2024 yılının ilk enflasyon raporu Merkez Bankası’nın çiçeği burnunda başkanı Fatih Karahan tarafından açıklandı. Raporun çok detayı var ama tüketiciyi ilgilendiren yanı, kredi kartı harcamalarında patlama olarak nitelendirilecek aşırı borçluluk durumu.
Toplamda borcu 2,5 trilyon TL’yi aşmış tüketicinin kredi kartı borcunun 1,2 trilyon TL ile tarihi zirveyi görmesi herkesin gündemine geldi. Konu Karahan’a sorulduğunda ise Başkan “Not ettik, farkındayız” dedi.
O zaman sormak lazım: Neyin farkındasınız? Nüfusun yüzde 80’inin açlık sınırının biraz üzeri, sınırı ya da altında yaşadığının, hedef enflasyon diye icat edilen oran baz alınarak gelirlerinin arttığının ama giderlerinin yüzde 200’leri aşkın yükseldiğinin mi farkındasınız?
Bu haliyle enflasyon mücadelesi yapılamayacağının mı farkındasınız? İnsanların geçinemediğinin, yaşam mücadelesi verdiğinin mi farkındasınız? Bu fotoğrafın kayıt dışı ekonomi ve merdiven altı üretimleri destekleyeceğinin mi farkındasınız?
2002 yılında 6,4 milyar TL olan tüketici borcunun 2,5 trilyon TL’yi aşmış olmasının mı farkındasınız? Bu ülkede vatandaşların ekmeğini bile kredi kartıyla almak zorunda olduğunun mu farkındasınız?
Yıllarca uygulanan ve Mehmet Şimşek’in de imzası olan tüketim ekonomisi üzerinden kamuyu finanse etmek adına, tüketicinin harcandığının mı farkındasınız? Para ihtiyacı olunca, yurtdışında finansman adı altında ülkeye borç getirildiğinin, kamunun da bu borcu tüketici ve firmalara yüklerken, sıkıştığında özelleştirme adı altında mirasyedilik yaptığının ve işin tıkandığının mı farkındasınız?
Gerçekten neyin farkındasınız? Farkında oldukları şey, bu konuda önlem almaları gerektiği... Zaten meseleye çözüm diye değil de, önlem diye yaklaşıyorsanız, üzgünüm ama hiç bir şeyin farkında değilsiniz demektir.
Önlem adı altında ilkesel olarak doğru ama sonuç vermemesi olanaksız olan, zira sorunun boyutu sadece tüketimi kısarak aşılma aşamasını çoktan geçmiş olan bir kredi kartı borcu gerçeğinin kısıtlamalarla çözemezsiniz.
Zaten gelirleri tükenmiş, daha doğrusu bilinçli bir biçimde tüketilmiş ve kredi ile kredi kartlarıyla yaşaması salık verilirken borca batırılmış insanlara dönüp ‘artık ekmek alma mı’ diyeceksiniz?
Şimdi kredi kartlarına yönelik düzenleme yapılmaya hazırlanılıyor. Muhtemelen limitler kısıtlanacak, taksitler daraltılacak. Altını çizeyim ilkesel olarak doğru ama yöntem yanlış. Çözüm konuşacaksanız, önce insanların gelirlerini arttıracaksınız, ardından artan gelirleriyle bir yandan yaşamalarını, diğer taraftan borçlarını kapatmalarını sağlayacaksınız ve akabinde bilinçli bir kullanımı öne çıkaracaksınız.
Yoksa bir takım kısıtlamalarla vatandaşı batırır, açlığa mahkum eder, yapılandırılamayan, yapılandırılsa da ödemesi mümkün olmayan borçları bankaların üzerine yıkar, oradan vergiden düşmelerini sağlar, bütçe açıklarını patlatır, faturayı da 85 milyona kesmek için yeri vergi ve zamlar yapmak durumunda kalırsınız.
Bu da bir tarafta ekonominin altına dinamit koyup, tüm dengeleri bozup, sorunu çözümsüz kılıp, enflasyonu da patlatıp kısır döngünün büyümesine neden olur.
Gerçekten neyin farkındasınız? Ekonominin rakam olmadığını, insanlara rağmen yönetilemeyeceğini halen fark etmediniz mi?
[email protected]