Son dönemin en popüler konularından biri fiyat artışları... Geçim sıkıntısı çeken tüketiciyi birebir ilgilendiren bu konunun cezası da esnafa kesildi. Sanki bu yaşananlar tamamen üç beş tane fırsatçının işiymiş gibi davranıyorlar.
Seçime doğru giderken sütten çıkan ak kaşık olmaya çalışan ekonomi yönetimi, böylece algıyı da yönetmeye çalışıyor. Elbette tüm bu süreç içerisinde meseleyi fırsata çevirmek isteyenler olmuştur.
Fakat bunun adresini esnafta değil, işbirliği yapılan ve esnafı yok etme pahasına desteklenen AVM’lerde ve büyük marketlerde bulmak lazım. Bu fotoğrafta da yanlış ekonomi politikasından başka kimsenin imzası yok.
O marketler sandığınızın aksine hiçbir zaman tüketicinin yanında olmadı. Fırsat günleri diye koydukları etiketlerde size bir ürünü ucuza satarken, geri kalan tüm tamamlayıcı ürünleri fahiş fiyatlarla sepetinize koydular. Ama pahaca düşük kar marjı yüksek bu ürünlerden daha çok kazandıkları aklınıza bile gelmedi.
Şimdi üreticiyi destekleyeceğiz adı altında, tanzime benzeyen ama tanzimle hiçbir ilgisi olmayan ucuza mal satılan yerlerle esnafı devre dışı bırakmaya yürüyorlar. Malın ucuzladığı değil, ucuza mal satılan yerler ibaresine tekrar tekrar dikkatinizi çekerim. Yani iş bugünlüktür ve yapılan uygulamaların tamamı aracılara değil, esnafa yöneliktir.
Çünkü marketler için yaptıkları düzenlemelerde, zaten marketle tarla arasında bir aracı kalmadı. Bunların hepsini bu zincirler, kendi zincirlerini işin içine dahil ederek yapıyorlar. Yıllar önce uygulanan rami boykotuyla adım adım buralara geldik.
Binali Yıldırım’ın son açıklamasına dikkatinizi çekmek isterim. Yeni bir sistem kurmaktan bahsediyorlar. Özetle bu sistem hayata geçerse tarladan markete direkt malın gelmesini sağlayacaklar.
Yine dikkatinizi çekerim sistemin hiçbir yerinde esnaf yok. Oysa biliyoruz ki bu marketler ‘halk günlerini’ bile semt pazarının açıldığı ya da mahalledeki esnafın atak yaptığı dönemlerde uyguladılar.
Peki esnaf ortadan kalkarsa ne olur biliyor musunuz? Öncelikle tarladaki insan bugünkü paraları bile kazanamayacağı için üretim sıfırlanma noktasına gider. Sıfırlanmıyorsa bilin ki tarlalar da uluslararası şirketlerin eline geçiyordur ya da ithalat piyasaya tamamen hakim olmuştur. Tarım ülkesi Türkiye’nin nasıl ithalat cenneti haline geldiğine tekrar bir göz atın derim.
Uygulanmak istenen hal sistemi de 35 kişiye teslim ediliyor. Peki kim bunlar; hiç bilmiyoruz. Esnaf ortadan kalkarsa kaybeden sadece bu kesim olmaz. Artık alternatif kalmadığı için istediği fiyattan mal satan marketler, tüketiciyi de dinlemez. Çünkü karşısında iki alternatif kalır. Almak ya da almamak...
Esnaf ortadan kalkarsa, tüketicinin nasıl ortada kalacağını görmek istiyorsanız, bir İtalyan firmasının fındık tarlalarını nasıl ele geçirdiğine ve üreticiyi yok pahasına malını satmaya mecbur bıraktığına göz atın.
Rami devreden çıktıktan sonra artan fiyatlarınıza bakın. Bu marketlerin kimlere ait olduğuna mercek tutun. Sonra da ister alkışlayın, isterseniz derdinize yanın. Ama günün sonunda geliriniz düşerken, giderinizin daha çok artacağını ve o rafa ulaşamayacağınızı bilin.
[email protected]