Enflasyonla ilgili son açıklamalara baktığımızda ‘belini kırdık, kündeye getirdik’ seviyesini bir kenara bırakırsak, baz etkisi rüzgarını da arkasına almış bir düşüş gözüküyor. Her ne kadar baz alınan enflasyon da gerçekçi olmasa bile bir yavaşlama var.
Fakat ortada problemi halletmiş gibi dolaşmanın alemi ne; onu anlamıyorum. Çünkü hiçbir şeyin aşılamadığı, aksine beklenenden daha yüksek bir tempoya çıktığı, son açıklanan TÜİK verilerinde bile varlığını gösteriyor.
Aylık bazda bakıldığında yüzde 3’ler seviyesinde beklenen bir enflasyonun, yüzde 6,65 gelmesinin neredeyse üzeri kapatılacak. Yüzde 57,68 yıllık artış hızı ön plana çıkarılarak algı kırılmaya çalışılıyor. Vatandaşın tüm yaşadıklarına inat...
Öncelikle aylık beklentilerin üzerine yüzde 100 çıkmış bir enflasyon artışı, söylendiği gibi, bir düşme eğilimini göstermez. Bir önceki sene aylık yüzde 11 düzeyinde artmış olması ile mukayese ederek de yıllık enflasyon üzerinden, insanların rahatladığını iddia edemezsiniz.
Çünkü verilen zamlarda ya da gelir artışlarında TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyon kadar bile fark verilmedi. Yani aradaki yıpranmanın da telafi edilmediği, hepsi bir yana hiçbir rakamı gerçeğin yanından bile geçmediği bir fotoğraf içerisindeyiz.
Bir akıl tutulması içinde Avrupa’nın perişan olduğunu anlatarak, kendi ayıbını saklamaya çalışan bir ekonomi yönetimi zihniyetiyle de işin içinden çıkamayız. Avrupa ekonomisinin genelinde, AB’yi de kapsayacak bir biçimde bölgede yıllık enflasyon ne?
Şubat başı açıklanan Ocak 2023 enflasyonuna göre yüzde 8,5... Aylık bazda da yüzde 0,4 gerileme var. Yani Avrupa kıtasının yıllık enflasyonunu, neredeyse bir ayda yakalamışsınız ve perişan olan onlar mı?
Aradaki satın alma gücünü, kişi başına gelir farkını mukayeseye koymuyorum bile; üzülürsünüz. Ayrıca birinin sorunu olması, sizin sorununuzu ortadan kaldırmaz. Dönüp kendi evinize bakacaksınız.
Oraya baktığınızda ise resim daha da kötüleşiyor. Asgari ücret açıklandığında açlık sınırının biraz üzerindeydi. Aradan bir ay geçmeden, yani ilk maaşın cebe konulacağı zamanda ne oldu?
Aralık ayında 8 bin 130 TL olan açlık sınırı Ocak sonunda 8 bin 864 TL olarak, asgari ücretin 360 TL üzerine çıktı. Bu da kaba bir hesapla, aylık yıpranmanın yüzde 6,65 değil, yüzde 9’lar seviyesinde olduğunu bize gösteriyor.
Yıllık enflasyona vurduğunuzda da kaba bir hesapla enflasyon yüzde 110’lar seviyesine gelir. Ayrıca bunun sadece gıda fiyatları baz alınarak yapıldığını düşünürseniz, toplam enflasyon daha da yukarı çıkar.
Nitekim ENAG’ın açıkladığı yıllık enflasyonun yüzde 121,62 olduğunu düşünürseniz, ortada nasıl bir tiyatro olduğunu da çözersiniz.
Velhasıl kelam sözün özü şu: Çok ağır bir enflasyon yaşıyoruz; yaşamıyor gibi davranmamızı istiyorlar. Hatta daha dramatik olanı Avrupa’daki geçim zorluğunu gösterip, onların yıllık enflasyonuna bir ayda ulaştığımızı anlatmıyorlar.
[email protected]