“Ekonomide milli bağımsızlığın bir bedeli var.” Bu cümle Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a ait. Bakan, geçmişte bu alanda ödenen bedelleri hatırlatarak; sıranın da bizde olduğunu söyledi.
İnsanın ‘Allahım aklıma mukayyet ol’ diyesi geliyor. Sadece bu sözden anlıyoruz ki, önümüzdeki dönem daha zor koşulların, zamların, vergilerin, sıkıntıların bize dayatılacağı bir dönem olacak.
Bakan nasıl bir bedelden bahsediyor? Milli bağımsızlığı ekonomide korumaktan bahsederken, artık işlerin değiştiğine atıfta bulunuyor. Eskiden uygulanan düşük kur, yüksek faiz gibi, sıcak paraya dayalı ithalat endeksli ekonomi modellerine atıfta bulunan Bakan, yeni iktidar olmuş gibi davranıyor.
Şayet bunların hatalı olduğunu düşünüyorsanız, ki hatalıydı, önce AKP iktidarları olarak bunun hesabını vermeniz gerekmez mi? Ülkede ne kadar milli değer varsa, özelleştirme adı altında haraç mezat satılmış.
Ülkede üretenler üretemez hale getirilmiş. Bu nedenle işsizlik büyümüş. Krediler üzerinden yaratılan bir ekonomiyi oya tahvil ederken; insanları, şirketleri borç batağına batırırken, üstelik bunu da yurtdışından alınan borç para ya da yabancının sıcak parasıyla yaparken milli bağımsızlık neredeydi?
Tarlasındaki sorunları dile getirmek isteyen çiftçiye ‘al ananı da git’ derken, sorunları anlatanları kötü çocuk ilan ederken, uluslararası güçlerin projelerinin eş başkanı olmakla övünürken milli bağımsızlık neredeydi?
KKTC’yi yok sayıp, hatta ‘besleme’ diye tanımlayarak terbiye sınırlarını aşarken, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ve onun temsil ettiği değerleri yok etmek adına Talat’ı desteklerken milli bağımsızlık neredeydi?
İş isteyene ‘bizim işimiz değil’ derken, insanları fakirliği ve borçlanmaya mahkûm ederken, gelirini güdükleştirip, giderlerini garanti verilen yabancı konsorsiyumlara aktarırken ekonomide milli bağımsızlık neredeydi?
Fındık değerini neden bulamıyor? Yıllarca çiftçi Alman çikolata üreticilerine kurban edilirken, İtalyan firması bugün fındık piyasasında hakim güç olurken milli bağımsızlık neredeydi?
Bakkalı tuhafiyeciyi, dev ve yabancı alışveriş zincirlerine kurban edip, insanları gelirinden çok üste değerlerle kredi kartı batağına doğru sürüklerken, 1,5 milyon esnaf batıp, yabancı zincirler sokak aralarına kadar girerken milli bağımsızlık neredeydi?
Aslında daha sayılacak çok şey var. Ortada da çok büyük bir fatura… Bu Millet elbette o faturayı da yine öder. Fakat ortada ekonomide milli bağımsızlıktan bahsedip, daha önce atılan imzaları, yapılan uygulamaları yok sayıp; şimdi bedel ödemenin bizde olduğunu hatırlatmak bu iktidara mı düştü?
Önce yapılan yanlışların açıklamasını yapın; ardından bu bağımsızlığına aşık Millet, yine faturasını ödeyip milli bağımsızlığını elde eder merak etmeyin. Bugün bile müşteri garantili köprüler; hasta garantili hastaneler övünülecek bir malzeme olarak meydanlarda, TV’lerde anlatıyorsa; bedel ödemeyi de sıraya koymak lazım.
Kamu lüks içinde debdebe yaşarken; bedelde ilk sıra açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veren vatandaşa ve tüketiciye mi düştü? Haksız mıyım?
[email protected]