Eskilerin bir sözü vardır: Mart kapıdan baktırır; kazma kürek yaktırır. Genellikle mart ayındaki sürpriz kışlar işler için kullanılan bu deyim, aynı zamanda hesapsızlığı ve çıkacak bir masrafı öngörmediğiniz için elde avuçtakini kullanmayı anlatır.
Genellikle de doğru çıkar ama bu sefer durum farklı. Bütçe çalışmalarının hızlandığı, taslağının ortaya çıktığı bir süreçte görülüyor ki, bizim kazma kürek ocak ayından itibaren yanmaya başlayabilir.
Çoğu insanın fark etmediği yaz aylarındaki doğalgaz zamlarını dikkate alırsanız, zorlu bir kış geçireceğimizi şimdiden söyleyebiliriz. Aslında fark edenlerin çoğunun da kış geç gelsin de daha az bir dönemde ısınma maliyeti ortaya çıksın diye dua ettiğini de görmüyor değiliz.
Fakat ısınmadan elektriğe, ulaştırmadan gıdaya kadar son bir yılda her kalemin üzerimizden silindir gibi geçtiği, 2019 içerisinde seçimler nedeniyle patlayan bütçe açığının maliyetinin yüklenecek adam aradığı, bu nedenle de zamların peşi sıra geldiği bir fotoğraf içerisinde derdimize ağlayacak kimse yok.
İktidarın son dönemki performansına dikkat edilirse, gerçek enflasyonla sahte enflasyon arasında neredeyse 5 kat fark varken, her şeyin yüzde 20 – 30’larda ortalama zam yediği bir resmin figüranı ve fatura ödeyeni olarak görüldüğümüz söylenebilir.
Sadece basit bir matematikle bile hayati her ürünün ve hizmetin ortalama yüzde 25- 30 diliminde zamlandığı bir ekonomide, enflasyonun nasıl olup da düştüğünü açıklayan tek bir yetkili bile bulunmuyor.
Bulunmadığı gibi, sözde medyamız bunun üzerinde durmaya zahmet bile etmiyor. Ama şu bir gerçek ki, bugüne kadar yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın yanında fragman gibi. Son bütçe taslağına bakılırsa, ortadaki maliyeti bize yüklemeye çalışan, yeni zam yağmurlarına hazırlanan iktidar, çakma bir enflasyon üzerinde zamlanacak gelirlerin çelişkisini ve açılan makasın yaratacağı rahatsızlığı bile görmezden gelmeye niyetli.
Bile, diyorum çünkü hiçbir iktidar tencerenin mağduru olmak istemez. Fakat dengeleri o denli şaşırttılar ya da kendi sahte rakamlarına inandılar veya çaresizler ki, düzelen (!) bir ekonominin rakamlardan ibaret olduğunu zannediyorlar.
Oysa göreceksiniz, enflasyonun düştüğünü söyleyen yönetim, yeni yılda yeniden değerleme oranında, yani kamudan alınan hizmetlerin fiyatında minimum iki rakamlı zamlardan bahsediyor olacak.
Ocak ayından itibaren yeni zamlarla, karşılanamaz maliyetlerle, ödenecek faturalarla karşı karşıya kalacağız. Okurken ‘daha mı’ diyenler olduğunu hissediyorum. Ne yazık ki daha... Çünkü gider kalemine bakmaksızın gelir kalemini güdükleştiren bir yaklaşım içerisinde daha büyük faturalar ödemememiz sadece mucize olur.
Bence siz, siz olun, gereksiz harcamalardan kaçının. Zira gözüken o ki, bu gidişle geliriniz gerekli harcamaları yapmaktan bile uzaklaşacak.
[email protected]