Yeni açıklanan paketin en can alıcı maddesi KDV indirimi. Özellikle gıdada getirilen bu indirimi, hareket olarak doğru ama yetersiz ve tamamen bel bağlamanın büyük hayal kırıklıklarına neden olacağı bir başlık olarak görüyorum.
Eğer bu bir başlangıçsa anlamı var. Yani dolaylı vergilerdeki indirim tarlada ekim yapan insanların girdilerine de yansıyacaksa, mazotundaki maliyet düşürülecekse, elektrik faturalarında, doğalgazda, ulaştırmada yani yaşamın her alanında yaygınlaştırılacaksa konuşmaya değer.
Çünkü hepsi artık insanların temel girdisi haline dönüştü. Bir detay daha var. O da tehlikeli bir olasılığı önümüze koyuyor ki, esnaf ile vatandaşı karşı karşıya getirmemek gerekir.
Gıdada KDV oranı yüzde 8’den yüzde 1’e çekilince herkeste pazartesi gününden itibaren etiketlerin düşeceğine dair bir kanaat oluştu. Öncelikle bu mümkün değil. Zira insanların rafına yüzde 8 KDV’den alıp koyduğu bir ürünü, size yüzde 1’den satmasını bekleyemezsiniz.
Ancak yeni gelecek ürünlerin fiyatında etkili olur ki onun da takibinin yapılması lazım. Böyle bir beklenti oluşturursanız, vatandaş ile esnafı karşı karşıya bırakırsınız. Zaten etin fiyatını kasabın, akaryakıtınkini benzincinin arttırdığını zannedenler olduğu için sorun yaşanabilir.
Peki bu hamle tek başına problemi çözer mi? Yani ekonomi yönetimi ‘daha ne istiyorsunuz’ tadında bir yaklaşım sergiler mi? Sergilemek isteyecektir ama hiç buna yeltenmesin.
Mevsiminde 3 TL’ye satılması gereken portakalın kilosunun 7 – 8 TL’ye satıldığı kabağından ıspanağına her şeyin 20 TL – 40 TL kilo fiyatına yerleştiği bir ortamda bu bir iyi niyet göstergesinden başka bir anlam taşımaz.
Çünkü Türkiye ekonomisinin gerçeği boş baklavadır; boş tosttur. Yapanı da, satanı da, alanı da rencide eden bu tablonun utancı herkese yeter. Birileri alıp sattığı için değil. Buradaki mesaj çok açık olduğu için anlam taşıyor. Bu demektir ki, artık ben maliyetleri karşılayamıyorum. Aynı malzemeyi kullansam satamıyorum. Vatandaş cephesinden baktığınızda ‘ben artık alamıyorum’ demektir.
Boğazımızdan lokma geçmiyor ya da açız söylemini abartılı bulup çay dağıtanların, raftaki fiyatlara bakıp kendi etkileri yokmuş gibi fırsatçı arayanların, döviz ve altın toplayıp aradaki maliyeti 84 milyona yayacakları halde bunu program diye anlatanların övünme değil, unutmadılarsa utanma vaktidir.
Çünkü halkın penceresinden de baktığınızda, üreten açısından ele alsanız da, boş ekonominin boş baklavası bir ülkenin geldiğini noktanın en önemli göstergesidir. Aklımdayken 2 TL’ye tost var, yer misiniz? Ama içi boş, tıpkı ekonomi yönetimi gibi.
[email protected]