Vatandaşın enflasyon gerçeği altında inim inim inlediği, geçim sıkıntısı çektiği ama derdini kimseye anlatamadığı ortamda, ne yazık ki bu konuda otorite olarak doğruyu söylemesi gerekenlerin de aklı karıştı.
Merkez Bankası’na göre faiz düşürürken enflasyon yok; ama aynı kurumun enflasyon raporuna göre var. İktidara göre enflasyona neden olan fırsatçılar ve döviz üzerinden faiz lobileri, ama iş maaş artışlarını konuşmaya gelince enflasyon yok.
Son açıklanan enflasyon raporundaki hedef sapmaları yüzde bazında olunca kimsenin dikkatini çekmedi. Ama hem 2021, hem 2022 sonu için yukarı yönlü revize edilen beklentilerdeki sapma oranı neredeyse yüzde 50.
Peki vatandaş ne yapsın? Bir tarafta işini kaybediyor; öte tarafta çalışsa da alım gücünü yitiriyor; ama ne yazık ki ne yaşadığını kimse umursamıyor. Bir yanda borç batağına battığı gerçeği, öte yanda katık bildiği ekmeğin fiyatındaki durdurulamaz yükseliş…
Akaryakıt fiyatlarına gelen zamlara ve onun hayatın her aşamasındaki etiklerine mi yansın; yoksa gıda ve enerji harcamalarını yok sayıp faiz düşüren Merkez Bankası’na uyup, müteahhitleri fonlamaya kalkan kamu bankalarının çıkaracağı zarara mı?
Bunun vatandaşla ne ilgisi var diye düşünenler olabilir. Emin olabilirsiniz ki ortaya çıkan zararın tamamı, hayatımıza yeni zamlar, yeni vergiler olarak girecek. Daha kötüsü ne biliyor musunuz? Vatandaşın tüm bunları karşılayacak gücü yok.
Dünya sefalet sıralamasındaki yeri bile yok sayılan, ikinci el araç satışları üzerinde refah içinde yaşadığı düşünülen, boşanmaları görülmezken, bırakın evlenmeyi neden 3-5 çocuk yapmadığı sorgulanan bir insan gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Tarlada çile çeken, büyükşehirlerde kölelik ile işsizlik arasında çırpınan, esnafsa siftahsız kapattığı dükkanıyla borçlarını nasıl ödeyeceğini bilemeyen, emekliyse bin 500 TL’lik maaşla yaşaması istenen, sanayiciyse asgari ücret üzerinden işkence altına alınan, maliyetlerini fiyata yansıtamayan bir Türk insanı gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Şimdi tüm bu gerçekler ışığında kararlarında enflasyonu yok sayan, ama açıklamalarında, öngörülerinde fahiş yükselişlerden söz eden ekonomi yönetiminin gözünde sizce vatandaş ne durumda?
Şu bir gerçek ki artık tüketicinin ya da vatandaşın, hangi pencereden görmek istiyorsanız görün ama harcama yapabilecek, borçlarını ödeyebilecek kabiliyetinin kalmadığını kabul etmek zorundasınız.
Ve bu ülkede bir şeyleri düzeltmeye başlayacaksak, önce sokağın yani vatandaşın yaşadığı gerçekleri kabullenip, ilk kurtarılacaklar sıralamasına vatandaşı koymak durumundasınız. Aksi takdirde ne dolaylı vergileri tahsil edebilirsiniz; ne beklentiye girebilirsiniz.
Özet mi? Enflasyonunu kabul etmediğiniz vatandaşta deniz bitti. Çözümün ilk adresi vatandaş olmalı…
[email protected]