İnsanlığın hırslarını, pervasızlığını ve adalet bilmez tavrını ortaya koyan en iyi vurgu ne derseniz; Şef Seattle’ın mektubundaki meşhur sözleri derim. Ne diyordu Şef? “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
Bugün yaşananlar ışığında savaşlardan iklim krizine kadar her alana dair ders çıkarılabilecek sözlerle ve mektubun tamamına baktığınızda ilham alınacak yönlerle dolu. Fakat meseleyi Türk vatandaşın durumu penceresinden okuduğunuzda para üzerinden bir metaforla meseleyi anlatmak sanırım daha doğru.
Çünkü o beyaz adamın cebine para da girmiyor; girse de yetmiyor. 2023 yılının Ocak ayının sonuna gelindi. Şubat ayıyla birlikte, dillerden düşmeyen ama hiçbir hükmü olmayan zamlı maaşlar ceplere, cüzdanlara girecek.
Asgari ücret zammı yapıldığından beri, ne kadar yüksek gelir artışı yaşandığını anlatmaya çalışan siyasetçiler, yaşadığı ile söylenenler arasındaki farkı çözemeyen vatandaş gerçeğine şahit olduk. Ama şubat ayıyla film bitti.
Zam cebe girdiğinde vatandaş, o parayla ev kirasını ödeyemeyeceğini, çocuğu çikolata istediğinde alamayacağını, ihtiyaç halindeki palto, ayakkabı gibi giyiminin parasını karşılayamadığını anlayacak.
Zam cebe girdiğinde vatandaş, doğalgaz faturasını ödeyemediğini, elektrik, su gibi giderlerini karşılayamadığını, yola çıkarken parasının yetmediğini, evinde bir arıza çıktığında tamir ettiremediğini anlayacak.
Zam cebe girdiğinde, verilen oranın hiç hükmünde olduğunu, açlık sınırı ile mücadelesinin sürdüğünü, karın tokluğuna yaşamanın kendisine reva görüldüğünü, kimi zaman da karnını doyuramadığını anlayacak.
Zam cebe girdiğinde vatandaş, dövizden enflasyona, ekonomik gelişmelere karşı nasıl savunmasız olduğunu, tüketiciye hizmet veren üretici ise maliyetlerini karşılayamadığını, esnaf ise dükkanın dönmediğini, seyyar satıcı ise simit bile satamadığını anlayacak.
Zam cebe girdiğinde, hayatını idame ettirmek için kullandığı kredileri, kredi kartlarını ödemekte zorlandığını, bu gelir fotoğrafıyla yeni kredi almak istediğinde ya ulaşamadığını ya da çok daha büyük bir batığa koştuğunu anlayacak.
Zam cebe girdiğinde kendisine konut sahibi yapılma üzerinden oynanan oyun çemberinin içine bile giremeyeceğini, faiz oranlarından taksitlere kadar konunun kendisiyle hiç ilgisi olmadığını anlayacak.
Zam cebe girdiğinde vatandaş görecek ki televizyonlarda, gazetelerde, dış dünyaya gidilip ortamlarda anlatılanlarla kendisinin hiçbir ilgisi olmadığını, ama bu haliyle bile yüksek vergi ödemek zorunda kaldığını anlayacak. Kısacası zam cebe girdinde takke düşecek, kel görünecek.
[email protected]