Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni bir düzenleme hazırlığı içinde olduğu duyuruldu. Hedeflenen Katma Değer Vergisi’nde sadeleştirilmeye gidilmesi olarak açıklanıyor.
Tam olarak başımıza ne gelecek kestirmek güç ama, anlatılılmak istenen mesela ürün gruplarına göre değişen KDV oranlarının vatandaşın aklında soru işareti yarattığına ilişkin bir kanaat var ve onun giderilmesi hedefi ise zahmet etmeyin.
Hatta meseleyi daha da uç noktaya taşıyarak, bu düzenlemenin enflasyonda gevşeme yaratıp yaratmayacağı tartışması bile alttan alta kamuoyunun gündemine algı yerleştirilmeye çalışıldığını gösteriyor.
Üretim açısından baktığınızda bu alanda sorunlar var. Yani KDV’si yüzde 18 olan bir ara malının, nihai ürün haline geldikten sonra yüzde 8 ile satılmasının zararlara ve rekabet ihlallerine neden olduğunu biliyoruz.
Fakat tüketici açısından böyle bir akıl karışıklığının olduğunu sanmıyorum. Çünkü çoğu tüketici aldığı hizmet ya da ürünün içindeki KDV miktarının farkında bile değil. O, son fiyatla ilgileniyor.
Sadeleştirme adı altında yeni gelir kurgusu yaratmak isteniyorsa bundan vazgeçilmeli. Tüketicinin KDV başta olmak üzere dolaylı vergilerle ilgili sıkıntısı, düzenlemeden kaynaklanan karışıklık değil.
Ürünlerin üzerindeki aşırı vergi yükü… Yani bir sadeleştirmeye değil, vergilerin düşürülmesine ihtiyaç var. Elektrik faturalarında mesela ÖTV alıp, üzerine bir de ÖTV’nin KDV’sini almayı tartışmıyorsanız, sadeleşme adı altında göstermelik hareketler için uğraşmayın.
Akaryakıt fiyatı düştüğünde, aradaki farkı ÖTV zammı ile kapatıp, insanlardan aynı parayı tahsil etme düsturundan vazgeçmiyorsanız, boşuna sadeleştirme adı altında mesai harcayıp kendinizi yormayın.
Hatta bunun enflasyon düşürücü bir hareket olduğu izlenimini yaratıp, daha sonra tıpkı faiz ve dolardaki gibi kağıt üzerinde düşürülen ama hayatın hiçbir gerçeğine yansımayan eylemlerinizden birini daha yapmak için hamle haline dönüştürmeyin.
Çünkü gerçek olan şu ki olay KDV’nin hangi üründen kaç oranında alınıyor olduğu değil. İnsanların geçinemediği, iş bulamadığı, faturalarının karşılanmaktan uzak hale geldiği, ağır dolaylı vergiler altında ezildiği ve bütün bu fotoğraf içerisinde sorunlarını görmemekte ısrar eden bir ekonomi yönetiminin duyarsızlığı.
Şayet dolaylı vergileri, gelir seviyesine bakmaksızın insanların sırtında bir yük olmaktan çıkartmıyorsanız, ekonomiyi rakamlardan ibaret zannedip insana bakmıyorsanız, gerisi hamasetin gölgesinde boş ve göstermelik bir faaliyet olarak kalıyor.
[email protected]