Yeni yılın ilk ayında bir tarafta maaşlar, öte tarafta arka arkaya gelen zamların gölgesinde tüketici film izler gibi süreci takip ediyor. Ekonomi yönetimi çıkıp, enflasyonun düştüğünden, işsizliğin azaldığından bahsederken, aslında herkes gerçeklerle ayın başından itibaren tanışmaya başlayacak,
Yılın şubat ayından itibaren boyaların döküldüğü bir sürece başlangıç yapacağız. Öncelikle bu ay yapılan zamlar henüz bitmedi. Diğer aylarda da devam edecek. Hatta ulaştırma maliyetlerinden kiralara kadar yeni giderlerimiz oluşacak.
Kamu eliyle yapılan yeniden değerleme oranları bile yansısa, tüketici maça resmi enflasyona göre yüzde 14 ile 30 arasında değişen oranlarda eksik başlayacak. Çünkü bu artışlar yeni ayla birlikte tek tek cebimizi yakmayla, yaktıkça da piyasadaki gerçek enflasyonu yukarı doğru itmeye devam edecek.
Zaten iş dünyası da bunun farkında ve yapılan bir çalışma, işverenlerin yüzde 43’ünün belirtilen ücret artışlarından daha fazla zam yapacağına dair eğilimi ortaya koyuyor. Fakat yaşam maliyeti o kadar hızlı yükseldi ve yükseliyor ki, verilen zam oranlarının yeterli kalıp kalmayacağı da tartışmalı.
Hatta kendi maliyetleri de yok sayıldığı için, önümüzdeki süreçte işsizliğin ya da TÜİK’in tanımıyla iş aramaktan ümidini kesenlerin oranlarında yükseliş görülmesi muhtemel. Firmaların da bu yükü ne kadar taşıyacağı tartışmalı.
Üstelik vergiden prime kadar büyük ödeme güçlüğü çeken firmalara da bir yanda hesap blokajı uygulanıyor. Bu da ödemeler zincirinden de nurtopu gibi bir sorunun önümüzde olduğunu bize anlatıyor.
Şubat ayıyla birlikte ilk elektrik faturalarıyla şok olacak bir tüketici ihtimali var. Çünkü kamu sübvansiyonu konutlar için kaldırıldı. İlk gelen fatura, güdük maaş artışları yaşayan insanlara tokat gibi çarpacak.
Günlük koşturmanın, mücadelenin ve siyasetin sahte gündemlerin arasında aklı karıştırılmaya uğraşılan tüketici ilk aydınlanmayı burada yaşayacaktır. Muhtemelen daha bunun şokunu atlatmadan da yediği poğaçadan ulaştırmaya kadar tüm fiyat artışlarını sırayla önünde bulacak.
İşte Kasım – Aralık ayı boyunca sürdürülen tiyatronun asıl etkileri o zaman ortaya çıkacak. Enflasyon tartışmasından nasıl çırak çıkarıldığını anladığında ise, ücretler belirlenmiş ve iş işten geçmiş olacak.
Bu nedenle çok zor bir yıla başlangıcı şubat ayındaki ilk faturalarla birlikte hissetmeye başlayacağız. Ekonomi yönetimi ne yapacak? Bence yılın yarısına kadar ‘fedakârlıktan dış güçlere kadar’ türlü masalları bize anlatacak.
Ama günün sonunda yaşadığımız ve yaşayacağımız tüm ekonomik sorunların, sahte gerçeklik anlatan rakamların ve yanlış ekonomik tercihlerin kendi eseri olduğunu dile getirmeyecek. Siz de bu ayıplı hizmet anlamına gelmiyor mu? Bakalım kaç tüketici dava açacak? Göreceğiz.