Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, asgari ücret üzerinden ekonomi savunması yapayım derken, gafın büyüğüne imza attı. Şehirlerde ortalama bin 261 TL’ye kiralık ev bulunabildiğini iddia eden Bakan, öncelikle Türkiye’de yaşamadığını kanıtladı, ardından da ekonomiyi yönetemeyeceğini…
Türkiye’de yaşamadığını nereden anlıyoruz? Bir kere fiyatlardan haberi yok. Çarşıda, pazarda ürün etiketlerinin değiştirilme hızına yetişilemeyen bir ortamda, istenen kiralarda 3-4 yıl öncesinde kalmış olmak, sanırım her şeyi de açıklıyor.
Böylesine gerçeklerden uzak bir yetkilinin hangi soruna çare olacağını, nasıl bir ekonomik modelin uygulayıcısı olacağını açıkça merak ediyorum. Bahsettiği rakamlara bir evin doğalgaz, elektrik, su aboneliklerini üzerinize geçiremezsiniz.
Ekonomiyi neden yönetemez? Bunu da açalım. Birincisi halen kötü bir iş insanı gibi konuşuyor. Böyle patronlar vardır. Zam talep edenlere karşı, kendince hesap yaparlar, sığlıklarını sergilerken, karşısındakinin durumunu önemsizleştirirler, hatta daha da ileri gidip kendisinin de çok zor durumda olduğunu anlatırlar.
İşte Bakan Nebati, halen Bakan olmadığını, bir işveren, hem de modası geçmiş bir işveren gibi davrandığını, bu tavrıyla açıkça ortaya koymuş oldu. Çünkü yeni ekonomi düzeninde bu tip işverenlerin de bırakın patronculuk oynamasını, geleceğin ekonomisinde yok hükmünde olacaklarını açıkça söyleyebiliriz.
Kişileri işe alanların değil, kişilere işlerini beğendirenlerin, birilerine iş vererek değil, kıymetli insanların emeklerini kiralama şansına sahip olanların yer alacağı, insani davranış modellerinin öne çıktığı, empatinin olmazsa olmazlardan biri olduğu bir ekonomi modelinde modası geçmiş bir patronun, ülke ekonomisini yönetirken, vatandaşa da aynı alışkanlıklarla davranması aslında sürpriz değil.
Esasen göreve geldiğinde yaptığı ilk açıklama da bunu anlatıyordu. Ekonomiye ilişkin açıklama yaparken, yeni model uyguladıklarını söyleyip ‘siz sadece maaşınızı kaybedersiniz, ben bin kişi çalıştırdığım firmamı kaybederim’ diyerek, 20. yüzyıldan kalma sığ patron konuşmasını Bakan hüviyetiyle tüm ülkeyle paylaşmıştı.
Bunun ardından TBMM’de yaptığı ucuz kira açılımı da bunu perçinledi. Velhasıl kelam şunu anlıyoruz ki, zaten ekonomi politikalarında hiçbir söz hakkı olmadığını, tamamen Cumhurbaşkanı ne derse onu yapacağını söyleyerek beyan eden bir ismin, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda sağlıklı bir performans gösteremeyeceği çok açık.
Gösteremediği gibi, durduğu yerden halkın ekonomisinin durumunu anlayıp, onu rahatlatacak çözümler üzerine çalışmak yerine, durduğu yerin etiketinin mutluluğu yaşamayı tercih edecek bir yaklaşıma da sahip.
Bu şartlar altında zamlara, haksızlıklara, geçim sıkıntısına, arka arkaya gelen yanlışlar karşısında devam edilen suskunluklara hazır olun. Bu ülkede vatandaş ekonomik zorlukları karşısında hiç bu kadar yalnız kalmamıştı. Bir Bakan’ı bile yok.
[email protected]
Ek alanı