Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunu 26 Ocak tarihinde fiziki toplantıyla açıklayacağını duyurdu. Ne güzel memleket değil mi?
Gerçek bir enflasyon yerine, kurgulanmış rakamlar üzerine rapor açıklayacaksın, tutmayan öngörüler paylaşıp, tutturabilmek için rakamları manipüle edeceksin, sonra da kameraların karşısına geçip, istenmeyen soruların sorulmayacağı ortamda kamuoyuyla paylaşacaksın.
İş burada bitse iyi... Bir grup insan kendi arasında birbirlerini oyalıyorlar deyip meseleyi kapatırız. Ama eğer o gerçekçi olmayan rakamlar, ki zamları ve fiyat artışlarını yok sayarak yaptığınız değerlendirme bu tanımı hak eder, insanların gelirlerini belirliyorsa problem başlıyor.
Merkez Bankası’nın hiç rapor açıklamasına gerek yok. Kimsenin dikkate almadığı faiz oranlarını duyurmasıyla arasında bir fark kalmadı. Açıklanan beklenti anketlerinde yüzde 100’lük farkların hesabını vermediği gün o mesele bitti.
Oraya basın mensupları, partililer ve kıymeti kendinden menkul yetkililer koymak yerine vatandaşı koysanıza. Koyun ki size ülkede sütlerin, bebek bezlerinin artık alışveriş noktalarında hırsızlığa karşı korunacak durumda olduğunu anlatsın.
Ete ulaşamadığını, peynir bile alamadığını, bir somun ekmek üzerinden evdeki nüfusu hesapladığını, çocuğu sokakta istediğinde simit alırken iki kere düşündüğünü, ev kirasına yetişemediğini, ulaştırma kartını doldururken yüz kere hesap yaptığını dile getirsin.
Kredi kartının limitinin dolduğunu, televizyonlarda her çıkan reklamı çocuklar görecek diye soğuk terler döktüğünü, veresiye yazdırdığı esnafın önünden geçerken mahcubiyet yaşadığı günleri bile özlediğini söylesin. Çünkü banka borcu mahcubiyet ya da özür kabul etmiyor.
Elektrik borcunu ödeyemediğinde, çocukların ‘dün akşam elektrikler kesikti, ders çalışamadım’ bahanesinin gerçek olduğunu görmüyor olmanızın yarattığı stresi ve bunun boşanmalara kadar giden süreçleri başlattığını biliyor musunuz?
Bakın okullar ara tatile girdi. Çocuğuna bırakın bir karne hediyesi almayı, onu okul çıkışında bir büfeye götürüp gönlünce yediremediğini, karnenin içine harçlık bile koyamadığını ve sessizce çöken insanların yaşadığı sıkıntıları duymuyor musunuz?
Enflasyon raporu mu istiyorsunuz? Koca koca insanların, olmayan rakamları gerçek gibi anlatıp, öngörü diye hayaller ve sözde bahaneler sıralamasını koyun bir kenara... Vatandaşı dinleyin ki size gerçek ve sokaktaki enflasyonu anlatsın.
Sahte enflasyonunuzla verdiğiniz zamların onu nasıl içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklediğini, geçinemediğini, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğini ve tüm bunlar yaşanırken elektrik, su ulaştırma, barınma, gıda ve giyim başta olmak üzere ihtiyaç olan hiç bir şeye yetişemediğini yüzünüze söylesin. Var mısınız?
[email protected]