Her bayram öncesi aynı konuda yazmaya devam ediyorum. Fakat borç sarmalının giderek büyüyor olması endişe vermekten de öte, büyük bir batak görüntüsü oluşturmayı sürdürüyor.
Elbette bunda bankacılık sisteminin ‘müjde’ diye sunduğu kredi tekliflerinin de etkisi büyük. Çünkü ulusal basın üzerinden çaresiz kalmış insanlara öyle bir reklam yapıyorlar ki, zannedersiniz bedava para dağıtılıyor.
2020 yılının başında vatandaşın bankacılık sistemine olan borcu 700 milyar TL sınırına dayanınca tehlikenin ne kadar büyük olduğuna dikkat çekmiştik. Ama o günden bugüne borç 950 milyar TL seviyesine kadar yanaştı.
Bunda iktidarın pandemi sürecini destek adı altında gelirini kaybetmiş insanlara kredi dağıtmayı politika olarak geçiştirmesinin de etkisi büyük. Halen bunu da iyi bir şey yapmış ve destek vermiş gibi anlatıyorlar ya, insan buna inanamıyor.
Ekonomi yönetiminin büyük zaafiyetinin halkın borcuna borç katılması olarak normalleşmeye gelindiği süreçte, asıl virüsün ekonominin damarlarına zerk edildiğini önümüzdeki günlerde anlayacağız.
Hatta bir de vatandaşı için ciddi harcamalar yapmış, bütçesi hasar görmüş gibi, zam üzerine zam yapmaya devam eden bir iktidar ile karşı karşıyayız. Son doğalgaz ve elektrik fiyatları, göreceksiniz zaten yetişilemeyen fiyatları iğneden ipliğe tekrar arttıracak.
İşsizlik riski kapıdayken, alım gücü tamamen yitirilmişken, insanlar gırtlağına kadar borca batmışken, buna karşılık zamlar gelmeyi sürdürürken halen bedava para dağıtırcasına verilen kredi reklamlarına reklam konseyi acaba neden dikkat etmez?
Bu ülkede forex gibi bir kumarhanenin, ‘daha önce döviz bürosundan alım satım yaptınız mı, işte bu iş bu kadar kolay’ diyerek internet medyası üzerinden yaptığı ve insanları batıran reklamlarla, bedava para dağıtıyormuş gibi bankaların reklam yapmasının arasında ne fark var?
Tüketici Hakları Derneği’nin yaptığı hesaplamalara göre ülkede açlık ve yoksulluk cenderesinde yaşayan insan sayısı 66 milyon kişi… 84 milyonluk nüfusun içinde bu oran sadece beni mi korkutuyor?
İnsanlara istihdam alanları sağlamak, gelir seviyelerini arttırmak, müreffeh bir hayata koşmalarını sağlamakla yükümlü olanların bunu başaramayacağını anladıkça, bankaların bu kredi batağını tetiklemesine göz yummasını oldukça manidar buluyorum.
Sizi kimsenin düşündüğü yok. Biliyorum geçinemiyorsunuz; ihtiyaçlarını karşılayamıyorsunuz; zamlara yetişemiyorsunuz. Ama zaten zor olan durumu biraz daha zorlaştırıp, daha çok batmayın. Kredi tekliflerini reddedin. Çünkü bu film iyi bitmeyecek.
[email protected]