Türkiye ekonomisinin algılanış biçimi, çoğu zaman vatandaş nezdinde farklı oluyor. Sokaktaki vatandaşa sorduğunuzda önemli bir kısmı, dolar kurundaki artışın kendisiyle ilgili olmadığını, bunun makro ekonomiyi etkileyecek bir gösterge olduğunu düşünüyor.
Şüphesiz bunda ekonomi yönetiminin meseleyi sunuş biçiminin de ciddi bir payı var. Bakanlar ya da Başbakan çıkıp ekranlara, sürekli dolar kurunun artmasının spekülasyon, vurgun ya da bazı çevrelerin para kazanma için oynadığı bir oyun olduğu izlenimini veren konuşmalar yapıyor.
Vatandaşlıktan çok taraftarlığın hakim olduğu ülkemde de ne yazık ki ciddi bir oran buna ikna oluyor. Oysa doların TL karşısındaki değerinin yükselmesi, sadece sizin yaptıklarınız ya da yapmadıklarınızla ilgilidir. Dünyadaki gelişmeler sadece bunun üzerine konulan bonustur.
Enflasyon konusunda çok acılar çeken ülkemin insanı, bu alanda meseleyi anladı da, diğeri kendisiyle ilgisizmiş gibi davranıyor. İlgilenenler de kenarda köşedeki dolarıyla zenginleştiğini sanıyor.
Oysa doların TL’ye oranla değer kazanması, aynı zamanda enflasyonun da körüklenmesi demek. Yani aldığınız ücretin çift taraflı ezilmesi ve satın alma gücünüzün erimesi anlamına gelir.
Doların değer olarak artması kredi kartınızın ya da tüketici faizinizin maliyetinin yükselmesi demek. Doların değer olarak artması, petrol fiyatlarının sizin için daha pahalı hale gelmesi ve günlük kullandığınız kalemden üzerinize giydiğiniz yağmurluğa kadar her şeyin fiyatının yükselmesi demek.
Doların değer olarak artması, sizin için yapılan yatırımların oranının azalması demek. Doların değer olarak artması çocuğunuzun servis fiyatından bindiğiniz belediye otobüsüne kadar her şeyin fiyatının yükselmesi demek.
Doların değer olarak artması benzinden ekmeğe her konuda yeni zamlar, zaten yüzde 75 ortalamayla gezen dolaylı vergilere artış gelecek demek.
Örnekleri o kadar çoğaltabiliriz ki... Fakat en anlaşılmaz olanı bunu sadece genel ekonominin bir parçası olarak gören ve dünyaya kızan siyasetçilerle, bunlara inanan seçmenlerin varlığı.
Bir toplumun kendi gerçeğine yabancılaşarak, başkalarının bekaları üzerinden birbiriyle tartışıyor olması, bence vatandaşlık duygusunun tamamen kaybolduğu bir fotoğraftır. Bir süre sonra akşam evine çorba götüremeyen adamın, tuttuğu futbol takımının 20 milyon avroya futbolcu transferiyle övünmesine benzer bir durum ortaya çıkar.
Dolar / TL kuru dünyadaki gelişmelerden, jeopolitik risklerden elbette etkileniyor. Ama şunu çok iyi bilin ki, tüm bunlar olmasaydı da, sizin el parasıyla düğün bayram yapan memleketinizde bu maliyet ödenecekti. Kısaca dolar makro ekonomik bir gösterge değil, çocuğunuza veremediğiniz harçlıktır. Tersine inanmayın.
Harika bir yazı olmuş. Teşekkürler