuzda kaldığı ve o süre boyunca elde edilen verinin o gıda firmasında kaydedilip işlenip daha sonra çevrimiçi olduğunuzda size farklı ürün önerileri olarak döndüğünü düşününün. Sizin bünyenizi sizden daha iyi bilip size uygun tüketim malları sunacaklar. Hem de siz bundan haberdar olmadan...
İşte bu son Facebook skandalı gösterdi ki kamunun gerekli düzenlemelerle bu işe sağlam bir el atması gerekiyor. Ancak bunun öyle bir esneklikle yapılması lazım ki internetin sağladığı demokratik ve özgür ortam da zarar görmesin. Fakat korkum odur ki, malumunuz kamu genelde vurdu mu öldürüyor.
Esasen burada tek tek bireylere de çok iş düşüyor. İzlenmeyi, verinizin başkaları tarafından toplanmasını ve sizin verinizin size karşı silah veya havuç olarak kullanılmasını istemiyorsanız, yani sanalda tüketirken tükenen olmak istemiyorsanız, bırakacağınız her izi hesaplayın derim.