Ekonomi yönetimi önleyemediği ve önleyecek gibi de gözükmediği enflasyon ile ilgili göstermelik tedbirlerini açıklarken, asıl tüketicinin uyarısını yine görmezden geldi. Son açıklanan tüketici güveni açıktan bir stagflasyon uyarısı yapıyor.
Tekrar hatırlatalım; nedir stagflasyon? Hem ekonominin daraldığı ve işsizliğin arttığı hem de enflasyonun önlenemez biçimde yükseldiği ekonomik ortam. Bunu yansıtılamayan üretici maliyetleriyle ve gelirleri üzerinde sıkıştırılan reel sektör gerçeğiyle de birlikte okuduğunuzda tez güçleniyor.
Rakamlara takılmayın. Çünkü zaten bir önceki seviye, yani düştü denilen oran da açık bir tüketici güvensizliğini ortaya koyan nitelikteydi. Bunun üzerine daha da geriye gittiğini bilmek yeterli.
Ne diyor tüketici? Artık bundan sonraki süreçte satınalma yapacak gücüm de niyetim de kalmadı. Bunun elbette fiyatlardaki anormal artıştan düşen satınalma gücüne, işsizlik gerçeği ve riskinden gıdaya yetebilecek gelirlerine kadar bir dizi nedeni var.
Fakat günün sonunda gerçek olan şu ki, iç piyasadaki daralma artmaya devam edecek. Bu üretinin önümüzdeki süreçte önemli ölçüde bir talep problemi yaşayacağını ve belki de bazı firmaların kapanacağı gerçeğini önümüze getiriyor.
İhracatçının da zaten düşen birim kazançları ve artan yurtdışı maliyetlerine ilave olarak geliri üzerinden köşeye sıkıştırılması, ithal ara malı alımında kur riskinin artması, yansıtamadığı enflasyonu da dikkate aldığınızda yeni bir işsizlik furyasının kapıda olduğunu söyleyebiliriz.
Enflasyon deseniz zaten iddia edildiğinin aksine durmak bilmiyor. Siz resmi açıklamalarda hangi oynamayı yaparsanız yapın, sokağın enflasyonu can yakmaya devam ediyor. Bu saatten sonra asgari ücrette ya da emekli maaşlarında yapılacak artışların da bunu önlemeye gücü yetmeyecektir. Çünkü o tren de kaçtı.
Tüketici güvenindeki düşüşü bir de IPSOS tarafından yapılan araştırmayla birlikte okuyalım. Araştırma her dört kişiden birinin iş aradığını, yüzde 30’dan fazla diliminin işsiz olduğunu, önemli bir bölümünün de çalışmasına rağmen ek iş peşinde olduğunu gösteriyor.
Yetmedi, yüzde 83 satınalma gücünün düştüğünü belirtiyor. Araştırmayı yanıtlayan vatandaşların yüzde 10’u ise ailesinden destek alarak yaşamaya devam ettiği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Yine araştırma alışverişin kısıldığına dair yanıtları paylaşırken, katılımcıların yüzde 63’ü en ucuz ürünü bulmak için market market dolaştığını ifade ediyor. Tüm bunların gölgesinde TESK Başkanı halen 20 yıllık mevzuyu gündeme getirip, perakende yasası ihtiyacından söz ederek topu taca atıyor.
Oysa esnaf batma noktasında. Kapanan işyerlerindeki artış alarm veriyor. Ama esnafın başkanı durum eleştirisi yapmak yerine, sahte bir fırsatçının peşine düşmüş gerçek sorunun ıskalanmasına neden oluyor.
Gerçek olan şu ki; vatandaşın daha fazla bu yükü kaldırabilecek gücünün kalmadığı çok açık gözüküyor. Bir tarafta batık ve borçlu yapısı, öte tarafta eriyen satınalma gücü, diğer yanda işsizlik gerçeği ekonomiyi yönetenlerin şaşı enflasyon yorumları arasında can yakmaya devam ediyor.
Oysa vatandaş tüm bu göstergeleriyle açık bir sinyal veriyor. Diyor ki, sen enflasyonu halledene kadar, stagflasyon kapımıza geldi dayandı.
[email protected]