Şu an sokağa çıkıp bir anket yapsanız ve insanlara fakir olmak isteyip istemediğini sorsanız sizce yanıt ne olur? Bu soruyu dünyanın neresinde sorarsanız sorun yanıtı bellidir. Hayır… Çünkü bırakın zengin olmayı, herkesin ideali insan gibi yaşayacak bir gelire sahip olmaktır.
Bu nedenle fakirliği kimse kendisine yakıştıramaz. Ama ben iddia ediyorum Türkiye’de herkes fakir olmak ister. Zira asgari ücretin 5 bin 500 TL olduğu ülkede fakirlik yani yoksulluk sınırı Türk-İş araştırmasına göre 22 bin 279 TL.
Dört kişilik bir ailenin hanesine sizce bu para giriyor mudur? TÜİK’in son araştırmasına göre ülkemizde hanelerin ortalama büyüklüğü 3,3 kişi. Yani her hanede en fazla iki kişinin çalışabilme ihtimali var.
Türkiye’de iş bulabilen her iki insandan birinin asgari ücret aldığını düşünürseniz ve iki kişi de iş bulabiliyorsa alınacak rakam sadece 11 bin TL. O da yoksulluk sınırının yarısında, açlık sınırının da 4 bin 160 TL üzerinde…
Şimdi düz mantıkla baktığınızda geri kalanın durumunun iyi olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? İşin gerçeği öyle basit değil. Geri kalanın büyük bir çoğunluğu yevmiye usulü ya da kayıtdışı çalıştığı için asgari ücrete bile yetişemiyor.
Emeklilerin durumu onlardan da kötü. Çok ciddi bir emekli kesim, en düşük maaş olarak belirlenen ve müjde diye sunulan 3 bin 500 TL ile hayatını idame ettirmeye uğraşıyor. Hangi ortamda? Kiraların 4 bin TL ortalamayla konuşulduğu koşullarda.
Mesela ciddi bir bölümde işsizler var. Aslında sayıları daha fazla ama 5 milyon kişi diye ortalasak, bir de üzerine en az bunun kadar da emeklilikte yaşa takılıp ne iş bulabilen, ne de bir emekli maaşına ulaşma olanağı olmayan insanımız olduğunu bilmeliyiz.
Her ne kadar Çalışma Bakanı Bilgin’e göre bu maaşlarla çok rahat yaşanabiliyormuş ve açlık sınırı söylendiğinin 2 bin TL altındaymış, böylece açlık sınırının bir tık üzerinde asgari ücret uygulanıyormuşsa da, sonuçta layık gördükleri kriterin açlık sınırı olduğunu bu vesile tekrar hatırlatmak isterim.
Bu nedenle Türkiye’de sokağa çıksanız ve fakir olmak isteyip istemediğini insanlara sorarsanız alacağınız yanıt ‘hayır’, ama yoksulluk sınırının 22 bin TL’nin üzerinde olduğunu ve eline bu kadar para geçerse fakir sayılacağını söylerseniz istisnasız ‘evet’ olacaktır.
Ne ülke ama? İnsanın fakir olası geliyor. Fakir bile değiliz. Açlık ile fakirlik arasında şanslıysak gelir elde edip, borçlu bir hayatı döndürmeye çalışıyoruz. Evet salt açlık sınırında yaşamamız isteniyor olsa, o da bir şey.
Bir de üzerine borçlu ve aç yaşamamız isteniyor ki, bence asıl tvavma burada başlıyor. Sahi hepinizin evinin önünde araba vardı değil mi? Gerçi bizi kıskanan Avrupa ortalamasının yarısı bile evinin önünde arabaya sahip değil ama neyse.
Nüfusun yüzde 10’unu gösterip, geri kalan yüzde 90’ın zorluğunu örtmeye çalışmak da bir marifet. Ne yapıyoruz? Beterin beteri de var. Çünkü bu bütçe açığıyla mevcut durumumuzu arar hale gelmemiz işten bile değil. Gözüken o ki yepyeni zamların olacak. Satın alma gücümüz dolardan enflasyona kadar birçok nedenle erimeye devam edecek. Ne olur bizi sadece fakir yapın; gerisi biz hallederiz.
[email protected]