Vatandaşın katık ettiği ekmeğin fiyatına da zam geldi. Gelen zam her gün 3 ekmek alan bir ailenin bütçesine ekstradan 22,5 TL ek gider anlamı taşıyor. Bu da asgari ücret alan birinin maaşının neredeyse yüzde 13’üne tekabül eder. 2018 yılının sonuna kadar asgari ücrette bir değişiklik olmayacağını düşünürseniz, sadece ekmek yiyerek ayda 135 TL harcaması sonucunu doğurur.
Düz mantıkla bakarsanız ortaya çıkan maliyet bu. Fakat bir de açlık ve yoksulluk sınırındaki artışların, yani yıpranmanın etkisini koyun. Temmuz ayı dikkate alındığında geçen yıl ile bu sene mukayese edildiğinde TÜRK-İŞ araştırmasına göre açlık sınırı 241 TL artarak bin 738 TL, yoksulluk sınırı da 784 TL artarak 5 bin 662 TL oldu.
Asgari ücretin açlık sınırını bile yakalayamadığı bir toplumda, zaten ekside olan bütçenin 22,5 TL ekstra açık vermesi daha çarpıcı hale geliyor. Bitti mi? Hayır... Koyun bir de bunun üzerine Haziran ayı itibariyle çıkan yüzde 15,39’luk tüketici enflasyonunu, çıkın çıkabilirseniz işin içinden.
Görüldüğü gibi tablo hiç de iç açıcı değil. Ekmek maliyetlerinin artmış olması da muhtemel, yani zam yapanlara da haksızlık etmek istemiyorum. Çünkü yine Haziran 2018 enflasyonuna baktığınızda üreticinin yıpranması, tüketicinin yıpranmasından yüzde 8,3 daha fazla. Yani yüzde 23,71... Bitti mi? Tabii ki hayır...
Üretici maliyetlerinde dolar bazlı yıpranma da var. Ekmek zammının açıklandığı 27 Temmuz 2018 itibariyle dolar / TL kuru 4,80... Geçen yıl aynı gün dolar kuru ne? 3,53... Yani üretici dolar bazında da maliyetlerinden darbe yemiş.
Peki kim bu işin sorumlusu? İşte o ortada yok. Yakında susam krizi nedeniyle simit fiyatlarına da zam geleceğini düşünürseniz, simit çay ile geçiştirilen öğle yemekleri de hayal oluyor. Fakat zam konusunda kimse maliyetler için ekonomi yönetimini sorumlu tutamıyor.
İş bununla da yetmiyor; bir de vatandaşa sanki iyilik yaparmış gibi, fiyata gelen zam oranı üzerinden pazarlama yapıyorlar. Dikkat edin, hemen hemen tüm medya kuruluşlarında ekmek zammı yüzde 15 olarak açıklandı. Neye istinaden?
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı’nın beyanatlarına dayanılarak bu haberler yapıldı. Balcı, ekmeğin kilogram fiyatının 5 TL’den 5,75 TL çıkacağını, zammın yüzde 15 olacağını ve bu rakamın aşılmayacağını belirtti.
Vicdanınız kurusun. Ekmeğin kilogram fiyatının hesaplanması istatistiksel bir karşılaştırma metodudur. Hangi vatandaş bakkala, fırına gidip ‘bana 1 kilo ekmek ver’ der. Fiyatı 1,25’den 1,50’ye çıkan 250 gramlık ekmek fiyatından 4 tane ister. Karşılığında da 5,75 değil, 6 TL öder.
Bu da gerçek zam oranının yüzde 15 değil, yüzde 20 olduğunu gösterir. Maliyet baskısından zam yapmak zorunda kalmış olabilirsiniz. Bu vatandaşın bütçesine ağır bir darbe vuracak da olabilir. Ama bari fiyatı üzerinden ekmekle dalga geçmeyin. Günahtır...