2019 yılıyla beraber paralı poşet uygulaması başladı. Bu konuda ilk uygulamalar da hayata geçti. Yılın ilk günü bakkala, markete gidenler poşetler için 25 kuruş ödemeyi yaptı. Bundan böyle de plastik poşet isteyenler bu parayı ödeyecek.
İlk bakışta ne kadar çevreci ve duyarlı gözüküyor değil mi? Oysa biraz daha derinlere mercek tuttuğunuzda çok büyük bir aymazlık ve fırsatçılık, hepsinden öte de samimiyetsizlik olduğunu görüyorsunuz. Mesela yurtdışındaki uygulamalara göz atalım.
Alışverişinizi yaptınız ve kasaya geldiniz, size plastik poşet vermezler ya da parayla poşet satmaya kalkmazlar. Aldığınız ürünler geri dönüşümlü kese kağıtlarına doldurulur ve size verilir. Bunun için de ücret ödemezsiniz. Şayet rahat taşıyamayacağınızı düşünüyorsanız, orada bulunan makineye gidip poşet satın alırsınız.
Yani satın alma eğilimi tamamen tüketicinin bilinçli tercihine bırakılmış durumda. Bizde ise poşeti parayla satmak üzerine kurgulanmış bir yöntem söz konusu... İşte asıl samimiyet sorunu da burada başlıyor. Bunların hepsi de bir fonda toplanacak. Geri kazanım katılım payı olarak alınacak bu paralar, ekonomi yönetiminin çevre duyarlılığından değil, yeni bir fon yaratma uyanıklığından kaynaklanıyor.
Gerçekten buna niyetiniz olsa, alternatif haline dönüştürürsünüz. Bugünkü haliyle ve uygulamasıyla kasadaki poşeti satma işlemine dönüşmüş gözüküyor. Anlaşılan o kadar da çevreci değiller ki istisna da belirlemişler. Manav, ekmek ve şarküteri reyonlarında bu poşetleri ücretsiz olarak temin edebileceksiniz.
Neden? Gerçekten ve iyi niyetle soruyorum. Bunun için mantıklı tek bir neden söyleyebilir misiniz? Elbette hiçbir mantığı yok. Seçim üzeri Millet’in tepkisini çekmemeye çalışmaktan başka elbette.
Eğer bir uygulama hayata geçiyorsa, buradan para toplamaya kalkmaz, yurtdışındaki gibi makineler koyar, dükkan sahibi ile müşteriyi muhatap etmeden, arzu edenin bu satın almayı yapmasını sağlarsınız. Ama bizde bir de parasız veren işyeri sahibine ceza bile kesilmesi öngörülmüş.
Peki o poşetin içindekileri ne yapacağız? İndirim olduğu söylenen elektrik, su faturalarındaki bindirimleri nasıl yorumlayacağız? Hatta ücretsiz poşet uygulamasının devam ettiği ekmeğe göz atalım.
Şu anda 250 gram ekmek; gözümle gördüm ve tarttım ki 220 gram seviyesine düşmüş. Bunun nedenini sorduğumda asıl bombayı öğrendim. Fırıncılar 1,25- 1,50 tartışmasının gölgesinde bambaşka bir boyuta geçmişler. Ekonomi yönetimi 1.25’ten 250 gram ekmek sattırmayı beceremediği gibi, 1,50’dan da sattırmayı başaramıyor.
Şimdi talep ekmek fiyatının 1,75 TL olması... Aksi takdirde fırıncılar gramajı 200’e çekeceklerini ifade ediyorlar. Poşet üzerinden para toplamaya kalkanlar, önce poşetin içindeki ekmeğe baksınlar. Zamlandıkça zamlanıyor, eridikçe eriyor. Ve tüm bunlar da vatandaşın iyiliğine imiş gibi anlatılıyor. Yakında içine bir şey dolduramayacağımız poşetleri parayla alıp alamayacağımızı tartışırsak, kimse şaşırmasın.
[email protected]