Sağlık sisteminin yıllar içinde özelleşmesiyle birlikte, farklı bir fotoğrafı yaşayan vatandaş, son dönemde artan kur ve fiyat baskısıyla birlikte başkaca bir sorunu daha önünde buldu. Bir dönem iktidarın ödeme kapsamı dışına ittiği ilaçlarla bu meseleyle ucundan yüzleşen, maaşlarından yapılan kesintiyi hissetmeye başlayan vatandaş, şimdi ‘yok’ gerçeğiyle tanıştı.
Emin olun bu süreçte olay içinden çıkılmaz oldukça, dün olduğu gibi yine eczacılar kötü çocuk ilan edilecek. Ama şunu çok net bilmeniz ve hatırlatmamız gerekiyor ki, alamadığınız ya da fazlaca katkı payı ödediğiniz durumda suçlu eczacı değil.
Öncelikle bunu aklınızdan çıkarmayın. Zaten bugüne kadar her şeye rağmen size ilaç temin eden mahallenizdeki eczacıyı suçlamayı bırakın. Bugün 140’tan fazla ilaç bulunamıyorsa, bunda uygulanan ekonomik modelin hatasını görmeniz gerekiyor.
Ülkede ilaç üretimini sıfırlayacak politikalar imza atıp, ilaçta tam bağımlı hale gelen bir resim yarattıktan sonra, kur baskısı yapamazsınız. Son olarak 6 TL civarında gezen avro kuruna karşın, idarenin hangi kurdan ilaç istediğini biliyor musunuz? 2,69...
Normal şartlar altında enflasyon hariç, sadece kur üzerinden yurtdışındaki firmaya yarı yarıya mal satmasını öneriyorsunuz. Doğal olarak bu da kabul görmüyor. Ayrıca bu oranın da iyileştirilmiş oran olduğunun altını çizerim.
Şimdi düz mantıkla baktığınızda iktidarımızın bizim için ucuza ilaç temin ediyor olması güzel. Fakat bu politika, ‘mal almam’ tehdidiyle yürütülemezdi ve yürütülemedi. Bunun işlemesinin tek çaresi, tarımdan sanayiye kadar her alanda olduğu gibi üretebiliyor olmanızla ilgilidir.
Üretimsizleşen ve eczacısını raftan mal alıp veren insan zanneden, olası bir ambargoda, memlekete ilaç üretecek insanlar olarak benimsemeyen bir zihniyetin bizi getirdiği noktadayız.
Bugün geldiğimiz noktada bir kur anlaşması yapıldığını Bakan açıkladı. Zam oranları üzerinden tam olarak hangi kurdan ilaç alabileceğimizi anlayamadık, ama bunun hayatımıza kur nedeniyle ilaç fiyatları üzerinden yüzde 26,4’lük bir pahalılık getirdiğini Bakan’dan duyduk.
Dikkatinizi çekerim bu sadece kur maliyeti... Bunun üzerine enflasyon zammını da koyduğunuzda ilaç fiyatlarının bugünkünün en az yarısı kadar zamlanacağını görmemek olanaksız.
Katkı payı oranlarında vatandaşın yükünün arttığını da dikkate alırsanız, hasta vatandaş ya ilaca yüksek bedeller ödeyecek ya da geliri ve sigortası yoksa ilaçsızlaşacak. Neresinde bakarsanız bakın önümüzdeki süreç ilaç konusunda sıkıntılı. Yani bu ilaçlar bizi kullansak da kullanmasak da hasta edecek.
Kullanmazsak fizyolojik rahatsızlık, kullanırsak da sinirsel rahatsızlık geçireceğiz. Daha ilginç olan ise bu kadar yabancı ortaklıklarla yurtdışına bağlanan ya da uluslararası ilaç endüstrisine teslim edilen bir pazar olarak, halen üretimi konuşmuyoruz.
Hoş biz hangi sorunumuzda çareyi üretimde görüyoruz ki? Gerçekten görsek zaten bu sözden çıkıp, icraata da yansır. Bu yapılmayınca da vatandaş bir gün manavla, ikinci gün eczacıyla kapışır hale gelir. Günün sonunda da utanmadan bunun normal olduğunu söyleyen ve mücadele ettiğini anlatan bir siyasetçiyi dinler.
Ne diyeyim? Geçmiş olsun Türkiyem.