Soru gayet basit: 100 milyar dolarınız var mı? Birçoğunun ‘nerede bizde o kadar para, devlette bile yok’ dediğini duyar gibiyim. Oysa bugüne kadar tüketici olarak bankalardan ve finans kesiminden kullandığınız ve ödemediğiniz, halen borçlu olduğunuz rakam bu.
Tüketici borcu 720 milyar TL’yi aştı. Bunun da kur karşılığı yaklaşık 100 milyar dolar eder. Şimdi bu rakamı karşınıza alıp tekrar düşünün. Size konut, araba ya da ihtiyacınız dışında bir şey satılmasına halen izin verecek misiniz?
Ülkede vatandaşın geçim derdinde olduğu, çakma enflasyon ile gelirinin güdükleştirildiği, ihtiyacını ihtiyaç adı altında kredilerle ya da kredi kartıyla karşıladığı bir formatta hangi görüşün tartışmasını yapıyorsunuz?
Hiç bana durumu kurtarmak için ‘borç yiğidin kamçısıdır’ masalını okumayın. Yine ve ısrarla altını çiziyorum ki ülkede icra dosyası sayısı 26 milyona geçtiyse artık yeniden borçlanmak yerine gerçekle yüzleşecek bir eyleme geçmelisiniz.
Yıllarca kredi kartıyla diğer kredi kartının borcunu ödeyerek bir sonuç alamadığınız gördünüz. Senelerce hamaset dolu siyasi söylemlerin gölgesinde, sahte gündemlerle oyalandığınıza şahit oldunuz.
Halen durumu idare etmeye kararlı mısınız? Çünkü hem matematiksel, hem de aklî olarak durumun sürdürülebilir özelliği kalmadı. Yılbaşındaki yazımda dile getirdiğim gibi artık borçlarla yüzleşip, bütçe yaparak öncelikler belirleme zamanı.
Her ne kadar pandemi süreci bu konuda bizi bir nebze disiplin altına aldıysa da, sürecin biraz gevşemesinin ardından o günlerde aldığımız dersi unuttuğumuz gözleniyor. Kimse yanlış anlamasın.
‘Har vurup harman savuruyorsunuz’ demiyorum. Sadece ‘borcu borçla ötelemekten ve daha fazla batmaktan vazgeçin’ diyorum. Size kredi veriyormuş gibi yapanların gölgesinde battığınızı fark edin istiyorum.
‘Ne olacak ödenir gider’ mantığından çıkın demeye çalışıyorum. Çünkü teşbihte hata olmazmış, adeta bir konkordato sürecine girmiş bir vatandaş olarak, yalnız olmadığınızı, milyonlarca insanla birlikte aynı sorunu yaşadığınızı anlatmaya çalışıyorum.
Halen tüketici güveninin düşmesinin nedenlerini arayıp, gerçek sorunla yüzleşmeyenlere ‘yardım değil, insan gibi çalışacağım ve insan gibi kazanarak yaşayacağım bir iş istiyorum’ demeniz gerektiğini hatırlatıyorum.
Bir tarafta tüketimi coşkulamaya çalışanlar, bir haftalık tatili sizi 3,5 sene borçlandırarak satanların sahte ekonomi başarıları, öte tarafta güç duruma düşmemek için halen kredibiliteniz kaldıysa yeni borç arayışları.
Borcu borçla kapatmak yerine, aracı duvara çarptırın ve ödenebilir bir süreci daha çok borçlanmadan başlatın. Yoksa bu gidiş, gidiş değil. Elbette cebinizde 100 milyar dolar varsa, sorun yok. Ama olmadığını biliyorum. Sorunu büyütmeyin, sorunu çözün.
[email protected]