Son dönemde fiyatlardaki artış, artık alım gücünün üzerine çıktı ve tüketici olarak çok zorlandığımızı biliyoruz. Her geçen gün gelirimiz alım gücünü yitirirken, fiyatlardaki yükseliş sıkıntının boyutunu büyütüyor.
Daha üç ay geçmeden açlık sınırının asgari ücretin altında kalması da bunun en açık kanıtıdır. Ayrıca buradaki asgari geçim indirimini düşerseniz, gerçek asgari ücretin bin 800 TL sınırına geriliyor olması da kendi içinde başka bir tartışma.
Peki kim bu zamların sorumlusu? TESK Başkanı Bendevi Palandöken, son dönemde yaşanan fiyat artışlarını esnaf market rekabeti üzerinden okumaya çalışırken, farkında olmadan çok tehlikeli bir sürecin de kapısını araladı.
Palandöken, kredi kartını dolduran vatandaşın, açık hesap mal alabilmek adına küçük esnafa koştuğunu söyledi. Kulağa hoş geliyor, ama bundan 15 sene önceki esnafın yapısıyla bugünkü esnafın yapısı arasında çok ciddi bir finansman modeli sıkıntısı var.
Mesela o zaman esnafı büyük ölçüde toptancılar finanse ederdi. Açık hesap mal alabildikleri için, tüketiciyi de bir şekilde bu haktan yararlandırırlardı. Lakin yıllar içerisinde toptancıların, uluslararası dağıtıcılar tarafından devre dışı bırakılması, veresiyenin yerini de kredi kartının almasıyla esnaf büyük bir darbe yedi.
Nitekim 2003 ile bugün arasında bir mukayese yaptığınızda esnaf sayısının yarı yarıya azalması da bu sistemin bir sonucudur. Yani varan 1: TESK Başkanı’nın dediği gibi kredi kartını dolduran esnafa koşacak ama önemli soru şu: Artık kendisini finanse eden bir toptancı olmadığına göre esnaf bu yapıyı ne kadar kaldırabilecek?
Çünkü tüketicinin borçlu olduğu kesim ile, küçük esnafın borçlu olduğu kesim aynı... Bankalar... Kredi kartı batağının içinde çok sayıda esnaf olduğunu biliyoruz. Ticari kredi alamayanın, kredi kartına ya da ihtiyaç kredisine yönlenmesi sonucu, batık bir esnaf kitlesi gerçeğini görmezden gelerek bu meseleyi böyle değerlendiremezsiniz.
Gelelim daha tehlikeli olan varan 2’ye... Palandöken büyük mağazaların zamları promosyon ile gizlemeye çalıştıklarını belirtirken, esnafın zam yapmadığını iddia etti. TESK Başkanı ya piyasada dolaşmıyor ya da tehlikeli bir oyun oynuyor.
Çünkü istisna birkaç fırsatçının dışında, ürün fiyatlarının yüzde 40 devalüasyon, artan girdi maliyetleri ve alımda fiyatların yükselmesinden olduğunu biliyoruz. İktidarın fırsatçı trenine binerek, esnafı bir açmazla bırakmaya TESK Başkanı’nın hakkı yoktur.
Zira bu açıklamayı yaptığınız anda, iki gün sonra tüketici esnafa ‘neden zam yapıyorsun’ suçlaması getirmeye başlar. TESK Başkanı’nın görevi ekonomi yönetiminin yanlışlarını gizlemek değil, kendisini seçen esnafın yararını gözetmektir.
Ortaya çıkan zamların tek sorumlusu, yanlış ekonomi politikaları yürüten, Türkiye’yi üretimsizleştiren, ithalata ve zincir marketlere mahkum eden bizzat bu ekonomi yönetimidir. Seçim üzeri yaranacağım diye, temsil ettiğiniz kitleyi yakmayın.
[email protected]