Bayram arasında gittiğim yerde televizyonu uydudan seyretmek durumunda kaldım.. Kalmaz olaydım... Öncelikle bir Yeşilçam filmine takılıyorsunuz, en münasebetsiz yerinde en az 20 dakikalık tek bir reklam giriyor. Bu nedenle de çoğu filmi tamamlayamıyorsunuz.
Buna reklam demek çok mümkün mü, aslında onu da bilemiyorum. Vahşi batıyı anlatan Amerikan western filmlerinden hatırlarsınız. Kasabanın birine şurupçu gelir. Kendi icat ettiği bu şurupla her türlü derde devam olduğunu anlatır.
Çoğu zaman da yanında bir yancısı olur ve onu iyi eder. Sonra da aldattığı insanlara şurupları satıp kasabadan ayrılır. Çok klasik bir sahnedir. Bunun eski western filmlerinde kaldığını sanıyorsanız, büyük bir yanılgı içerisindesiniz.
Çünkü bu uydu kanallarında filmleri hançer gibi bölen bu reklamımsı bantlar tam da buna benziyor. Adeta bunları satmak için kanal kurmuşlar bile denilebilir. Türkiye’de antenin devre dışı kalmasıyla Anadolu’nun büyük bir çoğunluğunun televizyonu uydudan izlediğini düşünürseniz, durumun vahametini tahmin edebilirsiniz.
Karaciğerindeki sıkıntıdan basura, cinsel sorunlardan zayıflamaya kadar her türlü derde deva veren bu ürünler, ne yazık ki aldatacak bir kitleyi de beraberinde buluyor. Hani ulusal yayın yapan kanallarda her şeye altın makas vurup, sigarayı kapatıyoruz ya.
İnanın bana akşam saatlerinde burada çıkan reklamlar yanında hepsi çok masum kalır. İşin aldatıcı boyutu bir yana, muhtemelen kalitesiz ürünlerle çok ciddi bir tüketici mağduriyeti yaşandığına eminim.
Salt satış kanallarından bahsetmiyorum. Onların zaten konsepti bu ve muhtemelen de eli yüzü düzgün olanlar belli bir kalite ve satış sonrası hizmet prensibi içinde çalışıyorlar. Bir ara balcılar gündemdeydi.
Yoğun tepki üzerine RTÜK bunlara bir yasaklama getirmişti. İnanın bana balcılar izlediklerimin yanında solda sıfır kalır. Son derece büyük bir ciddiyet içerisinde, açık oturum düzenlercesine yapılan sözde programlarda o ürünün nasıl derde deva olduğu anlatılıyor.
Daha garip olanı söyleyeyim mi? Hepsinin ortak bir dili var. Tövbe ‘Allah’ın izniyle’ diye satışlarını gerçekleştiriyorlar. Yani biz zaten sorunu çözdük, Allah’ın yardımıyla da siz derdinize deva bulacaksınız.
Bunu dinsel temalı kanallar bile kullanıyor. İstismarın, tüketici aldatmanın bini bir para. Gerçekten bir western filminde kasabaya gelen şurupçuyu izler gibi hissediyorsunuz. Aynı ürünün her şeye iyi geldiğini iddia edenler bile var.
Şimdi soruyorum: İlaç reklamının bile yasak olduğu bir ülkede, insanlar nasıl uydu kanalları üzerinden böylesine pervasızca derde deva dağıtıyorlar? Hadi geçtim tüketici haklarını, kanununu, RTÜK de mi uyuyor?
[email protected]
Maalesef bu ülkede neye tepki gösteriliyor neye gösterilmiyor bunu bile anlamak mümkün değil. Harika bir konuyu ele almışsınız. Umarım farkındalık olur. Kaleminize sağlık.