İstanbul’daki taksici sorununa Nisan ayında değinmiş ve çözümünü de bildirmiştik.
Aradan geçen sürede önce 25 Mayıs 2018’de Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik, ardın da 31 Mayıs 2018’de İBB UKOME (İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi)’nin kararıyla, taksi harici yapılan şehiriçi taşımacılıkla ilgili bir dizi düzenleme ve müeyyideye gidilmiştir.
Bunlardan bir tanesi de; sürücü hariç en 7 yolcu taşınması ve yolcu listesinin en az 12 saat önce Toplu Ulaşım Hizmetler Müdürlüğü’ne bildirilmesi zorunluluğudur.
Buna da, 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Kanunu kapasımda faaliyet gösteren turizmcilerden, “seyahat acenteleri ve turizm taşımacılığı faaliyetini sürdüren işletmelerin taşıma haklarına kısıtlama ve engelleme getirildiği” itirazı gelmiştir. Bir diğer deyişle, kaş yaparken göz çıkartılmıştır.
İBB UKOME’den 12 Haziran 2018’de yapılan açıklamada, 7 yolcu ve 12 saat zorunluluğunun kaldırıldığı bildirilmiştir.
Taksicilerin, Uber’in internet üzerinden hizmet veren uygulamasına erişimin engellenmesi için İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi’nde açtığı davanın 4 Haziran 2018’de yapılan duruşmasında, bilirkişi raporunun henüz ulaşmaması gerekçesiyle dava Kasım ayına ertelendi.
Görüldüğü gibi taksi ve turizm taşıma hizmetleri ile ilgili İstanbul toz-duman… Öncelikle müşteri memnun değil. Müşterinin krallığını ilan ettiği, tüm ve mal hizmetlerin zaman-mekân sınırı tanınmaksızın ve müşterinin istediği şartlarla sunulduğu günümüzde, siz ne kadar yasal düzenleme yaparsanız yapın, beklentiler karşılanmıyorsa hiçbir işe yaramaz.
Nisan ayındaki yazımda da belirttiğim gibi mesleğin ve araçların normları belirlenmeli, yeterlilikler plakaya değil sürücülere verilmeli ve sistem sürekli denetlenmeli, bu yeterlilikler için yıllık harç alınmalıdır.
Mevcut sistemdeki taksi plakası sahiplerine de; bir veya iki yıl bir süre tanınarak, taksi plakalarının belli bir ücretle geri satın alınacağı taahhüt edilmeli ve bedelleri harçlardan oluşturulacak fondan karşılanmalıdır.
Bu arada, Uber halâ yolcu taşıyor…