Seçime doğru geleneksel olarak ortalığı toparlama hareketi başladı. Vatandaşa yönelik açılım yapılmaya çalışılıyor; ama bir çoğu da kaynak yetersizliği nedeniyle ya yarım yamalak oluyor ya da maliyet ötelenerek uygulamaya konuluyor.
Seçim zamanlarının en önemli başlıklarından biri de EYT, yani emeklilikte yaşa takılanlar grubu. Öylesine istismar edilen ve ayıp edilen bir kesimden bahsediyoruz ki, mesele zannedildiği gibi para değil.
Olay, anlaşmanın ihlali… Bir kişi düşünün ki, işe başlarken devletiyle akit yapıyor. Devlet diyor ki; şu kadar gün çalış ve bu kadar prim öde, seni emekli edeceğim. Sonra kişi tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen anlaşma, hukukun geriye dönük işletilemez prensibi alt üst edilerek tek taraflı bozuluyor.
Bozulmakla da kalmıyor. Emeklilik için yaş bekleyenler çalışmaya kalktığında yaşlı, emekli olmak istediğinde de genç olarak nitelendiriliyor. Buna rağmen iş bulur da çalışırsa, emekli olacağı dönemde alacağı maaş güdükleştiriliyor. Yani hak ihlali beklerken de devam ediyor.
Şimdi seçim sathına girilince EYT geleneksel olarak yeniden gündeme geldi. Oysa bir önceki dönem de gündemdeydi. Farklı partiler kanun teklifleri verdi ve AKP – MHP oylarıyla reddedildi. Burada en garip olan ise kanun teklifi veren MHP’nin kendi teklifine bile sahip çıkmaması oldu. Bunun adı istismardır.
Bu mesele sulandırılmak istendiğinde de, EYT’lilerin erken emeklilik talebi yaptığını söylenip, bildiğiniz gerçeği çarpıttılar. Emeklilikte yaşa takılanların erken emeklilikle ilgisi yok. Sadece yapılan bir anlaşmaya uyulmasını istiyorlar. Bu kadar basit.
O nedenle tartışmaya açık bir konu değil. 1999 yılında yapılan yasanın geriye dönük uygulamasıyla mağdur edilen, 2008 yılındaki Sosyal Güvenlik Reformu adı altında tüm sistemi alt üst eden uygulamayla kronikleşmiş, hukuki teamülleri de ihlal eden bir olayla karşı karşıyayız.
Bu yüzden meseleyi tartışmaya, para hesabı yapmaya, formül aramaya gerek bir durum yok. Parayı bulacaksınız; bir gecede toplanıp o kanuni düzenlemeyi yapıp insanları emekli edeceksiniz. Aksi takdirde devlete olan güveni zedelersiniz. Devlet, vatandaşını kandırmaz.
EYT meselesi, önü, arkası, sağı, solu olmadan budur. Bir, hukuk geriye dönük işletilmiştir; iki, tek taraf sözünü ve yükümlülüğünü yerine getirerek çalışmış ve primlerini ödemiştir; üçüncüsü bu bir erken emeklilik talebi değildir.
Prim toplanamıyor meselesine gelince. Bu ekonomi yönetiminin sorunudur. İşçilik maliyetinin Çin’den bile ucuz hale geldiği bir ülkede, insanlara vermediğinizi işverenden prim ve vergi olarak tahsil etmeye kalkarsanız, sadece borçlu yaratırsınız. Bu nedenle de SGK alacaklarını tahsil edemiyor.
Çözülmesi gereken asgari ücretin vergi dışı bırakılıp, primlerin düşürülüp, herkesin sigortalı olarak çalışmasını ve bu primlerin de ödenmesini sağlayacak rakamların oluşturulmasını temindir. O zaman bugünkünden çok daha fazla prim toplarken, tahakkuk/ tahsilat oranları da yerlerde sürünmez. Buna cesaretiniz yoksa da acısını yükümlülüklerini yerine getirmiş insanlardan çıkaramazsınız.
Sözün özü şu: EYT ile ilgili formül aranmasına gerek yok. Para aranmasına da gerek yok. Bunların hiçbiri emeklilikte yaşa takılanların sorunu değil. Devlet sözünü tutar ve bunun maliyeti de olmaz.
Samimi iseniz seçimi beklemeyin; abuk sabuk konularda bile 24 saatte kanun çıkarabilme kabiliyeti ortadaysa, bu hakkı da hemen teslim edin. Çünkü yapmadığınızda ülkeye verdiğiniz zarar para ile satın alınamayacak kadar büyük.
[email protected]