Zor zamanlardan geçiyoruz. Enflasyon almış başını gidiyor. Kurlar desen her gün yeni bir rekorla güne uyanıyoruz. Bu ortamda tüketicinin algısı haliyle bozuluyor. Tüketicinin algısının bozulması demek tüketimi kısması demek. Zaten geniş halk kitleleri yıllardır tasarruf nedir unutmuş, borç içinde yaşıyor. Tüketimin kısılması demek ise bizim gibi artık nispi olarak üretici değil ithalatçı konuma sürüklenmiş bir ülkenin ekonomisinin çarklarının yavaşlaması hatta bir süre sonra dönmemesi demek.
KURLAR ARTAR, OYLAR ERİR
Seçime giderken tüketici algısının bir başka yansıması daha var. O da sandık. Malum bizim tüketicimiz oldum olası olumsuz bakıyor hayata. Yani sorsan bin bir dert yanar sana ama bir şeylerin değişmesi için de iradesini öyle hemen yansıtmaz sandığa. Bekler, bekler, bekler ve bekler....
24 Haziran seçimlerine giderken karşımızda faizin, enflasyonun, döviz kurlarının ve altın fiyatlarının hızla yükseldiği bir tablo var. Dolayısıyla tüketici bu olumsuz tablonun faturasını bu sefer kesebilir. Ama kesmeyebilir de. O yüzden şu kısa vadeli süreçte siyasi iktidarın atacağı adımlar önemli. Eğer kur böyle giderse orantılı olarak iktidar partisinin de oyu eriyecektir.
Cebimize dönersek; enflasyon çift hanede gidiyor gitmesine ama bir de bunun halka yansıması var. Bakın gelen haberle hiç de iyi değil. Vatandaşın mutfağına giren ürünlerin geçen süreçte yüzde 20 zamlandığı market sahipleri ve pazarcılar tarafından ifade ediliyor. Ayrıntılarını 14 Mayıs 2018 tarihli yani yarın yayınlanacak Aydınlık'ta okuyabilirsiniz.
CUMHURBAŞKANI BOŞUNA UYARMIYOR!
Bakın Nisan ayı enflasyon verileri bize bir şeyler daha söylüyor. Son 12 aylık ortalamalara göre enflasyon çift hanede kaldı. Çekirdek enflasyon dediğimiz arındırılmış kalemlerle oluşturulan veri, manşet enflasyonun üzerine çıktı ve yüzde 12'lerde seyrediyor. Demek ki pahalılıkta bir katılaşma var. Sorun geçici değil kalıcı. “Yapısal sorun, yapısal sorun. Çözmek için bir bilene sorun. Reform lazım” diye diye ekonomistlerin dilinde tüy bitti ya hah işten ondan!
Ben size bir olumsuz veri daha sunup bitireyim. Nisan 2018 enflasyon verilerine göre TÜİK'in enflasyon sepetinde yer alan toplam 407 mal ve hizmetin 299'u zamlandı. Önceki verilere baktığımızda, enflasyonun son 14 yılın rekorunu kırdığı Kasım 2017'de bile 299 sayısına ulaşılamadığı görülüyor. Bu demek derseniz. Pahalılık gittikçe daha bir tabana yayılıyor, yerleşiyor. Eğer önlem alınamazsa bu kur ve petrol fiyatları artışıyla ve bu tüketim iştahıyla maazallah yeniden yüzde 20'lere çıkan bir enflasyon görürüz. İşte bu sürece giden yolda faizlerin de artacağı malum. İşte tam bu noktada Sayın Cumhurbaşkanımızın o hep uyardığı “Faiz enflasyonun nedenidir” noktasına geleceğiz!