Başlıktaki ‘yalan’ ifadesinin çok ağır olduğunun farkındayım. Fakat söylemi 17. yüzyıla dayanan ve kökeni Fransız şair / eleştirmen Nicolas Boileau’ye ait olan sözde olduğu gibi ‘biz kediye kedi deriz’ demekten başka çare kalmıyor.
Çünkü adil kullanım kotası üzerinden, kalktı / kalkacak diye son 2 yıldır sürdürülen gölge oyununu, yeni fiyatlandırmayla birlikte yalan olarak nitelendirmekten başka çare bulamıyorum. Zaten varlığı dünyada ender olarak bize has olan, operatörlere yıllarca haksız kazanç sağlayan bu uygulama kaldırılırken fatura yine tüketiciye kesildi.
Zira adil kullanım kotasındaki uygulamada ödediğiniz fiyata, aldığınız hizmetin sadece altıda biri kapasiteye ulaşacağımız söyleniyor. Aynı hizmeti alabilmek için ödeyeceğimiz bedel ise neredeyse yüzde 100 arttırılıyor.
Bir örnek vermek gerekirse bugün 24 Mbps ile internet kullanıyorsanız, bunun için ortalama 60 TL civarında bir para ödüyorsunuz. Adil kullanım kotası kalkıyor yalanı sonrasında ise aynı ürünü satın alabilmek için 120 TL istiyorlar.
Şayet yine 60 TL ödemek istiyorsanız, kullanım kapasiteniz 4 Mbps’e düşüyor. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin bunun anlamı nedir? Tüketicinin net bir biçimde aldatılması değil midir? Bu hizmeti sunan firmaların, yıllarca haksız kazanç elde etmesini bir kenara bırakıp, yeniden kayırılması değil midir?
Adil kullanım kotasını kaldırıyoruz sözlerinin gölgesinde siyasi rant toplarken, açıkça vatandaşa yalan söylemek değil midir? OECD verilerine göre dolaylı vergilerle şampiyonluğu elden bırakmayan, gelirine bakılmaksızın en çok vergi ödeyen ülkenin vatandaşlarına yapılan hak mıdır?
Hadi geçtim hakkı hukuku; kimse önemsemiyor ve firmaları kayırmak her şeyin üzerinde görülüyor olabilir. Ne oldu sizin enflasyonla etkin mücadele planınıza? Herkesin gözü önünde, büyük bir nüfusun kullandığı bir üründe yüzde 100 fiyat farkı uygulamak bu mücadeleye darbe vurmak değil midir?
Geçişten yararlanarak, aynı fiyata altıda bir düşük kalitede mal satmayı utanmazca söylemek, fırsatçılık değil midir? Siz depo basıp, üretilmeyen soğanları ararken, gözünüzün önündeki bu büyük vurgunu görmezden mi geleceksiniz?
Hadi bunu da önemsemediniz. Finlandiya’da 1 Gb’a kadar internet kullanımının anayasal hak olarak kabul edildiği bir dünyada, nesnelerin internetinden, toplum 5.0’dan, endüstri 4.0’dan bahsederken, yapılan hareket ‘herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine’ deyişinden farklı bir görüntü vermekte midir?
Adil kullanım yalanı açıkça göstermektedir ki, bu ülkede hiç kimse vatandaşın cebinin peşinde değildir. Asla kimse vatandaşın yararına olacak bir uygulamayı firmalara tercih eden olmamıştır. Yeni ekonomiyle ilgili söylenenler tamamen samimiyetsizlik içermektedir.
Ve açıkça söylemek gerekirse koca bir yalan çukuruna tüketici kurban edilmiştir. Öyle olmadığını mı söylüyorsunuz? Bu rezalete el koyun.
[email protected]