Türkiye, İstanbul üzerinden yine seçimlere gidiyor. İstanbul özelinde olmasına rağmen, bunun Türkiye ekonomisine ve daha sonraki tartışmalara temel teşkil etme özelliği, tartışmayı ve rekabeti alevlendiriyor.
Şüphesiz böyle bir durumda da yine klasik olarak ekonomi paketi gündeme geldi. Önümüzdeki günlerde açıklanacağı söylenen paketin ön detaylarına baktığınızda ise köprü geçişleriyle ilgili hukuk ihlalinin düzeltilmesi dışında biz yokuz.
Böyle bir ihlalin düzeltilmesi içinse pakete zaten ihtiyaç yok. Haksızlığı görüp, normal mevzuat içerisinde geri adım atılması ve sorunun ortadan kaldırılması mümkün. Elbette yine ulaşım ve benzeri noktalarda bilhassa öğrencilere, evlerde suya avantajlar sağlandı.
Fakat bunların mevcut yönetim devam ederse tamamen geçici olduğunu bilmemiz gerekiyor. Zira mesele İBB Meclisi’nde tartışılırken dünyanın en akıl almaz konuşmasına şahit olduk. İktidar temsilcisi, ama İBB Meclisi’nin muhalefeti bilhassa öğrencilere aylık 50 TL ulaşım giderinin akılla bağdaşmayacağını söyledi ve rest çekip 40 TL önerdi.
Şimdi seçim meydanlarında AKP’nin adayı da 40 TL uygulamasını savunuyor. Ne garip değil mi? Akılla, matematikle bağdaşmaz diyeceksiniz, yönetimi zora sokmak için 10 TL daha altına çekeceksiniz; hodri meydan diye sesleneceksiniz, yapınca da seçim malzemesi yapacaksınız.
Aslında demokrasinin ve adil bir siyaset ortamının tüketici için faydası burada. Şayet doğru düzlemde tartışmalar ilerletilebilirse, vatandaş bu işten hep kazançlı çıkan taraf olur. Yani piyasada sağlıklı bir serbest rekabetin, vatandaşa kalite ve fiyat avantajı getirmesi gibi.
Ne yazık ki Türkiye’de bu işler reel sektörde hayat buldu da, siyasette geçici söylemlerin ötesine geçemedi. Biri çıkıp yapınca da kendi tezini çürüterek, adım atan bir siyasi fotoğrafımız var. Garip ama böyle. Çünkü ekonomi dışında hiçbir başlık karşılık bulamıyor. Zira vatandaşın evi yanıyor.
Dönersek tekrar ekonomi paketine... Böylesi bir dönemde madem ekonomik paket hazırlıyorsunuz; o zaman onun başlıkları içerisinde enflasyon ve işsizlik ile ilgili gerçekçi çözüm modelleri de yerleştirmeniz gerekir.
Tüm uzmanların işsizlik ve enflasyonun kaçınılmaz olarak yükseleceğine işaret ettiği bir dönemde, hazırladığınız pakette bunlar yer almıyorsa, hem bir yol haritanız kalmamış, hem dağılmış, hem de sokaktan tamamen kopmuşunuz demektir.
Önümüzdeki dönem vatandaşın geçim koşullarının daha da ağırlaşacağı ve işsizliğin can yakma oranını şiddetlendireceği bir sürece işaret ediyor. Bakanın ne söylediğine bakmayın. Çünkü ekonomik gelişmeler içte ve dışta Bakan’ı desteklemiyor.
Bu iki başlık bizim temel sorunlarımızı oluşturuyor ve kökeninde de üretimsizlik var. Şimdi 40 TL önerenlerin, bir ay öncesinde tanzim çadırları kurduğunu ve bugün ortadan kaldırdığını unutmayın. Türkiye’nin gündemi vatandaş olmalı; ama siyaset ona ayrıntıymış gibi bakıyor.
[email protected]