Bayram zamanları bu ülkenin özel günleridir. Sadece bayram olduğu için değil, kavuşmaları da beraberinde getirdiğinden dolayı öyledir. Aynı şehirde olanların birbirini ziyaret ettiği, uzakta olanların memleketlerine gittiği dönemlerdir.
Bir de son yıllarda yoğun iş temposundan kaynaklanan tatiller eklendi buna. Doğru ya da yanlış bulabilirsiniz ama o da bu toplumun bir gerçeği haline dönüştü. Herkesin kendi inisiyatifidir; bu konuda büyük büyük laflar etmeye gerek yok. Zaten artık her şey için birbirimizi yargılamayı bırakmamız gerekmiyor mu?
Günün sonunda bayramda ne yaparsanız yapın, bayramlar bir neşe kaynağıdır. Fakat bu sene çok da öyle olmayacak gibi gözüküyor. Yaşam koşulları o kadar ağırlaştı ve geçim derdi can yakmaya başladı ki; kimse yerinden kıpırdayamaz hale dönüştü.
Bırakın bayramı sezonda tatile gidemeyeceklerin baskın oranı Tüketicinin Nabzı Araştırması’nda dahi net bir biçimde varlığını ortaya koyuyor. Açlık sınırının altındaki gelirler, buna karşılık karşılanamayan giderler insanları kara kara düşündürüyor.
Son açıklanan ve açlık sınırının altında kalmasına rağmen iyileştirme diye anlatılan asgari ücrete mi yanarsınız, açlık sınırının yarısı değerindeki en az emekli maaşının müjde diye sunulmasına mı bilmiyorum ama bu kez durum her zamankinden daha ciddi.
Ekmeğin de, simitin de 5 TL olmasıyla tüm siyasetçi ekonomi hesaplarının alt üst olduğu, ulaştırma bedellerinin can yaktığını, insanların şehir içinde bile yerinde kıpırdamaya korktuğu bir ekonomik fotoğrafın içinde, bir de üstüne başarı palavrası anlatılıyor.
Ama şu bir gerçek ki bu sene bayram çok tatlı gelmiyor. Hemen bayram sonrasında tatil yerlerinin dolduğuna ilişkin haberler yayınlanacak. Bu sayede sadece sorun sizdeymiş izlenimi verilecek. Lakin inanmayın. Çünkü ülkenin gerçeği bu değil.
İnsanlar tatile gidemeyecekler. İnsanlar memleketlerine de gidip gitmeme konusunda kararsız kalacaklar. Bilet fiyatlarına bakılırsa kararsız kalacak bir şey olmadığını düşünebilirsiniz. Ama bu dönem sadece memleket ziyareti değil; aynı zamanda kışlık erzakın da alınıp gelindiği dönemlerdir.
Memlekete gitmese, çarşı pazardaki fiyatlar malum. Hatta kış ile mukayese ettiğinizde kampanyalı fiyatlardan bile söz edilebilir. Şimdi ‘gitmek mi zor kalmak mı zor’ şarkısının neden söyleneceği daha açık şekilde anlaşılabildi mi?
Yani olay sadece gidip bir memleket havası almak değil. Ne yazık ki büyük ölçüde bunu da yapamayacak ve yapamadığı için de kış ayları zor geçme ihtimali güçlenecek bir tüketici gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Bayram ve kurbana gelince. Bence o mesele yıllardır tartışmaya kapalı bir halde. Çünkü benim gördüğüm ortada sorunları yok sayılan, mecburen kabul edildiğinde de ağzına bir parça bal çalınan tek bir kurban var. İyi bayramlarınız olsun şimdiden.
[email protected]