Türkiye bayram haftasında bilhassa arife gününde kredi kartıyla harcama patlaması yarattı. Olmayan bir geliri fütursuzca yaptığı harcamaların ağırlıklı bölümünün de gıdaya ve akaryakıta olması, ortada çok ciddi bir iş hacminin de olmadığını bize anlatıyor.
Fakat ortadaki rakam çok ürkütücü. Aylık dilimde 77 milyar TL’lik harcama, 22,5 milyon adetlik kartlı işlemle gerçekleştirildi. Sadece arife günü ise yapılan harcama 3 milyar TL, dört günde de 6,6 milyar TL’yi buldu.
Buradaki dramatik harcamanın muhtemelen sonuçlarını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Çünkü bir yanda 110 milyar TL’yi, yani takribi 18 milyar doları aşmış bir batak söz konusuyken, yapılan harcamanın gıdaya yapılıyor olması ekmeğin bile kredi kartıyla alınmış olma ihtimalini yükseltiyor.
Şimdi bunun sonuçlarını hep birlikte görüp yaşayacağız. Ama daha başka bir konuşulmayan başlık var. Bu aşırı tüketim birdenbire göçen tüketici güvenini görece olarak yukarı taşıdı. Haziran ayında tüketici güven endeksi 4,3 puanlık bir artış kaydetti.
Çoğu insan bu artışın nereden kaynaklandığına akıl sır erdiremedi. Zira sokaktaki insanların harcamalarını durdurduğu, acil ihtiyaçlarını bile ertelediğini bilip, bu gerçeği yaşarken tüketici güveni nasıl yükselmişti?
Elbette ekonomi yönetimi bunu ballandıra ballandıra anlatmayı tercih etti. Ama işin gerçeği işte tam da bu harcama noktasında gizli. Ramazan ayında ve onu takip eden bayram sürecinde yapılan harcamaların artması tüketici güveninin de rakamsal olarak yukarı taşınmasını sağladı.
Yoksa zannedildiği gibi bir tüketici güveninde artış söz konusu değil. Nitekim bunun böyle olmadığını önümüzdeki aylarda yine düşüşleri yaşayarak göreceğiz. Zira özellikle bayilik sistemiyle çalışan perakende satış noktaları şişmiş vaziyette.
Firmalar üretim yapıp, bu noktalara ürünleri belli anlaşmalar çerçevesinde satıyorlar ama bunlar nihai satışa dönmediği için, perakende noktasında büyük bir kötü enerji biriktiriyor.
Şimdi seçenek elimizde... Ya kuru kuruya ve baz etkisiyle, ihtiyaçlar doğrultusunda dönemsel artmış bir tüketici güveninin arkasına sığınacağız ya da gerçek durumu görüp, tüketiciyi rahatlatacak bazı önlemleri tartışacağız.
Neresinden bakarsanız bakın, ortada bir bayram çökertmesi var. Bu çökertmeyi doğru okuyamazsak ise yeni çöküşlerin de habercisi olacağından şüpheniz olmasın.