Son zamanlarda bir şey
dikkatinizi çekiyor mu? Özellikle işkembeciler gibi, cirolarının büyük kısmını
akşam ve gece yapan restoranlarda çalışan Ortaasya’daki Türki Cumhuriyetler’den
gelmiş personel sayısında büyük bir artış var. “Canım bunda ne var, soydaşlarımız
da ülkemizden nasipleniyor?” diyebilirsiniz.
Ama hikâyeye, buyurun bir de
şuradan bakın. Türkiye’de asgari ücret şu anda, yuvarlak hesap 2 bin lira… Peki
ya vergi ve sigortalar da dahil olursa… Sigortalı bir personelin işverene
maliyeti 3 bin lira… Bu çocuklar sigortalı çalışabilir mi? Çalışma izni
alırlarsa çalışabilir. Ama neredeyse tamamının çalışma izni ve sigortası yok.
Aradaki maliyet farkı % 50… Kişibaşı bin lira haksız kazanç… Bu, üstelik sadece
gıda için de geçerli değil.
15 Nisan’da, TUİK 2019 Ocak
ayı işsizlik rakamını % 14,7 olarak açıkladı. Böyle bir maliyet farkı olunca,
gözünü hırs bürümüş işletmeci niye Türk vatandaşı çalıştırsın ki? İşsizlik
rakamı da bunu doğruluyor zaten.
Peki bunları bir denetleyen
yok mu? Bunu da araştırıp, soruşturdum. İstanbul’da 16 milyon Türk vatandaşı
yaşıyor. Bunun büyük bir kısmı Avrupa yakasında… Avrupa yakasında bu işleri
denetlemekle sorumlu Esenler ve Esenyurt’ta iki ayrı şube var. Denetimleri
bunlar yapıyor. Ama ne zaman? Şimdi sıkı durun. Sabah 9, akşam 5 arasında…
Sizin anlayacağınız bizim
mevzuat, mesai saatlerinde geçerli. Akşam 5’te, mevzuatın da mesaisi bitiyor.
Resmi mesai saatleri haricinde, adli suça bulaşmadan kaçak personel
çalıştıranın önünde bir engel yok.
Gel de şimdi restoran,
lokanta aç, sigortalı personel çalıştır, para kazan. Bu kadar haksız rekabete
göz yumulan bir ortamda mümkün mü?
Maalesef Çok doğru bir yazı Ülkemizde herşey Oy Uğruna tahrip ediliyor. rnAynı şeyler Suriyeliler içinde geçerli..rnMemleketimiz Yolgeçen hanı gibi.